Beştepe, 2028’i șansa, talihe ve kadere bırakmak istemiyor.
İki aşamalı bir plan uygulanıyor.
Bir: TBMM’de en az 360 oyu bularak, Türkiye’yi erken seçime götürüp Erdoğan’a bir kez daha cumhurbaşkanı adayı olma imkanı sağlamak.
İki: Erdoğan’ın aday olması yetmez, kazanmasını da garanti altına almak. Yani, yeneceği bir rakiple yarışmasının koşullarını hazırlamak.
Bu doğrultuda ilk olarak Ekrem İmamoğlu tutuklandı.
İmamoğlu’nun adaylık hakkını elinden almak için diplomasını iptal ettiler.‘Ahmak Davası’ ile siyasi yasak getirmeyi hedefliyorlar ki, İmamoğlu ‘belasından’ bütünüyle kurtulabilsinler.
Yine de tehlikeyi bertaraf edebilmiş değiller.
İmamoğlu kadar güçlü bir rakip olan Mansur Yavaş, adaylık iddiasını sürdürdükçe Erdoğan’ın 2028’e garanti gözüyle bakması zor.
2019’dan bu yana adının sorulduğu her ankette açık ara önde, Yavaş. Erdoğan’ın kale bellediği, İç ve Doğu Anadolu’da yaşayanlar başta olmak üzere milliyetçi ve muhafazakar seçmenin gönül rahatlığıyla oy verdiği, vereceği bir siyasetçi. Beştepe’nin 2028’i dikensiz gül bahçesine çevirmek için Yavaş meselesini halletmesi gerekiyor.
İmamoğlu gözaltına alındığında sıranın Yavaş’a geleceği belliydi.
Bu, yalnızca öncelik ve zaman meselesiydi.
Yedi ay önce İmamoğlu ile başladılar.
Ve dün Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) kapısına dayandılar.
154 milyon TL’lik zarar iddiası
İmamoğlu’na başlatılan diploma davasının ve Yavaş hakkındaki konser soruşturmasının aylar önce ‘Veryansın’ adlı internet sitesinde dolaşıma sokulması tesadüf olmasa gerek. ABB’de, konser ihaleleriyle kamunun zarara uğratıldığı iddiası geçen nisan ayında ‘Veryansın’da ortaya atılmıştı.
Yavaş, basın toplantısı yaparak, suçlamalara cevap verdi.
Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanını görevden uzaklaştırdı.
Yavaş’ın talimatıyla başlatılan iç soruşturmada, bir kamu zararının olmadığı sonucuna varıldı.
İçişleri Bakanlığı müfettişleri aksi yönde karar vererek dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
ABB, 32 konserin hizmet alımında kamuyu 154.453.221 TL zarara uğratmakla suçlanıyor.
Bu iddia doğru mu, değil mi, soruşturma sonunda öğreneceğiz.
ABB’den yapılan açıklamada çok haklı bir karşılaştırma yapılıyor.
AK Parti’nin belediyeyi yönettiği 2014-2019 arasında gerçekleştirilen 80 etkinlik için 33 milyon dolar ödenirken, 2019 yılından 29 Ekim 2024’e kadar 426 etkinliğe 30 milyon dolar harcanmış.
Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği ‘Kültür Yolu’ festivali için ne kadar ödediği açıklanırsa bir kamu zararının olup olmadığı açıklığa kavuşur. Amaç, ABB yetkililerinin karıştığı bir yolsuzluğu mahkum etmekse tabi!
Gökçek, yedi saat önce haber verdi
Eğer Melih Gökçek, bu operasyondan yedi saat önce, 00.35’te, “Hazır mısın Ankara? Hazır mısın Türkiye? Ankara’da milyarlık vurgun patlıyor” diye tweet atmasa; operasyondan sonra İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yandaş basına, dosyadan alındığı anlaşılan, ‘Soru-Cevaplarla Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne Yönelik Konser Soruşturması’ başlıklı bilgi notu dağıtılmasa “Yavaş’la değil, yolsuzluklarla mücadele ediliyor” diyebilirdik belki.
