Çağımızda demokrasi bir kriz yaşıyor. Bu kriz 1930’lardaki Mussolini, Stalin ve Hitler rejimleri dozunda değil. O yüzden siyaset bilimciler popülist otokratlara diktatör demiyorlar.
Doğru, çünkü popülist otokrasilerde serbest seçimler, muhalefet, parlamento, eleştirel medya, vardır. Sorun, popülist iktidarların hukuku kendine göre ayarlayıp bu özgürlükleri baskı altında tutması ve devlet kadrolarını siyasallaştırmasıdır, yani “bizden” hale getirmesi…
Trump bu yolda, yapabilir mi, zor ama göreceğiz. Trump’ın bağımsız yargıya musallat olması feci bir işarettir.
HUKUK OYUNCAK DEĞİL
Trump öteden beri yargıyla ve bağımsız Merkez Bankası Fed’le çatışıyor. Emirle faiz indirtmek için Fed’le çatışmasını ayrı bir yazıda anlatacağım.
Amerikan yargısı anayasaya aykırı gördüğü Başkanlık Kararnamelerine geçit vermiyor. Amerikalılar buna Yürütme Kararnamesi diyorlar.
20 Ocak’ta göreve başlamasından itibaren Trump 50 kadar Kararname yayınladı. 20’si hakkında yargı yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Kararı verenler, Eyaletlerdeki federal yargıçlar. Henüz Yüksek Mahkeme’ye gelmedi.
Trump, doğumla ABD vatandaşlığının kazanmasına bir kararnamesiyle son verdi. Yürütmeyi durduran yargıç John Coughenour’ın sözleri basına yansıdı:
“Anayasa, hükümetin politika oyunları oynayabileceği bir şey değildir. Eğer hükümet, olağanüstü Amerikan doğuştan vatandaşlık hakkını değiştirmek istiyorsa, Anayasa'yı değiştirmesi gerekir. Çünkü başkanın kararnamesi vatandaşlık sürecini sınırlamaya çalışıyor, bu açıkça anayasaya aykırıdır."(The Seattle Times, 6 Şubat)
İşte bu hukuk anlayışıyla Trump’ın “seçildim, yaparım” kafası çatışıyor.
KAMU GÖREVİ?
Son derece önemli bir örnek: Trump, sistem gereği 4.000 kadar üst düzey atamayı zaten yapabiliyor. Bununla yetinmedi. Federal görevlerdeki üst düzey bütün çalışanları, sürelerine bakmadan istediği an görevden atma veya yerine “bizden” birini atamak için yine bir Başkanlık Kararnamesi çıkardı.
Amerika’da yüksek kamu görevlerine atamalar 5-10 yıl arasında kanunla belirlenmiş süreler için yapılıyor. Politikacının keyfine, baskısına maruz kalmadan kamu görevini yapsınlar diye, bütün modern devletlerde böyledir. Bizde Meşrutiyet devrinde başlamıştı.
Modern devlette bürokrasi, hükümdarın hizmetkarları değildir, kamu görevlisidirler.
Yargı, Trump’ın bu Kararname’sine geçit vermedi, yürütmeyi durdurdu.
Şunu da belirtelim, Trump’ın bu kararnamesi ile bizim 3 Sayılı CB kararnamesi birbirine çok benziyor. Bizdeki iptal edilmedi, yürürlükte.
BAĞIMSIZ YARGI
Yargının, böyle anayasal “denetim ve denge” uygulamasıyla karşı karşıya kalan Trump
“Toplumsal Gerçek” adlı X hesabından bir mesaj attı:
“Vatanı kurtaran kişi, herhangi bir yasayı ihlal etmiş olmaz.”
Vatan kurtarma uğruna hukukun ihlal edilmesi düşüncesidir bu. Halbuki “söz konusu vatansa”, bilime, hukuka daha çok özen gösterilmesi gerekir. Atatürk’ün de öyle bir sözü yoktur.
Kavgayı asıl körükleyen, Başkan Yardımcısı ‘harika çocuk’ Vance oldu. Mesajı şu iki doğru cümle ile başlıyordu: Yargıç, askeri bir harekâtın nasıl yapılması gerektiğini komutana anlatamaz… Yargıç savcıya soruşturmayı nasıl yapacağına dair talimat veremez...
Bunlardan hareketle Vance şu sonuca varıyordu:
“Hakimlerin yürütmenin meşru yetkisini kontrol etmelerine izin verilmez.”
Kritik söz “meşru yetki” ifadesi, aynı zamanda yuvarlak laf!.. Yargıyı atamalarla değiştirmeye Trump’ın ömrü yetmez. Daraltmak, kısıtlamak istiyor.
Trump’ın Kongre’deki adamlarının, üçüncü defa aday olabilmesi için anayasa değişikliği önergesi verdiğini de hatırlamalıyız.
DEMOKRASİ-OTOKRASİ KAVGASI
Kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince, yargı, siyasetin yetkisinde olan “yerindelik”denetimi yapamaz, yanı siyasetin bir kararı rasyonel mi, değil mi? Buna yargı bakamaz.
Ama anayasaya ve hukuk devleti ilkelerine uygun mu diye bakmak yargının görevi ve varlık sebebidir.
Hukuk devletinde kamu görevi ve süresi kanunla düzenlenir. Şirket çalışanıymış gibi ‘patron’ istediği zaman değiştiremez.
Netice: Hukuk devleti, hukukun siyasetten üstün olduğu devlettir.
Çağımızda otokrasiyle demokrasi arasındaki kavganın temel sebebi budur. İki kavram belirleyicidir; kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı.