Kurum’un başarı ‘hikaye’si!

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bir grup gazeteciyi toplamış deprem bölgesinde incelemelerde bulunmuş.

Depremin ikinci yıl dönümünde depremzedeler hala alt yapı, su, yol gibi sorunlarla boğuşurken, Kurum ikinci yıldönümünü kendisi için PR (Halkla ilişkiler) çalışması fırsatına çevirmiş.

Öyle bir pembe tablo çizmiş ki sanırsınız bütün sorunlar çözülmüş, her yurttaş başını sokacak kalıcı bir konuta erişmiş, yollar, kanalizasyonlar, içme suyu hatları, havaalanları tamamen kullanılır hale gelmiş, deprem bölgesinde hayat normale dönmüş, tersine göç yaşanmış.

***

Gelin sizi biraz geriye götüreyim.

Günlerden 12 Mayıs 2023. Yani depremden 3 ay 6 gün sonra.

14 Mayıs 2023 günü Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri yapılacak.

Bir canlı yayın var. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşısına tam 14 gazeteci inci gibi dizilmiş.

Bir gazeteci şu soruyu sordu:

“Deprem bölgesindeki konutların depremzedelere bir yıldan önce teslim edilebilmeleri mümkün olacak mı?”

Erdoğan ise şu yanıtı verdi.

“Deprem bölgesinde 650 bin yeni konut yapacağız. Köy evlerinde zaten teslimatlar başladı. ‘Bunun 319 binini de 1 yıl içinde inşallah tamamlayacağız.’ dedik.”

***

Şimdi bugüne dönelim.

Depremin üzerinden tam iki yıl geçmiş.

Bakan Kurum açıklama yapıyor:

“2 trilyon lirayı aşan bir bütçeyle yatırım gerçekleştirildi. 201 bin konutu teslim ettik.”

Şimdi de basit bir hesap yapalım.

Erdoğan’ın vaadi Mayıs 2024’e kadar (depremden sonraki 15 ayda) 319 bin konut teslim etmekti.

Kurum’un açıklaması da gösteriyor ki depremden sonraki 24 ayda 650 bin konuttan sadece 201 bini teslim edilmiş. Bu üçte biri dahi değil.

Erdoğan’ın 15 ay için vadettiği rakam, 24 ayda gerçekleşen rakamdan 118 bin daha fazla.

Üstelik 2 trilyon lirayı aşan bir bütçe kullanılmış.

Yani Erdoğan’ın vaadinin üçte ikisi ancak yerine getirilmiş.

***

Teslim edilen konutlarla ilgili “lokasyon (mesafeler)”, “yol”, “altyapı”, “inşaat kalitesi” gibi sorunları da dikkate alırsak, iktidarın 2 yılda depremzedelerin yarasını saramadığını çok net görürüz.

Haliyle, bu tablo ortadayken gazetecileri deprem bölgesine götürüp PR (Halkla ilişkiler) çalışması yapması, kendisini başarılı gösterme çabası Kurum’u “başarılı” yapmaya yetmiyor.

Tersine, deprem yatırımları için akan kaynakların kullanımı konusunda insanların kafasındaki şüpheleri artırıyor.

İki yılda 60 milyar dolar harcayıp sadece 201 bin konut teslim edilmişse, bu işin verimliliğini ve maliyetini siz hesaplayın!

Hesabınız bittiğinde bakanlığın depremzedelere mi müteahhitlere mi çalıştığını çok rahat göreceksiniz!

***

Kurum’un açıklamalarında bir de şuna taktım.

Aklı sıra kendisine tarihin en büyük seçim yenilgilerinden birini yaşatan Ekrem İmamoğlu’nu eleştiriyor.

İmamoğlu’nu deprem konusunda bir şey yapmamakla suçluyor.

Bir de şöyle bir yorum yapıyor:

“İstanbul nasıl dönüşecek? Hani toplanma alanı”

***

Ağlasam mı gülsem mi bilemedim. İstanbul’da toplanma alanlarını Ekrem İmamoğlu mu doldurdu?

“Kesinlikle imara açılmayacak, yeşil alan olacak” dedikleri askeri birliklerin arazilerini dahi imara açanlar, İstanbul’da deprem sırasında toplama alanı kalmadığından yakınıyor.

Askeri alanlara konut alanına dönüştürülen orman arazilerini, kamu arazilerini de ekleyiverin.

Sayın Kurum, her halde (kendisinin de 2023’te 818 bin dolara bir daire satın aldığı Avrupa Konutları’nın arazisi gibi) arazilerin nasıl konut alanına dönüştüğünü, üzerlerine nasıl devasa binaların dikildiğini hepimizden iyi biliyordur.

***

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir konuşmasında “İstanbul’a ihanet ettik” demişti. İstanbul 1994’ten 2019’a kadar AK Parti ve Millî Görüş tarafından yönetildi. 2019’dan sonra da Şehircilik Bakanlığı üzerinden İstanbul’un imar rantı yönetildi.

Haliyle söz konusu İstanbul’un deprem güvenliğiyse, toplanma alanı yoksunluğuysa en son konuşacak isimlerden biri de Murat Kurum’dur.

Belli ki seçim yenilgisinin acısı hala geçmemiş.

O kadar mesele varken O da İmamoğlu’na olan hıncını çıkarmaya çalışıyor.

Nafile bir çaba!