19 Mart tahribatı dalga dalga yayılıyor

Yaşanan 19 Mart İmamoğlu krizinin yarattığı ekonomik tahribat, dalga dalga genişlemeye devam ediyor. Siyasi tansiyonun düşmemesi, sadece piyasaları değil artık üretimi, yani büyümeyi de vurmaya başladı. 

Faizlerin yüzde 49’a yükseltilmesine rağmen finansal piyasalarda, özellikle kurlarda, istikrarın sağlanamadığı açık. Döviz rezervlerindeki erimenin devam ettiği görülürken, faizlerin 10 puan artması, krizin geniş kesimlere yayılmasına neden oluyor. 

Dün açıklanan resmi verilere göre, nisanda imalat sanayindeki kapasite kullanım oranı, marta kıyasla 0.1 puan azalarak, yüzde 74.3 seviyesine geriledi. Bu veri 2023 Mart ayından sonraki en düşük seviyeyi gösteriyor. 

Yine dün açıklanan mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise nisanda 2.4 puan azalarak 100.8 oldu. Endekse göre gelecek 3 aydaki üretim hacmi, gelecek 3 aydaki toplam istihdam, son 3 aydaki toplam sipariş miktarı ve gelecek 3 aydaki ihracat sipariş beklentilerinde önemli gerilemeler yaşandı. 

Bu veriler 19 Mart krizinin sona ermemesi nedeniyle, nisandan itibaren beklentilerin hızla bozulduğunu açıkca gösteriyor. Üretimdeki gerilemenin önümüzdeki aylarda derinleşerek sürmesi beklenirken, bu durum ekonomiyle ilgili şikayetlerin geniş kesimlere yayılmasına neden oluyor.  

ŞİRKETLER SES ÇIKARMAYA BAŞLADI  

Zaten Bakan Mehmet Şimşek, krizin ardından talebin kesileceğini belirtirken, üretimde yaşanacak düşüşü de itiraf etmişti. Talebin, buna bağlı üretimin düşmesi, bırakın yatırım umutlarını, mevcut işyerlerinin yaşam korkusu yaşamasına neden oluyor. 

Bu korkunun giderek büyüdüğünü, uzun zamandır sessiz kalan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun dün yaptığı açıklamadan da anlıyoruz. Son bir haftada 7 bölge toplantısı ve tüm illerden gelen şikayetler üzerine açıklama yapan Hisarcıklıoğlu, “sürdürülebilir büyüme için finansmana erişimin kolaylaştırılması gerektiğini” söyledi.  

Bunun yanında zırai don felaketi ve artan girdi maliyetlerini, “özellikle emek yoğun sektörlerde yol açtığı önemli problemler” olarak sıralayan TOBB Başkanı, üreticilerin desteklenmesi ve çiftçilerin yanında olunmasını istedi. 

Emek yoğun sektörlerin rekabet gücünü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Başta tekstil ve hazır giyim olmak üzere emek yoğun sektörlere ek destekler” verilmesini istedi. 

Özetle; siyasi iktidar şirketlere ve vatandaşlara “yılın ilk çeyreğinden sonra faizler de düşecek, talebe bağlı olarak üretim de artacak” sözü vermişti ama tam tersi oldu. Siyasi iktidarın yargı yoluyla attığı adımlar piyasayı iyice zora soktu. Bir başka deyişle ekonomide, neredeyse bir yıl öncesine geri dönüldü. 

Bir yıl geriye düşüldü ama hem vatandaşın hem de şirketlerin durumu bir yıl öncesine kıyasla çok daha zor. Zaten eriyen satınalma gücü, enflasyonda beklenen artışla birlikte hızlanacak. Yanı sıra, son bir yılı zorla idare ettikleri için, başta KOBİ’ler olmak üzere, tüm şirketler artık dayanamaz noktalara gelmişlerdi. Bu nedenle bu krizin etkilerini çok daha ağır yaşayacaklar.  

Hem finans kesiminde hem de reel sektörde, “yaşanan siyasi tansiyon çabuk düşer ve ekonomide işler tekrar yoluna girebilir umudu” vardı ama artık bu umut hızla yok oluyor. Özetle; ekonomide kimse artık önünü göremiyor .