Açılım anayasası

Erdoğan’ın Macaristan dönüşü sırasında, uçakta gazetecilere, “Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok” demesi, en çok MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi endişelendirdi.

Kuşkusuz bu endişenin kaynağı, Bahçeli’nin siyaseten Erdoğan’a mahkûm olmasıdır. Çünkü Cumhur İttifakı’nın olmadığı şartlarda, MHP daha da eriyecek ve TBMM dışı kalacaktır.

BAHÇELİ'NİN UYARISI

Bahçeli, Erdoğan’ın o sözlerinin ardından bir basın açıklaması yaptı. Açıklama, “Erdoğan’ın yolundan caymaya hakkı yoktur” mesajıyla bir çağrı niteliği taşıyor ama satır aralarındaki bazı ifadeler nedeniyle aynı zamanda uyarı gibi de okunabilir.

Zira Bahçeli’nin “Derdi vatan ve millet olan bir cumhurbaşkanının yolundan caymaya hakkı yoktur” sözü, tersinden, aday olmadığı durumda Erdoğan’ı “vatan ve millet karşıtlığına” pozisyonlamaktadır.

Yine Bahçeli’nin “Tarihi geriye sarmak akıldışılıktır”, “Tarihin gerisine düşmek izmihlalle (yok olup bitme) eşdeğerdir” şeklindeki sözleri de dikkat çekicidir ve asıl önemlisi “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurum ve kurallarıyla kökleşmesi hususunda elbirliğiyle yapacağımız pek çok şey olduğu her türlü izahtan varestedir” demesidir.

ERDOĞAN'IN DERDİ

Erdoğan’ın “Tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok” demesi, elbette inandırıcı değil. Sorulara önünde yazılı bir kâğıt olmadan verilen cevaplar sırasında, muhtemelen, cümlenin önündeki hedefi kuvvetlendirmek amaçlı bir söz bu.

Çünkü Erdoğan bu sözün hemen öncesinde, “Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz” demektedir ve “kendisi için istemediği” iddiasına inandırıcılık kazandırabilmek için de arkasından “tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok” demiştir.

Erdoğan’ın tekrar aday olabilmek ve tekrar seçilebilmek diye bir derdi vardır ve o dert, bu kez gerçekten büyük bir derttir.

TÜRKİYE'NİN YENİ ANAYASAYA İHTİYACI VAR MI?

Asıl mesele de şudur: Türkiye’nin gerçekten yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı? Yoksa asıl ihtiyaç, anayasaya uyan bir iktidar mıdır?

Unutulmamalı: AKP, 82 Anayasası’nın zaten dörtte üçünü değiştirmiş durumda. Üstelik, en önemli değişim, bir ihtiyaçtan değil, Erdoğan’a meşruiyet kazandırma gereğinden doğmuştur. Anımsayın, Bahçeli açıkça “madem Erdoğan anayasaya uymuyor, o zaman anayasayı Erdoğan’a uyduralım” diyerek o değişikliğin yolunu açmıştı.

Ama Erdoğan bir süre sonra kendisine uydurulan anayasaya da uymadı. Hatta iktidar, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını bile tanımayan, uygulamayan bir konumdadır.

Kısacası, Erdoğan’a en uygun anayasa bile, bir süre sonra Erdoğan’a uymayacaktır. Çünkü kurallarla, yasalarla, anayasayla sınırlanmayı kabullenemeyen bir yönetim tarzı var Erdoğan’ın. O nedenle de Türkiye’yi uzunca bir süredir, daha çok kararnamelerle yönetmektedir.

YENİ DEVLETE YASALLIK KAZANDIRMA AMACI

İktidarın bugün yeni bir anayasayı savunmasının önemli nedenlerinden biri, PKK’yle yaptıkları açılıma meşruiyet kazandırmak içindir.

Açılımı devleti dönüştürmekte kaldıraç olarak kullanmakta, dönüşecek yeni devleti yasallaştırmak için de yeni anayasa yapmaya çalışmaktadırlar.

Kısacası, AKP-MHP-PKK’nin Türk-Kürt-İslam rejimine uygun bir yeni anayasadır istedikleri.