Erdoğan’ın muhalefetsiz Türkiye hayali

2007 yılında Vatan gazetesinde yazıyordum. Erdoğan Putin olmak istiyor dedim. Putin kadar güçlü olmayı kafasına koymuş diye yazdım. Hedefe ulaşmak için planını yaptığını söyledim…

Dediklerim harfiyen çıktı. Erdoğan bütün kurumları kendine bağladı. Ülkenin tek söz sahibi oldu. Ağızından çıkan söz sadece emir değil, yasa kabul edildi.

Erdoğan Putin gibi oldu…

Erdoğan Putin kadar güçlü oldu ama Türkiye Rusya değildi… Türkiye Rusya gibi olmamıştı!..

Güçlü sol tabanı, yadsınamaz itiraz geleneği vardı. Az da olsa demokrasinin tadını almıştık. Az da olsa, demokrasinin ne olduğunu öğrenmiştik…

Bu yüzden Erdoğan Putin gibi oldu ama Türkiye Rusya gibi olmadı dedim…

Erdoğan şimdi Türkiye’yi Rusya yapmaya çalışıyor…

Bu ne demek diyeceksiniz? Rusya’daki düzeni/yapıyı soracaksınız…

İzah edeyim…

Anayasa kitapçığında kuvvetler ayrılığı yazacak ama fiilen kuvvetler birliği olacak…

Yargı tarafsız ve bağımsızdır denecek ama iktidarın tercihlerini gözetecek… İktidarı koruyup kollayacak. Daha açık ifadeyle iktidarın işaretine, iktidarın gözünün içine bakacak…

Yasama da olacak tabii… Demokrasinin olmazsa olmazı kabul edilecek ama bağımsızlığı, kurum olarak karar alma gücü tırpanlanacak. İktidar daha açık değişle tek adam ne derse harfiyen yerine getirecek. Otokrasinin yasalarını çıkarmakla meşgul olacak…

Medyasız olmaz!.. Görünürde onlarca gazete, onlarca TV kanalı, yüzlerce internet sitesi var olacak ama kahir ekseriyeti iktidara hizmet etmeyi görev bilecek…

Üniversiteler her ilde şaşalı binalarda öğrencilere hizmet verecek. Ama fakültelerin kapılarından özgür düşünce girmeyecek. Tartışma ortamı yasaklanacak. Tek adam tarafından atanan rektörler bilime değil iktidara hizmet etmeyi ön planda tutacak.

Bu saydıklarım Rusya’da harfiyen uygulanıyor.

Türkiye’de zaman içinde yavaş yavaş adım adım bu aşamaya geldi. Erdoğan 2007 yılında başladığı Putin olma yolculuğunda kaleleri tek tek fetih etti…

Parti devletini kurdu.

Yasama var mı var?

Yargı var mı var?

Medya var mı var?

Üniversiteler var mı var?

Ama işlevleri var mı? Güçleri var mı? Kurumsal kimlikleri kaldı mı?

Maalesef!...

Rusya’da da yok Türkiye’de de yok…

Ama…

Rusya’dan tek bir farkımız var; onlarda muhalefet yok bizde var… Hem de güçlü şekilde var… Muhalefet denilince akla tek parti geliyor; CHP… Diğerleri etkisiz, güçsüz, başka hesaplar peşinde…

O halde muhalefetsiz Türkiye yapmanın yolu ne?

CHP’yi bölmek, parçalamak, itibarsızlaştırmak, belediye gücünü tırpanlamak, etkin siyasi aktörlerini hapse atmak…

Son aylarda yaşadıklarımıza bu gözle bakın derim…

Bayram sabahı bu satırları yazdım, neşenizi kaçırdım, kusura bakmayın. Ama bayram coşkumuz, bayramla kucaklaşma neşemiz, bayram sabahı sevincimiz kaldı mı?

Benim kalmadı…