19 Mart operasyonu olmasa belki de Hakan Fidan ve ABD’li mevkidaşı Marco Rubio üzerine daha çok konuşacaktık. Ancak Türkiye, İmamoğlu ve ekibinin tutuklanmasına kilitlendi.
Rubio-Hakan Fidan görüşmesinde bu mesele gündeme geldi mi, gelmedi mi bir miktar tartışıldı. Anlaşılan Rubio, “ABD, Türkiye ile yakın ilişkiler kurmak, bölgede beraber çalışmak istiyor. İstikrarsızlığa yol açacak işlere girmenize gerek yok” demiş. Elbette resmi açıklamalarda böyle demiyor, ben kendi yorumumu kattım.
Bundan böyle ABD’nin başka ülkelerle ilgili demokrasi, insan hakları vb. konusunda çağrı, uyarı vb. yaptığını duymayacağız. Hatta ABD’nin kendi iç siyasetinde bile demokrasi vurgusu iktidar cephesinde gitgide azalacak.
***
Trump ile ilgili ezber, ne yapacağının öngörülemez olduğu. Aslında öngörülemez değil. Trump’ın çevresinde dünyaya şu ana kadar alışık olduğumuz perspektiften bakmayan bir yapı var. Bu yapının da bir dünya görüşü ve ideolojisi var. Bu ideoloji önce yıkmak sonra da saf güç ve otorite odaklı yeni bir yapı kurmak.
Trump yönetiminde öne çıkan isim malum Elon Musk oldu. Musk hem dünyanın en zengin adamı hem de Amerikan devletini yeniden dizayn ediyor. Peki Musk bu dizaynı neye göre yapıyor?
***
Musk, kankası Peter Thiel, onların adamı başkan yardımcı JD Vance gibi yeni kuşak liberteryenler hep bir eko sistemin, bir düşün dünyasının adamları.
Bu akıma “karanlık aydınlanma” deniyor. Curtis Yarvin’in yazdıkları üzerine Nick Land’in koydukları bu paradigmayı şekillendiriyor.
Karanlık aydınlanma, bize neo kameralizm vadediyor. Yani devletin verimlilik esasına göre şekillendirildiği, vatandaşın yurttaş değil müşteri gibi görüldüğü bir sistem. Devlet, halkın iradesini yansıtan bir yapı değil, adeta dev bir şirket.
Şirket kârlılığa bakar, müşteri memnuniyetine bakar. Ama herkes de bu şirketin müşterisi olmak durumunda ya da kabiliyetinde değildir. Parası, yeteneği yeten müşteri olabilir.
***
Karanlık aydınlanmaya göre demokrasi, devletin ayağına bir bağ. Her kafadan bir ses çıkan, çıkar grupları, sivil toplum örgütlerinin taleplerde bulunduğu bir yapı devleti zayıflatır. Dolayısıyla karanlık aydınlanma, CEO modeli bir devlet başkanı olsun, yanında teknokrat bir elitle şirket devleti yönetsin istiyor. Karanlık aydınlanmanın kapısını aralayınca aslında bu yönetimin dünyaya nasıl baktığı, ABD’den ne beklediği apaçık görünüyor.
Amerikan geleneksel sağı her zaman küçük devlet ve az müdahaleyi savunur, bu yeni bir şey değil. Ancak karanlık aydınlanma, buna benzer bir şey değil. “Elimizdeki şey bozuk ve demode, bunu tamamen yok edelim yeni bir merhaleye geçelim” kafasındalar.
Karanlık aydınlanmacılar iktidara geldiler, bakalım nefret ettikleri devleti yerle bir edip, hepimizi müşteriye çevirebilecekler mi?