Trump’ın ‘Yeni Dünya Düzeni’ Avrupa saldırısında…

Avrupalı siyasi elitler, ilk şoku, Münih’te her yıl yapılan güvenlik konferansında 2007’de yaşamışlardı. Konferansa davetli olarak katılan Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, Avrupalı ve ABD’den gelen konuklara, “Bu iş böyle gelmiş, ama böyle gitmeyecek; bizi hesaba katmadan size rahat yok” mesajını orada vermişti.

Global güvenlik mimarisini sorguluyordu Putin.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, konuşmanın önemini anlamış olmalıydı ki, metnini internet sitelerine koydurdu.

Putin tehditlerini savururken ben de oradaydım.

Konuşmacılarından CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın davetiyle konferansa katılmaktaydım…

İkinci şoku, üç gün önce yapılan aynı konferansta, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in bir kovboy edasıyla yaptığı konuşması sırasında yaşadı Avrupalı siyasi elitler.

“Kasabada artık yeni bir şerif var” demeyi ihmal etmedi Vance.

Vance’in ertesi gün Trump tarafından da mükemmel bulunup onaylanan konuşmasının Türkçe çevirisini kolay ulaşılabilir bir internet sitesine koymakta yarar var.

Her eğilimden siyasiler okusun diye…

Trump-Vance ikilisi, yalnız ABD’yi kafalarına göre dizaynla yetinmek niyetinde değiller; ülkelerinin güç ve imkanlarını başka coğrafyaları değiştirmek için kullanmaya da kararlılar.

İlk hedefleri Avrupa…

Bu hafta sonu Almanya’da yapılacak seçimde, aşırı sağcı parti AfD’nin önlerde çıkmasını istiyor Trump cephesi. AfD’ye alenen destek veriyorlar.

Trump’ın sağ-kolu mesabesindeki Elon Musk, Almanya seçimlerine el attı ve AfD mitingine uzaktan görüntülü katıldı.

Vance de, Münih’teki konuşmasında, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un gözünün içine bakarak, “Kendi seçmenlerinizden korku içerisindeyseniz, Amerika sizin için bir şey yapamaz” diyebildi.

Amerika bu hafta sonu Londra’da yapılacak ‘Sorumlu Vatandaşlık İttifakı’ (ARC) adını taşıyan bir kuruluşun düzenlediği konferansa da destek veriyor. Musk’ın en yakını Vivek Ramaswamy ve Trump’ın ikinci dönemi için bir yol haritası mahiyetinde 900 sayfalık ‘Project 2025’ belgesini hazırlayan Heritage Vakfı’nın başkanı Kevin Roberts konferansın onur konukları.

Konferansa 96 ülkeden 4 binden fazla kişinin katılması bekleniyor; Avustralya’dan bile 50’den fazla aşırı sağcı katılacak konferansa...

Farklı gündemleri bulunsa da, Avrupa aşırı sağı ile Trump yanlısı Amerikalı aşırı sağın bir ortak buluşma noktası var: Yabancı karşıtlığı…

Hemen her kötülük, Batılı ülkelere gelip yerleşmiş yabancılara mal ediliyor ve yeni göçlerin önüne geçmek için tedbirler alınması yoluna gidilirken, Batılı ülkeleri mesken tutmuş yerleşik yabancıları ülkelerine gönderme planları da yapılıyor…

İçerisinde dinî -Hıristiyanlık- unsurlar barındıran ideolojik bir yaklaşım bu.

Trump yönetiminin Vance tarafından Münih’te paylaşılan Avrupa için değişim projesinin ilk sınanması, Almanya’da. Tamamen yabancı ve özellikle Müslüman karşıtı platformda politika yapan AfD, seçimden iktidar ortağı çıkabilirse, başka benzer gelişmeler için kollar sıvanacak…

İtalya’da Giorgia Meloni, Macaristan’da Viktor Orban aşırı sağı iktidara taşıdılar. Marine Le Pen Fransa’da gün sayıyor. Reform Partisi de İngiltere’de sırasını bekliyor.

Vance, AfD lideri Alice Weidel ile Münih’te görüştü.

Yabancı karşıtı, İslamofobik aşırı-sağcı partilerin iktidara erişmeleri, Avrupa’da en kalabalık göçmene sahip Türkiye’yi elbette yakından ilgilendiriyor.

Türkiye’nin ve iktidar partilerinin yönetim kadrolarının şimdiden teyakkuza geçmesi gerekir.

Putin’in 2007’de Münih’teki konferans konuşmasında ülkesini konuşlandırdığı yer, 2014’te Kırım’ın Rusya topraklarına ilhak edilmesi ve 2022’de Ukrayna’nın işgalini getirdi.

Vance’in konuşması da, ABD’nin yeni yönetiminin, başta Avrupa kıtası olmak üzere dünyanın dört bir tarafında, ülkelerinin gücünü kullanma hazırlığında olduğunu dışa vurdu.

Peki, Türkiye ve yönetim kadroları, Washington’dan Münih’e yansıyan yenilenmiş ‘yeni dünya düzeni’nin Türkiye’yi tehdit ettiğinin farkında mı?

Bu sorumun cevabını almak için göz attığım iktidara yakın gazetelerdeki çok bilmiş kalemlerin, Vance’in saldırılarını övme yarışında olduklarını fark ettim…

Neymiş, “Post-liberalizmi, radikal solu, ahlaki ve dini değerleri inkâr eden transgender anlayışı, biyolojik ayrımı yok sayan cinsiyetçiliği, anarşik çevreciliği ve aileye saldıran nihilist feminizmi savunan Avrupa'nın küreselci ideolojisi” en büyük düşman imiş…

Trump’ın Gazze’yi ilhak planı sonrasında akıllanırlar sanmıştım oysa...