Görülmeyen “Görülmemişler”!

Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün yapılacak özel toplantıyla 28. Dönem 4. Yasama Yılını açacak.

Öncelikle yeni yasama yılı ülkemize ve halkımıza hayırlı olsun.

TBMM’nin açılış törenleri çok önemlidir. Tarihi değişim ve dönüşümlerin başlama süreçlerine dahi ön ayak olmuş açılış törenleri vardır.

Örneğin 1 Ekim 1998’deki açılış töreni, PKK terör örgütü kurucusu ve lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması sürecinin en kritik dönüm noktası olmuştu.

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, daha önce Kara Kuvvetleri Komutanı’nın Suriye sınırında yaptığı askeri uyarıyı, TBMM Genel Kurul kürsüsünden adeta bir ültimatoma çevirmiş, o zamanki Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad’ı Öcalan’ı ülkesinden göndermeye ikna eden bir süreci başlatmıştı.

AK Parti’nin iktidarının ilk yıllarında ise TBMM Yasama Yılı açılışları demokrasi ve özgürlükler açısından son derece önemli reformların başlangıç noktası olmuştu. Avrupa Birliği’ne tam üyelik için atılan kritik adımlar, TBMM’den çıkan reformların müjdesi hep o açılışlarda verilmişti.

***

TBMM’nin bu yasama yılında demokrasimizin gelişmesine katkıda bulunacak faaliyetler yürütmesi temennimi yazmak isterdim ama bunun artık imkânsız olduğunu biliyorum.

Ne yazık ki 2018 yılında yapılan Anayasa değişikliği, güçler ayrılığını pekiştireceğine güçler birliği sonucunu doğurdu. Yürütme, yargıyı da yasamayı da kontrol eder hale geldi. TBMM’deki iktidar çoğunluğunun yürütmenin kararları dışında hiçbir şey yapmadığını ve yapmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Milletin yaşadığı temel sorunları çözmesi gereken TBMM’nin, uzun süredir sadece iktidarın baskı gücünü artıracak düzenlemelerle yandaş patronlara sonsuz güç bahşeden yasalar yaptığını hatırlatmama sanırım gerek yok.

Muhalefeti susturmak için her fırsatta kullanılan Sansür (Dezenformasyonla Mücadele) Yasasıyla, üç büyük şirketin on binlerce zeytin ağacını yok etmesinin önünü açan Zeytin Yasası aklıma gelen düzenlemelerden sadece ikisi.

Bir başka önemli detay da milletin seçip Ankara’ya gönderdiği vekillerin, yürütme süreçlerinde hiçbir fonksiyonunun kalmaması.

2018’den bu yana iktidar vekilleri dahil bütün vekiller bakan yardımcılarına dahi ulaşamamaktan yakınıp duruyorlar.

***

Böyle bir ortamda TBMM Yasama Yılı açılışının millette heyecan yaratmasını beklemek gerçekten zor.

CHP de bu fikirde olacak ki bu yasama yılı açılış oturumunda TBMM Genel Kurulu’ndaki toplantıya katılmama kararı almış.

CHP kurmayları bu kararın gerekçesini “Son bir yılda CHP’ye yönelik bir kampanyanın orkestra şefi olarak gördükleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı oturarak veya ayakta karşılamamak” olarak açıklıyor.

2024’te parti tabanından gelen bütün sert eleştirilere rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la normalleşme arayışına giren, Erdoğan 1 Ekim’de TBMM açılış toplantısı için Genel Kurula girdiğinde kendisini ayakta karşılayan CHP yönetiminin bir yıl içinde bu noktaya ge(tiri)lmesi son derece manidardır.

***

Eski TBMM Başkanlarından Bülent Arınç dünkü sosyal medya paylaşımında CHP’nin bu kararını doğru bulmadığını açıklamış.

Böyle bir durumun ilk defa yaşanacağına dikkat çeken Arınç şu tespiti yapmış:

“CHP, katılmama kararı ile aslında Meclis’e karşı tavır almakta ve bu da Meclis’in saygınlığına zarar vermektedir. CHP köklü bir partidir ve ana muhalefet partisinin açılış oturumlarında Meclis’i boykot etmesi bugüne kadar görülmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanını veya Meclis Başkanını eleştirebiliriz; ancak kendilerine saygı duymakla da yükümlüyüz. Onlara karşı protesto yapılacak yer TBMM’nin bizatihi kendisi değildir.”

İki dönem ve beş yıl süreyle TBMM Başkanlığı yaptığını anımsatan Arınç, TBMM açılışına katılmasını istediği Ana Muhalefet Partisinin İstanbul İl Başkanlığı 5 bin polis tarafından basıldığında, parti binasının polis postallarıyla dolduğunda, mahkeme kendini CHP örgütü yerine koyup başkan atadığında neredeydi acaba?

Aynı Arınç aynı Ana Muhalefet Partisi’nin seçilmiş belediye başkanları bir bir hapse atılırken, illere ilçelere halkın seçmediği isimler başkan olurken nerede demokrasicilik oynuyordu acaba?

Aynı Arınç, CHP’li belediyelere operasyon çekilirken iktidar partisinin ciddiye dahi almadığı “Parsel Parsel” açıklamasının üzerine kaç litre suç içmişti acaba?

***

Arınç diyor ki Ana muhalefet Partisi’nin TBMM Yasama Yılı açılış törenin katılmaması “görülmemiş” bir şeymiş.

CHP’yi Erdoğan’ı ayakta karşılamaktan, hiç karşılamama noktasına getiren son bir yılda, Türkiye demokrasisini yaralayan, TBMM’nin ve siyasetin itibarını zedeleyen o kadar çok “görülmemiş” şey yaşandı ve Arınç gibi siyasetçiler kendilerinin ya da yakınlarının başlarına geleceklerden korkup o kadar çok ölü taklidi yaptı ki insan sormadan edemiyor:

Bu “görülmemişlerin” hiçbirini görmeyen Arınç