CHP uzlaşınca terör, AK Parti ‘DEM’lenince ümmetin birliği oluyor!

Bir mağduriyet bir başka mağduriyetle giderilebilir mi?

Hukukun bütün kurum ve kurallarıyla işlediği bir ülkede böyle bir soru akla gelmez, hatta gülünç bulunur.

Ancak Türkiye’de vaziyet budur.

En yakın örnek, 5 Haziran 2025 tarihli infaz düzenlemesi.

20 bin hükümlünün tahliyesini sağlayacağı söylenen düzenleme, 31 Temmuz 2023 tarihli ‘Covid’ düzenlemesinden yararlanan mükerrer suçluları vurdu.

Şöyle ki:

Suç işlemiş bir kişinin cezası kesinleştikten sonra belli bir süre içinde ikinci kez suça karışıp cezalandırılması durumuna ‘tekerrür’ deniyor.

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’a göre tekerrür halinde cezanın tümü infaz ediliyordu. 5 Haziran düzenlemesiyle tekerrürde oran dörtte üçe indirilirken, ilk suçtaki denetimli serbestlik hakkı kaldırıldı.

‘Covid’den yararlanan binlerce hükümlü şimdi yeniden içeriye girmeyi bekliyor.

Devlet mahkuma kazık atar mı?

48 yaşındaki Emre Katipoğlu, onlardan biri…

Katipoğlu, Trabzon’da yaşıyor.

Esnaf, iki çocuk babası.

Kaçakçılıktan 20 Temmuz 2023’te üç yıl hapis cezası almış.

Beşikdüzü Açık Cezaevi’ne konmuş.

TBMM’de 31 Temmuz 2023’te kabul edilen ‘Covid’ düzenlemesiyle cezasının tamamlanmasına dört yıl kalan tutuklulara denetimli serbestlikten yararlanma ve şartlı tahliye imkanı tanındı.

Katipoğlu, beş gün yatıp çıktı.

Bu arada, babasına saldıran bir kişiye karşılık verdiği için 3 ay 11 gün ceza daha aldı.

Katipoğlu, normalde ikinci cezasının tamamını yatacaktı.

Denetimli serbestlik hakkına dokunulmayacaktı.

Adliyede görüştüğü savcı da böyle söyledi.

Katipoğlu:

“Cezamın tamamını kapalı infaz kurumunda geçireceğimi, 100 gün sonra tahliye olacağımı bana savcı söyledi. Verilen 10 günlük sürede işlerimi ayarladım, borçlarımı erteledim, dükkanı kapattım ve teslim oldum.”

Katipoğlu’nun cezasının bitmesine iki ay kala, 5 Haziran 2025 günü infaz düzenlemesi çıktı. Mükerrerlerdeki infaz süresi dörtte üçe indirildi. Denetimli serbestlik hakkı kaldırıldı.

Katipoğlu, “Mağduriyetleri çözeceğiz diye mağduriyette eşitlik yarattılar” diyor.

Başından geçeni şöyle anlatıyor:

“Cezamın bitmesine 60 gün kala infaz düzenlemesi yasalaştı, o gün hükümlüleri 10 günlük izne gönderdiler. İzin dönüşü tahliye tarihimi sorduğumda 8 ay 20 gün sonra tahliye olacağımı söylediler. Düzenleme mükerrer suçları bozduğu için denetimimi de bozmuş oldu. Hem denetimden kalan yedi ayı hem de 50 günden kalan süreyi toplayıp açık cezaevinde bitirmem gerekiyormuş. ‘Bu yasadan faydalanmak istemiyorum’ dedim, dilekçe verdim ama yok, yararlanmak zorundaymışım. Normal şartlarda 50 gün sonra tahliye olacak, evime, işime gücüme dönecektim şimdi sekiz ay yatmam gerekiyor.”

Katipoğlu, bu durumda binlerce mağdurun olduğunu anlatıyor.

“Hakkı elinden alınıp beş yıl açık ceza infaz kurumunda yatması gerekenler var” diyor.

Bu infaz düzenlemesiyle 20 bin tutuklunun tahliye olacağının müjdelendiğini hatırlatan Katipoğlu, şöyle devam ediyor:

“Yalnızca 4.500 kişi faydalanabildi, 15.500 kişi mağdur edildi. Öyle mağduriyetler oldu ki kimlerinin cezası dört yıl artı, tahliye olmasına günler kala…”

Cezaevi avlusunda çadır

Katipoğlu, Trabzon Beşikdüzü Açık Cezaevi’de tanık olduğu manzarayı da aktarıyor.

O kadar tutuklu varmış ki yatarak yer kalmamış.

Tekstil atölyesine ve kantin deposuna ranzalar konmuş.

İçeride fareler ve böcekler cirit atıyormuş.

Buna rağmen yerde yatanlar varmış.

Araklı Açık Cezaevi’nde çadırlar bile kurulmuş.

Katipoğlu, anlatıyor:

“Beşikdüzü Açık Cezaevi’nde koğuşlarda ranza koyacak, hatta yerde yatacak alan kalmadığı için tekstil atölyesini koğuşa çevirdiler, 45 ranza koyabildiler. Hala 30 insan yerde yatıyor. Atölyeden üst kısma çıkan merdivenlere bile iki yatak kurdular. Atölyenin iki tarafında baştan başa akar mazgalı var. Üzerini muşambayla örtüler ama ne fayda; sinekler, fareler cirit atıyor. İki tuvalet, iki lavabo var, sırayı siz düşünün… Ranzalar dip dibe, yattığınızda, yanındaki arkadaşınızın nefesi ağzınızın içinde. Evde eşlerimizle bile bu kadar yakın yatmıyorduk. Su depoları yetersiz, her gün 8-10 saat kesiliyor. Atölyenin yanındaki kantin deposunu da koğuş yaptılar, cam yok. Aynı tuvalet ve lavaboyu kullanıyoruz. Sayımız 130. Araklı Açık Cezaevi’nden 30 mahkum geldi. Onların durumu daha vahim. Aralık’ta bahçeye kurulan çadırlarda yatıyorlarmış. Onlar da bize eklendi; yerde, orada burada, bazen ayakta uyuyorlar.”

Avukat Beyza Başer Berkün, “Yeni bir mağduriyet doğdu. Aleyhteki iki uygulama birbiriyle çatıştı. Eğer hükümlüler lehine düzenleme yapıyorsan aleyhine işletlemeyeceksin” diyor.

Adalet Bakanlığı yetkilileri, 21 bin hükümlünün düzenlemeden yararlandığını, 4.500 kadarının tahliye olduğunu, geriye kalanların üç ay açık cezaevinde kaldıktan sonra bırakılacaklarını ifade ediyor.