Dün gece Halk TV’de tarihi bir yayın yaptık.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı ‘Rota’ programında konuk ettik.
Milyonlar ekran başındaydı.
YouTube’da 30 bin kişi canlı yayını izledi.
Bizimle aynı saatte yayında olan iktidar yanlısı CNN Türk ve A Haber’de Özcan’ın açıklamaları anlık olarak tartışıldı.
Sosyal medyada TT’den hiç düşmedik.
Özcan’a her soruyu yönelttik.
O anların tanığıyım.
Haksızlığa uğradığını gözleri dolarak anlattı.
Kültür ve Turizm Bakanı Bakan Ersoy’u tartışmaya davet etti.
Kanaatimi baştan ifade edeyim.
Tartışmada Özcan’ı haklı buluyorum.
Özcan, dünya görüşü bana yakın olduğu için değil, asla!
Böyle olmadığını yayını izleyenler gördü ve biliyor.
Asıl sorumlunun Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğunu düşünüyorum.
Neden mi?
Anlatayım.
Kartalkaya, bakanlığın yetkisinde
Seben ilçesi sınırlarındaki Kartalkaya bölgesi belediyenin değil bakanlığın yetki ve sorumluluk alanında; bu net.
2021’de Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik değiştiriliyor. Bu çerçevede konaklama tesislerinin binalarını 2023’e kadar yeni şartlara uygun hale getirmesi isteniyor. Bu süre 2024 sonunda dolduğu için Grand Kartal, 12 Aralık 2024’te belediyeye başvurarak, yangın güvenliği uygunluk raporu talep ediyor.
Neden bu raporu belediyeden istiyor?
Çünkü Bolu’da bu tertibat ve ekibe sahip tek itfaiye, merkezde var. Seben Belediyesi’nde bu yetkinlikte bir itfaiye olsaydı muhtemelen oraya başvuracaklardı.
Sekiz eksiklik giderilse facia yaşanmazdı
Yine dün Halk TV’de belgelerini açıkladım.
Belediye ekipleri 16 Aralık’ta 3224 metrekarelik oteli denetliyor.
Sekiz eksiklik tespit ediyor.
Tahliye çıkışlarının, ışık yönlendirme levhalarının, acil aydınlatmanın, elektrik tesisatının, ısı kaynaklarının, söndürme gereçlerinin, algılama sistemleri ve yangın alarmının, paratonerin ve duman kontrolünün yetersiz olduğu belirleniyor.
Tahliye çıkışları yönünden şöyle yazılıyor:
“2. acil çıkış ve mesafeler yetersiz.”
Algılama sistemleri ve yangın alarmı için şu tespit yapılıyor:
“Algılama sistemi mevcut fakat faal değil.”
Rapordaki kanaat:
“Havuz ve spa bölgesine ve restoran odasına 2. acil çıkış kapısı, yangın kapılarının uygun olmadığı.”
Belediye yangın güvenliği uygunluk raporu vermiyor. Eksikliklerin giderilmesi için 15 gün süre tanıyor.
Bir odaya gecelik 40 bin TL fiyat biçen Grand Kartal, koşulları giderseydi 79 insanın ölümüyle sonuçlanan yangın çıkmayacaktı.
Fakat Grand Kartal, masraf etmemek için 24 Aralık’ta belediyeye bir dilekçe vererek, rapor talep ettiği dilekçesini çekiyor.
Çekip ne yapıyorlar?
Burası pek net değil ancak…
Bakanlığın yetkilendirdiği kuruluştan rapor almış olabilirler.
Yangın mutfakta çıktı
Grand Kartal, dilekçesini çektikten bir gün sonra kayak pistine bakan, 70 metrekarelik kafeterya için uygunluk raporu istiyor.
Belediye 2 Ocak’ta raporu veriyor.
Bakanlık ve iktidar yanlısı basın ikinci evrakı göstererek, belediyenin otele olumlu raporu verdiğini ileri sürüyor.
Halbuki yangın zemindeki kafeteryada değil, dördüncü kattaki mutfak ve restoranda çıktı.
İddia o ki…
Personeller gece mutfakta mangal yakmış ve tam söndürmeden yatmış. Gece yangın çığlıklarına uyanıp kaçmışlar.
Bakanlık kafeteryaya verilen onayı bütün otele verilmiş gibi gösterip sorumluluğunu belediyeye yıkmak istiyor.
Belediyenin iki kusuru
Belediyenin kusuru yok mu?
Bana sorarsanız var.