Propaganda merkezi: DMM
Bir kamu kurumu olan DMM, tarafsız davranması gerekirken, AK Parti’nin propaganda birimi gibi hareket ediyor.
Üstelik ilk kez işlemiyor bu suçu.
31 Mart’tan önce İmamoğlu’nun rakibi olan Murat Kurum için propaganda bülteni yayınlayan DMM, şimdi de Yavaş aleyhinde kampanya yürütüyor.
Dün gün içerisinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından operasyon hakkında yapılan açıklamada 32 ihalede 154.453.221 TL’lik kamu zararı iddiasına ve gözaltına alınanların kimlik bilgilerine yer verilirken, nasıl oluyor da DDM’nin dolaşıma soktuğu bilgi notunda, soruşturma içeriğine ilişkin, gizli bulgular aktarılabiliyor?
Bu bilgi ve verileri kim nasıl sızdırdı?
Savcılığın vermiş olabileceği ihtimaline inanmak istemiyorum.
AK Parti de bilgi notu dağıttı
AK Parti Genel Merkezi tarafından da bir bilgi notu hazırlanarak, gazetecilere servis edildi. DMM’nin notundan yararlanılarak, haber metni şeklinde oluşturulan bu metin bana da ulaştırıldı.
Suçüstü yakalanan İletişim Başkanlığı ve AK Parti, “Bu operasyon siyasi değil” diyebilir mi?
Siyasi değilse neden operasyonun göbeğindesiniz?
Besbelli, asıl amaç İmamoğlu’ndan sonra Yavaş’ın da ‘yargısal müdahale’ ile aday olmasının önüne geçmek.
Yeni dalgalar olabilir
Dünkü operasyonda, yedisi belediye yöneticisi olmak üzere 13 kişi gözaltına alındı.
Bu şüphelilere zaten Yavaş tarafından el çektirilmişti.
Ne kaçtılar ne de belediyede himaye edildiler.
İfadeye çağırsalar giderlerdi.
Gel gör ki…
Sabah evlerinden gözaltına alındılar.
‘Parsel Parsel’ suçlamasına ve ‘Ankapark’taki rezalete rağmen Gökçek döneminde gerçekleştirilmeyen böyle bir baskın ve operasyon niçin Yavaş’a yapılıyor?
Bu, Yavaş’a “Geliyoruz” mesajı vermek değil midir?
Kulağıma gelenler doğruysa sırada belediyenin başka şirketleri var.
Örneğin, Fen İşleri Daire Başkanlığı ve PORTAŞ A.Ş.’de 2021 ve 2022 yıllarında ihalelere fesat karıştırıldığı iddiası soruşturmaya konu edilebilir.
Bu operasyonlarla murat edilen, Yavaş’ın ‘dürüst ve güvenilir’ imajını sarsmak ve itibarını yok etmektir. Yavaş’ı bütün anketlerin birincisi ve potansiyel cumhurbaşkanı adayı yapan, Beştepe’nin uykularını kaçıran, işte bu itibarıdır.
Yavaş, Özlem Çerçioğlu gibi altı metrekarede tutulma korkusuyla “Cumhurbaşkanı’nın himayesine” girmeyi kabul edecek biri olmadığına göre ABB duvarlarını dövecek dalgalara karşı hazırlık yapmalı.
Çünkü sıra O’na geliyor.
AK Parti Menemen ve Gelibolu’daki yolsuzluğu konuşuyor
AK Parti, sekiz il başkanını ve MKYK üyesi Veli Arslan’ı istifa ettirdi.
Genel merkez yetkilileri istifaları performansla açıklasa da asıl sebebin yozlaşma olduğu söyleniyor. Bu il başkanları ihale kovalamakla ve iş takibi yapmakla suçlanıyor. İlerleyen günlerde yeni istifaların geleceği iddia ediliyor.
