ABD’nin Colani’den beş talebi

Atlantik cephesinin terör örgütü HTŞ’yi normalleştirme hamleleri hız kazandı. İngiltere ve Almanya’dan sonra ABD yönetimi de HTŞ ile açık temasa geçti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, Başkanlık Rehine İşleri Temsilcisi Roger Carstens ve Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye işlerini yönetmekle görevlendirilen yeni kıdemli danışmanı Daniel Rubinstein’dan oluşan heyet Şam’da Colani ile görüştü. 

Tabii Colani, artık terör örgütü HTŞ’nin lideri Colani değil, Şam’daki yeni yönetimin lideri Ahmet eş Şara oldu! 

CIA: TERÖR ÖRGÜTLERİ KOORDİNATÖRÜ

Colani’yle görüşmek, ABD Dışişleri Bakanlığı diplomatları için iki kere ilginçti. Çünkü örgüt hem ABD’nin resmi olarak terör örgütü kabul ettiği bir örgüttü hem de görüşülecek lideri Colani’nin başına ABD 10 milyon dolar ödül koymuştu! 

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, ABD’nin başına 10 milyon dolar ödül koyduğu terör örgütü HTŞ lideri Colani ile görüşüp, kendisinden “terörist grupların tehdit oluşturmamasının sağlanmasını” istedi! (Amerika’nın Sesi, 20.12.2024) 

Bu durum, “liberal ABD demokrasi”sini doğru anlamak isteyenler için derslerle dolu. 

Ders 1: CIA, dünyadaki çoğu terörist grubun sponsoru ve koordinatörüdür! 

Ders 2: Amerikancılık sözlüğünde liberalizm ABD sermayesine serbestliktir; demokrasi ABD’nin istediğini yapabilme özgürlüğüdür; insan hakları ise zaten insanına göre değişir! 

ABD: YENİ SURİYE İSRAİL’E TEHDİT OLUŞTURMAMALI

Elbette ABD’nin tek istediği, HTŞ’nin “terörist grupların tehdit oluşturmamasını sağlaması” değildi. ABD heyetinin Colani’den neler istediğini, herhalde en iyi Suriye’deki “kara ordusu” YPG biliyordur. Zira Pentagon yetkilileri onlarla yakın mesaide şu ara. 

O cephedeki değerlendirmelere ve yerel basına yansıyanlara bakılırsa, ABD heyeti HTŞ lideri Colani’den şu taleplerde bulunmuştu: 

1) HTŞ, mevcut geçici hükümet ve ileride kurulacak yönetim, El Kaide başta diğer “radikal gruplarla” bağlarını kesmeli, içlerindeki tüm yabancı uyrukluları çıkarmalı. (Bu madde, Barbara Leaf’in resmi olarak açıkladığı HTŞ’nin “terörist grupların tehdit oluşturmamasının sağlaması” talebiyle örtüşüyor.) 

2) IŞİD’e karşı mücadelede koalisyon güçlerinin ortağı olduğu için SGD’ye karşıtlık olmamalı ve SDG (muhtemelen yeni bir isimle) yeni Suriye yönetiminin bir parçası olmalı. 

3) Tüm inanç ve halklar, laiklik esasına dayanarak yönetimde temsil edilmeli. 

4) Yeni Suriye’nin hiçbir şekilde İsrail’e tehdit oluşturmayacağı garanti edilmeli. 

5) Hamas’la temas kesilmeli ve ilişkiler tasfiye edilmeli. 

COLANİ’NİN DAYANACAĞI EKSEN

Bu beş madde özetle, İsrail’in ve PYD/YPG’nin çıkarlarının sağlanması ve pozisyonlarının korunması karşılığında, ABD’nin HTŞ’yi destekleyeceğini belirttiği anlamına geliyor. Colani ABD’nin şartlarını yerine getirdikçe Washington da yaptırımları aşamalı olarak kaldıracak. 

HTŞ’nin buna uygun hareket ettiği görülüyor. Colani’nin, bölgesel aktör Türkiye’yi gözeten ama esas olarak ABD-İngiltere-İsrail eksenine yaslanan bir çizgi izleyeceği anlaşılıyor. Nitekim sürekli “İsrail’le savaş istemediğine” işaret ediyor. 

Colani’nin ABD heyetiyle görüşmesine dair yaptığı yazılı açıklamasında “tüm bölgesel aktörlere eşit mesafede durduklarını” ve “yaptırımların kaldırılmasını istediklerini” belirtmesi önemli. (cumhuriyet. com.tr, 21.12.2024) 

Yani “bölgesel aktörlere eşit mesafede ama küresel aktörlere dayanan” bir Ahmet eş Şara var artık Şam’da.