16 Aralık’ta uygunluk raporu vermeyen itfaiye Grand Kartal’ın dilekçesini çekmesinden kuşkulanarak, durumu bakanlık ve savcılığa bildirebilirdi. Ancak bu yasal zorunluluk değil, vicdani bir tutum olurdu. Nitekim Özcan, “Haberim olsaydı bildirirdim” diyor.
Ayrıca otelin bütünü için “Olmaz” diyen itfaiye kafeteryaya da rapor vermeyebilirdi.
Ancak bu kusurlar sorumlunun bakanlık olduğunu değiştirmez.
Prof. Ersan Şen de denetim yetkisi ve sorumluluğunun bakanlıkta olduğunu kaydediyor. Yangının restoranda çıktığını belirten Şen, kafeterya için uygunluk belgesi verilmesinin belediyeye sorumluluk yüklemeyeceğini ifade ediyor.
Bakana çağrı: Çık, konuş
Özcan, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’a meydan okudu.
“İstediği kanalda, yandaş bir televizyonda canlı yayına katılalım. Sorumlu kimse istifa etsin. O masadan sayın bakan istifa ederek kalkacak” dedi.
Ben de defalarca Ersoy’a çağrıda bulunarak, yayına katılmasını, Özcan’la yüzleşmesini, soru ve iddialara yanıt vermesini istedim.
Çıt çıkmadı.
Yandaş gazeteciler üzerinden cevap yetiştirdiler.
Bu bile suçlu olduklarının kanıtıdır.
Özcan’ın cüretinin milyonda birini Ersoy’da göremedik.
İstifa etmez, affını bekler
Ersoy’un bir dakika beklemeden istifa etmesi gerekiyor. Ancak biliyoruz ki, demokratik ülkelerde var olan ve erdemli bir davranış sayılan istifa müessesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Anayasa ile birlikte fiilen askıya alındı.
İstifa, Cumhurbaşkanı’nın otoritesine başkaldırı kabul ediliyor.
İstifa edildiği takdirde Cumhurbaşkanı’nın (haşa!) hatalı bir işlem yaptığı düşünüleceğinden hiç kimse görevinden ayrılmıyor.
Herkes afını istiyor.
Ersoy da istifa etmeyecektir.
Pandemide bakanlığına dezenfektan satarken yakalanan Ticaret Bakanı Ruhsat Pekcan gibi, Erdoğan’nın, affını münasip gördüğü tarihte teşekkür edilerek uğurlanacaktır.
“Devleti şirket gibi yöneteceğiz” diyerek, özel hastane sahibini Sağlık, ABD’li bir patates şirketinin danışmanını Tarım ve Orman, dezenfektan üreticisini Ticaret, otel ve acente sahibini Kültür ve Turizm Bakanı yapan, bizzat Erdoğan’dı.
Erdoğan’ın kurduğu bu ‘şirket’ batıyor şimdi…
Yargılanması gerekir
Eğer hukuk devletinde yaşıyor olsaydık, Ersoy’un istifa etmesi yetmez, yargılanması gerekirdi. Çünkü hem bakan hem de işadamı olarak sorumluluğu var. Ersoy’un sahibi olduğu ETS Tur, Grand Kartal’ın en önemli müşterisi…
Elimde 18-21 Ocak’ta ETS Tur üzerinden Grand Kartal’da üç kişilik oda rezervasyonu yaptırıp sonradan iptal eden bir yurttaşın belgeleri bulunuyor.
ETS, üç gece için 126.569 TL fiyat çekmiş.
Allah aşkına, paraya bakar mısınız!
Üç gecelik oda parasıyla sekiz eksiklik giderilebilir, 79 canı kaybetmezdik.
Merak ediyorum.
O gece Grand Otel’de ETS Tur üzerinden rezervasyon yaptırıp konaklayan, ölen ya da yaralanan var mı?
Eğer Bakan’ın seyahat acentesi ile otel arasında böyle ticari bir ilişki çıkarsa, ki büyük ihtimalle öyledir, Ersoy felaketin altından kalkamaz.
Ersoy’la ilgili bir diğer iddia ise şöyle:
Acentesinde yöneticilik yapan Neşe Çıldık’ı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne atamış.
Doğru mu, açıklayın, sayın Bakan.
Bolu’daki ölü sayısının 66 olduğu saatler öncesinden bilindiği halde açıklamak için AK Parti Ankara İl Kongresi’nin bitmesini bekleyen bu iktidar faturayı CHP’li Özcan’a keserek, günahından kaçamaz.
Erdoğan da Ersoy’u kurtaramaz.