Yumuşama" veya "normalleşme" diye adlandırılan mevcut siyasi süreç aslında bir geçiş dönemi. Mayıs 2023 ve 31 Mart 2024 seçimlerinde seçmen siyasi partilere bir mesaj verdi. Seçmen, kaosu ve riskleri artan yeni uluslararası ortamda hem mevcut sorunları çözmesi hem de Cumhuriyetimizi yeni yüzyıla taşımaları için partilerin yeni siyasalar geliştirmesini bekliyor. Bu kritik mesaj muhataplarına ulaşmış görünüyor. Parti liderlerinin diyaloğu,görüşmesi ve fikir alışverişi başlı başına değerli ancak yumuşama/normalleşme arayışının yeni bir siyasi iklime dönüşmesi, yani içinin siyasetle doldurulması gerekiyor.
***
İşte yeni Anayasa gündemi tam da yeni siyaset üretmenin zemini olarak görülmeli. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Danıştay'daki toplantıda siyasetteki yumuşamanın yeni Anayasa için fırsat teşkil ettiğini söyledi ve ekledi: "Siyaset kurumunun ekonomik ve sosyal sorunları öne sürerek, sivil anayasa ihtiyacını gündemden düşürmek istemesini doğru bulmuyoruz. Yeni anayasanın, sihirli değnek gibi dokununca sorunlarımızı anında ortadan kaldırmayacağını elbette biliyoruz. Yeni anayasa, sivil siyasetin alanını genişleterek, ekonomiden sosyal hayata, ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır." Erdoğan'ın "Cumhuriyetimizin 100. yılının darbe ürünü bir anayasaylakarşılanmış ve geçirilmiş olmasını, Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz" çağrısı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un siyasi partilerle yaptığı görüşme gündemi ile örtüşüyor. Partilerin bu gündemi nasıl ele alacağı yumuşama/normalleşme siyasetinin gidişatı açısından önemli. Ve yeni Anayasa arayışını "yapay gündem" olarak görmek bu tartışmanın zaten başladığı gerçeğini örtmüyor. Müzakere ve diyalog diyenlerin bu tartışmayı baştan kapatması kendileriyle çelişmek olur. İlk tepkisi mevcut anayasa uygulansın olan CHP'nin çok sık tekrarladığı normalleşme söylemi ile yeni anayasa tartışmasından kaçması mümkün görünmüyor. Bu siyasetin alanının genişlemesine karşı çıkmak demek. Muhalefet için siyaset açığı oluşması demek. Yeni Anayasa çerçevesinde Türkiye'nin bütün kritik sorunları (kimlik, demokrasi, sistem, güvenlik vs.) tartışılacağına göre bundan geri durmak seçmenin ana mesajına aykırı. Muhalefet partileri arasında yeni Anayasa tartışmasında tavrını netleştiren iki parti var: İYİ Parti ve DEM Parti.
***
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, yeni Anayasa tartışmasını milletin dertlerini unutturmak için üretilen "yapay gündem" ve "tuzak" olarak görüyor: "Bu millete ekmek bulamazsanız Anayasa yiyin dedirttirmeyeceğiz." Bu yaklaşım Mayıs 2023 seçimleri öncesinde kurulan 6'lı masanın güçlendirilmiş parlamenter sistem ve demokrasi önerilerinin CHP, İYİ Parti ve diğer partiler tarafından birlikte yeniden gündeme getirilmeyeceğini gösteriyor. DEM Parti ise yeni Anayasa tartışmasını önemsiyor ve buna hazırlık yapıyor. Grup Başkanvekili Koçyiğit, AK Parti'ye değil, "yeni bir anayasa yapılmasına bir şans verilmesini" öneriyor ve kapının hızlı bir şekilde kapatılmasını doğru bulmuyor: "Belki de yeni anayasa tartışmalarını yürütürken ülkenin normalleşmesine katkı sunacak bazı adımların atılmasını zorlayabiliriz... Yani bizim açımızdan yeni anayasa tartışmalarının ilerlemesi, müzakerelerinin yapılması, konuşulması aynı zamanda normalleşmenin koşullarını da tartışmayı beraberinde getiriyor." CHP'nin "normalleşelim ama DEM Parti hariç" yaklaşımına karşı çıkan Koçyiğit'in ifadeleri DEM Parti'nin yeni anayasayı tartışma isteğinin beklentisini de gösteriyor: Parti gündemlerindeki talepler için siyaset alanlarını genişletmek. İYİ Parti'nin "olmaz" ve DEM Parti'nin "neden olmasın" tavrı CHP'nin yeni anayasa tartışmasından kaçamayacağına işaret ediyor. Yeni anayasa tartışmasının eski ezberler ile uzlaşmaz pozisyonların tekrarı olmamasını ve ülkemize yeni başlangıçlar getirmesini umalım.