Bu arada AK Partili Yahşihan Belediye Başkanı Ahmet Sungur da irtikap suçundan tutuklandı.
AK Parti kulislerinde iki ilçe daha rüşvet ve yolsuzluk çarkıyla anılıyor.
Bunlar İzmir Menemen ve Çanakkale Gelibolu.
Bülent Turan’ın konuşmadığı başkan
Beştepe’ye yakın bir isim, AK Parti’nin İzmir’deki tek belediyesi olan Menemen için şunları söylüyor:
“Yolda yürürken görürsünüz, bir bina üç katlı, yanındaki ise 15 katlı. Müfettiş Menemen’de tur atıp baksa yeter. Her tarafı yolsuzluk. 4600 işçisi varmış. Mümkün değil bu yükü taşıması.”
Aynı isim, Gelibolu’da imar planları için rüşvet istendiğini öne sürüyor.
İddialar o kadar ayyuka çıkmış ki, İçişleri Bakan Yardımcısı ve AK Parti Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Gelibolu Belediye Başkanı Ali Kamil Soyuak ile selamı sabahı kesmiş, konuşmuyormuş.
AK Partililerle müteahhitlerin rüşvet kavgası
Bu iddiaları önceki akşam Halk TV’de ‘Rota’ programında dile getirince Menemen ve Gelibolu’dan mesajlar aldım.
CHP’li Menemen Belediye Meclis Üyesi Uygar Kanmış, Başkan Aydın Pehlivan hakkında iki kez şikayetçi olduklarını belirterek, şu iddiaları sıraladı:
-İmarda emsal iki katken, rüşvetle 8-9-10 kat olarak veriliyor.
-İki kat imarlı villakentte 4 ve 7 katlı binalar var.
-Esatpaşa ve Uğur Mumcu mahallelerinde 5 kat imarlı parsellerde 13-15-17 katlı binalar yükseliyor.
-Müteahhitler 48-50 dairelik hakkı bulunan parsellerde rüşvetle 130-140 daire yapıyor.
-Bir iki ay önce AK Parti Menemen İlçe Başkan yardımcılarının bir müteahhitten bina için 4 milyon TL rüşvet aldığı, anlaşmazlık üzerine birbirlerine girdikleri konuşuluyor.
-İmar, yapı ve yapı kullanma ruhsatlarında usulsüzlükler almış başını gitmiş. Usulsüz projeleri lise mezunu bir teknisyen imzalıyor.
-Yapı denetim firması atanmıyor. 30-40, hatta 182 dairesi olan projede yapı denetim bulunmuyor.
-Tarım arazilerinde kaçak yapılaşmalara çanak tutulmuş, “2021 öncesi yapıdır” şeklinde usulsüz elektrik ve su yazıları verilmiş. Araziler belediye eliyle imara açılmış. Menemen Ovası işgal altında.
-Tarım arazilerinde yüzlerce depo ruhsatı mevcut. Fabrikatörler fabrikalarını satarak, Menemen Ovası’nda İl Tarım Müdürlüğü’nden görüş almaksızın, belediye tarafından rüşvetle verilen ruhsatlarla depo yapıyor.
‘Ormanı imara açtı’ iddiası
Gelibolulu bir esnaf ise şu iddiaları yazıyor:
“Başkan Ali Kamil Soyuak, Evreşe’nin eski belediye başkanıdır. Asıl vurgunu Adilhan Köyü’nde yaptı. Ormanı imara açtı, siyasilere ve varlıklı kişilere yüksek miktarda paralara denk gelen paylar karşılığında izinler verdi. Ormanda ve denize sıfır konumdaki villalarla ilgili çok şikayet var.”
Halk TV’deki açıklamalarımdan ötürü AK Partili siyasetçilerden teşekkür aldığımı söylemeliyim.
Bakalım, Menemen ve Gelibolu’daki iddialarla ilgili soruşturma açılacak mı?