Hindistan Pakistan’ı vurur mu?

Pakistan ile Hindistan arasındaki Keşmir gerilimi tırmanıyor. Hindistan, kontrolündeki Cammu Keşmir bölgesinde 28 kişinin hayatını kaybettiği Pagalham saldırısından Pakistan’ı sorumlu tutuyor, Pakistan ise iddiaları reddediyor. İslamabad, bu saldırının bir ‘sahte bayrak’ operasyonu (gizli örgütlerin halkı kışkırtmak için yapılabileceği eylemler için kullanılır) olabileceğini iddia ederken, Hindistan’ın kendisine saldıracağına dair ‘güvenilir’ deliller olduğunu söylüyor. 

İki ülke arasındaki gerilimin bölgesel, daha sonra da küresel bir savaşa dönüşmesi büyük endişe kaynağı olsa da soru şu: Pakistan ve Hindistan çatışma riskini göze alabilir mi? Sanmam. Bu, iki bölgesel gücün arkasındaki süper güçlerin yani Çin ve ABD’nin de göze alabileceği bir ihtimal olarak durmuyor. En azından bu aşamada... Bu sebeple hem Washington hem Pekin tansiyonun düşürülmesi için dengeli açıklamalar yapıyor. 

Hindistan’ın Çin politikası 

Dünyanın en büyük 5. büyük ekonomisi olan Hindistan, kendisini “küresel güneyin sesi” olarak görüyor. Ağırlıklı olarak ABD ve Batılı ülkelerle stratejik düzeyde anlaşmalar yapıyor. 2022’de Washington ile imzaladığı ‘ileri teknoloji üretimine’ dönük anlaşma, Avrupalı ülkelerle ‘tedarik zinciri mutabakatları’ bu politikanın somut meyveleri... Buna mukabil Rusya ve Çin’e karşı da dikkatli bir politika izliyor. Örneğin Rusya ile ticaretini Ukrayna Savaşı’na rağmen devam ettiriyor. ‘Herkesle işbirliği yapıyoruz’ söylemini de Çin’e karşı bir ‘denge’ argümanı olarak kullanıyor. Ayrıca Hindistan’ın uzun süredir Çin ile sınır sorunları yaşadığını ve bunun kalıcı bir anlaşma ile çözümlenmediğini de hatırlatalım. Bölgede Çin’in artan askeri varlığı sebebiyle tamamen Washington’ın dümen suyuna giremediğini de... 

ABD ise Çin’e karşı Hindistan’ı desteklerken, uzun yıllardır askeri ve istihbarat iş birliği yaptığı Pakistan’ı doğrudan karşısına almıyor. Bunun sonucunun İslamabad’ı Çin’in kucağına tamamen itmek olduğunu biliyor. 

Pekin’in koridor mücadelesi 

Çin ise Pakistan ile stratejik ilişkilerini yıllar içinde ilmek ilmek ördü. Örneğin Pekin ‘Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’ anlaşması ile İslamabad’ı yanına çekmeyi başardı. 65 milyar dolarlık bu proje, Çin’in ‘Kuşak Yol’ Projesi’nin bir koluydu ve bu yüzden de ‘stratejikti’. (Yeni Delhi’nin Batı ile ‘Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’ için anlaşmasının sebebi buydu.) Bugün 30 bin civarında Çinli, projenin Pakistan ayağındaki inşaatlarda çalışıyor. 6 bin 500’e yakın Çinli ise Thar kömür sahasındaki iki santralde görev yapıyor. 

Ayrıca son 5 yılda Çin ve Pakistan arasındaki askeri iş birliği de giderek büyüyor. Pakistan’ın son beş yıldaki toplam silah ithalatının yüzde 81’i Çin’den geliyor. 2024’te 15,9 milyar dolar olan ithalatının 5,6 milyar doları da elektronik ürünler... 

Bu artan iş birliğinden Hindistan’ın çok rahatsız olduğu bir gerçek. Hatta Hindistan basınında bu saldırının yapıldığı bölgede Çin cihazlarının ele geçirildiği iddiası gündeme taşınıyor. Gerçekler soruşturmanın sonunda ortaya çıkacak ama hem Washington hem Pekin bu aşamada ortamın daha da gerilmemesi için diplomasiyi çalıştırıyor. ABD’den yapılan “Hindistan’ın karşılığı bölgesel savaşı tetiklememeli” uyarısını da saldırı sonrası Çin’in devreye girip ‘bağımsız bir araştırma komisyonu’ kurulması önerisini de bu ilişkiler ağı içinde görmek gerekir.