İktidarın korkusu

CHP’li belediyelerin başarıları iktidarın korkulu rüyası haline geldi.

CHP’nin yerel yönetimlerdeki başarısını genel seçim zaferine dönüştüreceğini gören iktidar, CHP’li belediyelere kilit vurmak için hamle üzerine hamle yapıyor.

İşe İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’ndan başladı.

İmamoğlu’nu tutuklatıp cezaevine gönderdikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni hizmet veremez hale getirmek için belediye yöneticilerini de tutuklayıp Silivri’ye gönderdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kilitlemek için bu operasyonların devam edeceği anlaşılıyor.

İktidar bununla da yetinmeyip CHP’li belediyelere kilit vurmak için yeni yerel yönetimler yasası hazırlığını sürdürüyor.

İktidarın CHP’li belediyeleri kısıtlamak için belediyelere getirmeyi planladığı değişiklikler şöyle özetleniyor:

Belediye başkanlarının yetkilerinin sınırlandırılması.

Kentsel dönüşümde imar izni yetkisinin daraltılması.

Sosyal yardımların bakanlık iznine bağlanması.

İktidar bu sınırlamalarla CHP’li belediyelerin hizmet vermesinin önüne önemli engeller koymayı planlıyor.

İktidarın belediyeleri hedef almasının nedeni CHP’li belediyelerin sosyal belediyecilik anlayışını başarıyla hayata geçirmiş olmaları.

Nedir sosyal belediyecilik?

Sosyal belediyecilik; sosyal risk gruplarına ve dezavantajlı kesimler olarak ifade edilen kadınlara, çocuklara, yaşlılara, yoksullara, işsizlere, cinsiyet, göçmenlik gibi nedenlerle toplumdan dışlanmış gruplara yönelik hizmetler sunulmasıdır.

CHP’li belediyeler bu hizmetleri sundukları için başarı sağlıyorlar.

Örneğin kilitlenmeye çalışılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini anımsatalım:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi; Halk Süt, Halk Ekmek, Kent Lokantaları, Anne Kart, Yuvamız İstanbul, İBB Kadın Merkezleri, sosyal konut projeleri, özel gereksinimli bireyler ve kısa mola merkezleri, genç üniversiteli bursları, öğrenci yurtları, yaşam merkezleri, mahalle evleri, geçici barınma merkezleri, kütüphaneler, askıda fatura, gıda, hijyen kolisi, okul beslenme, eğitim, evlilik ve yeni doğan destekleri uygulamalarıyla sosyal belediyeciliği yaşama geçirdi.

Bu uygulamaların bir çoğunu CHP’li başkanların yönettiği diğer büyükşehir ve il belediyeleri de uygulamaya geçirdiler.

İktidarın rahatsızlığı bu uygulamaların halkta yarattığı memnuniyetten kaynaklanıyor.

CHP’nin belediyelerde verdiği bu hizmetler nedeniyle genel seçimi de kazanacağını gören iktidar İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yöneticilerini tutuklayarak bu süreci durdurmaya çalışıyor.

Ancak bunun halkta yaratacağı tepkiyi yönetebileceği yanılgısına düşüyor.

Oysa böyle bir tepkinin yönetilmesi mümkün değil.

Geçmiş bunun örnekleriyle dolu.

Halk, iradesini yok sayan iktidarlara karşı her zaman sandıkta gereken yanıtı vermiştir.

Sandığa yansıttığı iradesini yasalarla değiştirmeye çalışan iktidarları sandığa gömmüştür.

Darbe dönemlerini sandığa gömmüştür.

İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip tutuklandığı 19 Mart darbesini de ilk fırsatta sandığa gömecektir.

Bundan kimsenin kuşkusu olmaması gerekir.