Cumhur İttifakı ve YRP ilişkisi nereye?

Yerel seçimlere 22 gün kala Cumhur İttifakı ile Yeniden Refah Partisi (YRP) arasındaki ilişki netleşiyor. Bu seçimlerin en önemli olgusu Mayıs 2023 seçimlerinde CHP ile ittifak yapan muhalefet partilerinin tek başına seçime girme kararıydı. "Üçüncü yol söylemi" ile İYİ Parti bu tercihi en açık şekilde ortaya koyan parti oldu. CHP çevrelerinin tüm eleştirilerine ve partisinden istifalara rağmen Akşener kararlı davrandı. Zafer Partisi, DEVA, SP, GP ve Memleket Partisi de kendi adaylarını çıkardı. 2019 ve 2023 ittifaklarının CHP haricindeki ittifak partilerine kaybettirmesi ve CHP'den gelen küçümseyici eleştiriler sağ partileri küstürdü. DEM Parti ise parti içi bölünme ve Kandil'den gelen uyarılarla aday çıkarsa da karmaşık ve kısmi bir işbirliği yapmaktan geri durmadı. Sözgelimi İstanbul büyükşehirde kampanya yapmayan bir adayı var DEM Parti'nin. Yine CHPDEM Parti arasındaki karmaşık ilişki polemikler, meclis üyelikleri pazarlıkları ve aday çıkarılmayan ilçeler üzerinden sürüyor. Muhalefet partileri üçüncü yol anlayışıyla hem iktidarı hem de CHP muhalefetini eleştiren söylemlerle kampanya yürütüyorlar. Bu söylemlerin belirgin bir siyasi atmosfer oluşturduğunu söylemek mümkün değil. CHP ise eski ortaklarını eleştirmeden seçmen tabanlarına ulaşmaya çalışıyor.

***

Üçüncü yol arayışı muhalefet ile sınırlı kalmadı. Malum, 31 Mart seçimlerine giderken en çok konuşulan konulardan birisi AK Parti ile YRP arasındaki görüşmelerdi. Mayıs 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyen YRP, milletvekili seçimlerine kendi listesi ile girmişti. Muhalefet partilerinin aksine YRP ittifak yapmaktan kazandı, yüzde 2.7 oy aldı. Şimdi AK Parti'den istediği belediye adaylıklarını alamadığı gerekçesiyle YRP, kendiadayları ile seçime gidiyor. Ancak çok sayıda eski AK Partili ismi aday göstermesi dikkatlerden kaçmadı. Yine diğer dikkat çekici husus YRP'nin AK Parti hükümetinin politikalarını eleştirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik saygılı bir dil kullanmasıydı. YRP'nin izlediği yol nasıl adlandırılabilir? Muhalefet partilerinin üçüncü yol arayışına benzemiyor. 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı içerisinde yer almıyor ancak özellikle AK Parti tabanından seçmen çekmeye yönelik bir kampanya, söylem ve aday belirleme stratejisi uyguluyor. Bu yaklaşımın AK Parti'yi rahatsız etmemesi düşünülemez. Zira ittifak partileri arasındaki seçmen geçişi bir yere kadar anlaşılabilir, uzlaşılabilir bir mesele. İttifakın içinde olarak birlikte kazanmak başka bir şey, ittifakta olmadığı halde araya konulmayan mesafeden istifade ederek küskün seçmen çekmek başka bir şey. Ancak hem AK Parti'ye bu kadar yakın konumlanma hem ikili ve taktiksel bir dil kulllanma hem de CHP'ye kazandıracak tercihleri açıkça yapma "üçüncü yol" tercihine karşılık gelmiyor.

***

Nitekim beklediğim gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı seçmeni ile Yeniden Refah Partisi arasına mesafe koymaya başladı. Buna yönelik ilk açıklaması AK Parti Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları toplantısından sonra geldi. Erdoğan, YRP'nin Cumhur İttifakı'ndan ayrı davrandığını rahatsızlığını gösteren cümlelerle ifade etti: "Birçok yerde ya bizden ayrılmış olanlar veyahut da bize karşı tavır içinde olanları aday olarak çıkardılar." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çarşamba günü Malatya mitingindeki şu cümleleri de YRP'ye yönelik okundu: "Partimizin eski belediye başkanlarını, eski milletvekillerini, eski teşkilat mensuplarını aday göstererek kendileri kazanmak değil, bize kaybettirmek için çalışan partiler ortaya çıktı. Hem bize kaybettirmek için çalışıp hem çeşitli beyan ve imalarla bizim gölgemizde yürümeye kalkanlara da müsaade etmeyiz." Erdoğan, müstakil siyasete saygı duyuyor ancak eski AK Partili oldukları iddiasıyla başka parti ve adayların kendi parti tabanına hamle yapmasının önüne geçmek istiyor. AK Parti'ye kaybettirecek bir siyasetin AK Parti'nin yakınında konumlanmasına, sanki ittifak içindeymişçesine davranmasına müsaade etmiyor. AK Parti ile YRP arasındaki hatları netleştiriyor.