Kırmızı kart neden fiyaskoyla sonuçlandı

İLETİŞİM tarihine fiyasko olarak geçecek bir olaydır, CHP Lideri Özgür Özel’in “kırmızı kart” olayı.

Fiyaskonun ortaya çıkmasına yol açan detaylara şöyle bir bakalım:

*

- Özgür Özel, durup dururken herkesi alarma geçirdi. “Dikkat! Dikkat! Saat 15.00’te çok önemli bir açıklama yapacağım” dedi.

- Türkiye’yi sallayacakmış gibi bir hava yaydı. Beklenti çıtasını yükseltti. Sürpriz vurgusu yaptı. Herkesin saat 15.00’i beklemesine yol açtı.

- Herkes sandı ki... “Hükümet afallayacak. En az sekiz bakan açıklama yapmak zorunda kalacak. Ortalık fena karışacak” falan.

- Beklentiler acayip yükseltilmişken... Ceketin iç cebinden bir kırmızı kart çıkartılması karşısında herkes büyük hayal kırıklığına uğradı.

- En muhalifler, en CHP’liler bile “Kılıçdaroğlu bile daha iyiydi. Bu nedir arkadaş” falan diye dövünmeye başladı. Özgür Özel karşıtlarına gün doğmuş oldu.

- Sonuç: Bir faciadır, bir fiyaskodur. İletişim fakültelerinde al okut. Tam da o cinsten.

*

Bir fiyaskoya yol açmayacak “kırmızı kart” iletişimi yapılamaz mıydı?

Tabii ki yapılabilirdi.

*

- Özgür Özel, beklenti çıtasını hiç yükseltmeden hükümete karşı yeni bir protesto yöntemi geliştirdiklerini söylerdi.

- Sürpriz falan demeden “Bugün saat 15.00’te hükümete kırmızı kart gösteriyoruz” diye ne yapılacağını ilan ederdi.

- En sonunda da fiyaskosuz biçimde Mersin’de meydanda kırmızı kartlı eylem gerçekleştirilmiş olurdu.

*

Bunun için de iletişim dâhisi olmaya falan gerek yoktu.

Asgari izan yetip de artardı bile.

İKİSİ ÜST ÜSTE GELİNCE

MUHALİFLERİN büyük umut bağladığı Ekrem İmamoğlu’nun, parti içindeki rakiplerine...

“Ekrem tökezlesin de belki onun yerine ben geçerim diyenler var. Ben ‘pışık’ derim onlara” diye seslenmişti.

*

İmamoğlu’nun bu çocuksu ve gülünç sözlerinin şoku tam olarak atlatılmamıştı ki...

Özgür Özel’in yanlış iletişim stratejisine dayalı “kırmızı kart” çıkışı geldi.

*

İkisi üst üste gelince de...

Şu iki şey oldu:

- BİR: Muhalif kamuoyunun umutları heder oldu.

*

- İKİ: Kırmızı kart, gereğinden fazla tepki aldı.

OYUNCULAR AJANSLAR MENAJERLER TARTIŞMASI

SEKTÖRLE ilgili bir tartışma var gündemde.

Tekelleşme, rekabeti ortadan kaldırma, ayak oyunları yapma falan türü iddialar gırla gidiyor.

*

Hiçbir tartışmayı doğru dürüst yürütemediğimiz gibi bunu da yürütemiyoruz.

Sektörel tartışmanın içine belden aşağı vurmaları da sokuşturuveriyoruz.

İşin içine belden aşağı vurmalar girince de...

Yapılması gereken asıl tartışma güme gidiyor.

*

Bu olayda da olan bu.

ENERJİ BAKANI BAYRAKTAR BENDE NASIL BİR İZLENİM BIRAKTI

- Aşırı sağlamcı biri. Temkinli. İhtiyatlı. Doğalgaz mı aranıyor? Tam sonucu görmeden asla umut vermiyor. Petrol mü aranıyor? Mutlaka tüm değerlendirmelerin sonucunu bekliyor.

*

- Neyse onu söylüyor. Milim abartmıyor. Milim eksiltmiyor. Başarıyı da anlatıyor, daha kat edilecek çok yolun olduğunu da söylüyor. Bu açıdan itimat telkin ediyor.

*

- Kendisine şunu dert edinmiş: Ne yaparız da Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltırız? Her yaklaşımında, her vurgusunda bu hedefe ulaşma amacı var.

*

- Her mühendis gibi o da planlamayı / hesaplamayı hayatının odak noktası yapmış. Mesela Suriye konusunu, tam bir planlama / hesaplama konusu olarak görüyor.

*

- Güneş / rüzgâr enerjisinde bugün Türkiye’nin ulaştığı noktayı çok önemsiyor. Bu alanda daha büyük atılımlar gerçekleştirmek için kolları sıvamış durumda.

*

- Oruç Reis gemisinin Somali’de yaptığı araştırmayı heyecan verici buluyor. Türkiye’nin dünyanın dört bir yanında petrol ve doğalgaz arayan ülkeler kervanına katılmasının önemine vurgu yapıyor.

*

- Rakamlara, projelere sonsuz hâkim. Neyi sorarsan sor. Not defterlerine, kâğıtlara, bilgisayar ekranlarına bakmadan tak tak tak anlatabiliyor.

*

- Şovun kıyısından geçmiyor. Ağırbaşlılığı asla elden bırakmıyor. Güler yüzlü bir ciddiyetle hareket ediyor. Son bir ayrıntı: Ekranda nasılsa ekran dışında da aynı.

 Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, CNN Türk Tarafsız Bölge’de konuğumuz oldu. Bakan Bayraktar’la ilgili edindiğim izlenimleri aktarıyorum:

STÜDYODA GABAR PETROLÜNÜ KOKLAMAK

- Gabar petrolü deyip de geçmeyelim. Bu petrol, daha düne kadar bombaların patladığı, çatışmaların yaşandığı Gabar’dan çıkıyor.

*

- Gabar’da bulunan petrol, terörün sona ermesinin bu topraklara nelerin kazandıracağının en somut göstergelerinden sadece biri. Bu açıdan süper sembolik bir olay.

*

- Gabar’da petrol, 2021 yılında bulundu. Cumhuriyet tarihinin en büyük petrol keşfiydi bu. Şu anda günlük 71 bin varil petrol üretiliyor Gabar’da.

*

- 71 bin varil ne demek? Türkiye’nin petrol üretiminin tümü günlük 56 bin varildi. Gabar’dan sonra bu rakam 127 bin varile çıkmış durumda. Yani Gabar, Türkiye’nin petrol üretimini iki buçuk kat arttırdı.

*

- Bir önemli ayrıntı daha: Gabar’da çıkan petrol, dünya standartlarında kaliteli bir petrol.

*

- Gabar’da üretilen petrolün değeri yıllık 2 milyar dolar. Ekonomik değeri bu. Ama olay, ekonomiyle de sınırlı değil. Bölgenin istihdamında önemli bir rol oynuyor, bölgenin kalkınmasına katkı sunuyor.

*

- Enerji Bakanı Bayraktar’ın konuk olduğu Tarafsız Bölge’de Gabar petrolünden bir örnek vardı elimde. Kavanozun içindeki petrolü biraz kokladım. Öyle keskindi ki kokusu... Az kalsın kafam dumanlanacaktı. O derece yani.