SEÇİME üç yıl var ama Ekrem İmamoğlu sanki yarın seçim olacakmış gibi davranmaya başladı.
Oysa üç yıl, siyaset açısından çok ama çok uzun bir süre.
Üç yılda bütün dengeler değişebilir.
*
Nitekim şimdiden dengeleri değiştirecek gelişmeler yaşanıyor.
İşte bakın:
*
Öcalan’ın çağrısının ardından DEM Parti ile Cumhur İttifakı arasındaki mesafe kapanmaya başladı. Bu gelişmeden sonra DEM Parti seçmeninin, muhalefete oy vereceğinin garantisi var mı?
*
Hadi azıcık uzağa bakalım.
Önümüzdeki günlerde...
- Avrupa Birliği ile ilişkilerin bambaşka bir seyir alma ihtimali var.
- Trump’ın Erdoğan’la kuracağı ilişkinin biçimi ortaya çıkacak.
- Mehmet Şimşek yönetiminin ekonomide aldığı önlemlerin sonuçları belli olacak.
*
Bunlar öngörebildiğimiz gelişmeler.
Bir de öngöremediklerimiz var.
*
Neyse...
Demem o ki: Üç yıl, çok ama çok uzun bir süre...
İmamoğlu’nun kendi kendine koştur koştur bir adaylık yarışı başlatmasından erken bir yorgunluk çıkabilir.
MANSUR YAVAŞ NEYİ BEKLİYOR
EKREM İmamoğlu’nun önünün kesilmesini bekliyor.
Davalardan mı siyasi yasak gelir, diplomasındaki sorunlardan mı adaylığı imkânsızlaşır?
İşin bu kısmıyla ilgilenmiyor Mansur Yavaş.
*
İç sesi hep şöyle diyor Yavaş’ın:
“Nasıl olsa Ekrem İmamoğlu’nun önü kesilecek. Nasıl olsa top benim ayağıma gelecek.”
*
Stratejisini de buradan kuruyor Yavaş.
“En iyisi beklemek. Sabırla beklemek” diyor ve bekliyor.
*
Peki ya Ekrem İmamoğlu’nun önü kesilmezse?
O zaman ne yapacak Mansur Yavaş?
*
Bunun için henüz bir planı, bir stratejisi, bir taktiği yok Yavaş’ın.
Burası belirsiz.
Ancak belirli olan bir şey var.
O da şu:
İmamoğlu’nun önü kesilse de kesilmese de...
Mansur Yavaş, kesinlikle Cumhurbaşkanı adayı olmaya niyetli.
BEN DEMİYORUM LE MONDE DİYOR
LE Monde şöyle demiş:
*
“Bir zamanlar sorunlu bir ortak olarak görülen Türkiye, zayıflayan Avrupa Birliği için vazgeçilmez bir partner haline geldi. NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye, Avrupa için önemli bir ortak.”
*
Avrupa ile Türkiye arasında gerçekten bir şeyler olacak galiba.
VEDAT MİLOR
VEDAT Milor, ocak ayında Kent Lokantası’na gidip deneyimini YouTube hesabından paylaşmıştı.
Ticaret Bakanlığı, Vedat Milor hakkında “örtülü reklam” iddiasıyla inceleme başlatmış.
*
Bakanlık bünyesinde bu incelemeyi kim başlattıysa...
Ya ne yaptığını bilmeyen biridir ya da gizli İmamoğlu’cudur.
Başka seçenek yok.
GELENEKSEL GÜLLAÇ KARŞITI YAZI
HİÇ sevemediğim bir tatlıdır güllaç.
“Sen iyi yapılan yerden yememişsindir, ondan sevmiyorsundur” dediler, en iyi yapılan yerden getirdiler. Ayıp olmasın diye eveleyip geveledim ama yok, hayır, yine de sevemedim güllacı.
*
Sevenlerinin çok olmasına da her zaman şaşırmışımdır.
A4 kâğıdını süte batırmışlar gibi görüntü. Gül kolonyası içiyormuşum gibi bir tat. Cevizin ve sütün bile kurtaramadığı bir durum.
*
Sevenlerine başarılar dilerim ama ben almayayım.
SPİRİTÜEL: AZICIK İLGİLEN AMA KENDİNİ FAZLA KAPTIRMA
SPİRİTÜEL denilen dünyaya...
Yüzeysel bir dalış yap. Kıyısından köşesinden bulaş. Alaycı bir gülümsemeyle şöyle bir bak.
Burada sorun yok.
*
Sorun fazla kaptırmakta. Sorun fazla ciddiye almakta. Sorun hayatın odak noktası yapmakta.
ECE GÜREL SENARYOLARI
- Ormanda karanlık inziva ve kayboluş.
- Takip edilme ve madde verilerek alıkonma olayı.
- İleri derecede depresyonun yol açtığı sorunlar.
- İşyerindeki mobbingin yol açtığı aşırı umutsuzluk.
- Soyguna maruz kalma ve ormanda terk edilme.
- Basit bir kayboluş, panik ve soğuk.
- Paranormal aktiviteler.