Şimşek bir rüya görse…

Çarpıcı bir haber: 10 ayda 12 bin şirket kapanmış, kepenk indirmiş. Geçen yıl aynı dönemde kapanan şirket sayısından yüzde 20 daha fazla…

Aynı dönemde yeni kurulan şirket sayısı ise 91 bin…

Demek ki bir taraf çökerken, öbür tarafta bir dinamizm var. Ekonomideki sıkıntıyı yansıtan husus, kurulan şirketlerin hız kesmesi, kapanan şirketlerin hızlanması.

Kurulan şirket sayısı 2023 Ekim’e göre yüzde 2,8 azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 8,6 artmış. Kapanan şirketlerin daha da artması bekleniyor.

Bu kapanmalar Mehmet Şimşek’in “sıkı para” politikasından, yüksek faizden kaynaklanıyor. Öyleyse hemen faizler tekrar indirtilmeli mi?..

BU MERKEZ LAF DİNLEMEZ

Şimşek, bir gece rüya görüp sabah Merkez Bankası’na “nas var, faizi indirin” diye emir verse bugünkü Merkez Bankası yönetimi bu emri dinlemez. Cumhurbaşkanı böyle bir emir verse onu da dinlemezler.

Siyasi beklentisi, göze girme çabası olmayan, iktisat ilminin doğrularından sapmayan isimler bugünkü yöneticiler. Güvenilir olmaları buradan geliyor.

Cumhurbaşkanı ‘faizi indirin’ derse bunu dinlemezler ama Cumhurbaşkanı her an onları görevden alabilir. Çünkü Merkez Bankası’nın bağımsızlığı 3 Sayılı CB Kararnamesiyle kaldırıldı.

Hala piyasalarda “Erdoğan karar değiştirir mi?” sorusu var… Hatta, ABD’de Trump’ın seçim kazanması üzerine Berat Albayrak mı gelecek, diye boş dedikodular dolaştı.

Gelinen aşamada Erdoğan umudunu Şimşek’in politikalarının başarısına bağladığı için şimdilik böyle bir ihtimal yok.

Sorun, Şimşek’e verilen yetkinin sınırlı olduğunun görülmesi: İşte, ortada yapısal reform yok.

LABORATUVAR DENEYİ

CB siteminde 10 Temmuz 2018’de Merkez Bankası’nın bağımsızlığı hukuken de kaldırılınca, eli rahatlayan Erdoğan, saygın ekonomistlerimizden Naci Ağbal’ı alıp, Prof. Kavcıoğlu’nu getirmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, emri şöyleydi:

“Bugün Merkez Bankası Başkanıyla görüştüm, faiz düşsün dedim. Faiz yükünü maliyetlerin üzerinden kaldırırsak enflasyon da düşer.” (1 Haziran 2021)

Erdoğan bunu söylerken enflasyon yüzde 17.53 idi, evet yüzde 17.53.

Faiz de yüzde 19, evet yüzde 19 idi.

Tabii emir uygulandı, faiz indirildi. 2023 seçimlerine Erdoğan, “faiz indirimi sürecek” diyerek girdi. Herkesin düşük faizli krediye ihtiyacı var, bundan daha etkili seçim propagandası olabilir miydi?

Seçim ayı Mayıs 2023 enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 63.72’ye fırlamıştı. ENAG’a göre yüzde 109.01 gibi dehşet verici bir orandaydı.

Faiz yüzde 8.5’ti.

Demek ki 2021’den 2023’e faiz yüzde 19’dan emirle yüzde 8.5’e indirtilmiş ama enflasyon yüzde 17.53’ten TÜİK’e göre yüzde 64’e fırlamıştı.

“Faiz sebeptir”in tam tersi bir sonuç doğmuştu.

İktisat tarihine geçecek önemde acı bir tecrübedir bu.

ŞİMŞEK’İN YETKİLERİ?

Düşük faiz popülizmi sırasında birçok şirket kurulmuş, milyonlarca insan borçlanmıştı. Şimdi kepenk kapatıyorlar, borç yükünün altında eziliyorlar maalesef.

Öyleyse hemen “faiz sebeptir”e dönülsün mü?

Felaket olur bu. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Cevdet Akçay’ın deyişiyle “bütün linkler kopmuş”, teker teker yeniden bağlanıyor, henüz yol uzun.

İktisatçı Prof. Selva Demiralp, “Merkez Bankasının belini bükerek daha ağır hareket etmesine sebep olan” faktörlere dikkat çekerek “enflasyonu düşürmenin maliyeti, enflasyonun maliyetini aşıyor” diye yazdı; başta kurumlara güvenin sarsılmış olması, izlenen politikada topluma güven verilememesi, verimliği artırıcı politikalar olmaması gibi sebepler… (Dünya, 22 Kasım)

Şimşek’in yetkileri para politikasıyla sınırlı gözüküyor, “yapısal” sorunlara girmiyor. Hukuk sorunlarını, Kamu İhale Kanunu ağzına almıyor mesela. Başbakan Erdoğan’a karşı Ali Babacan’la birlikte Merkez Bankası’nın bağımsızlığını savunmuş olan Şimşek, bugün Merkez Bankası’nın 3. Sayılı CB Kararnamesi’nin dışında bırakılması yolunda tek kelime etmedi.

24 Ocak Kararlarında Turgut Özal’ın, 14 Nisan Kararlarında Kemal Derviş’in sahip olduğu yetkiler Şimşek’te görülmüyor. Başbakan Demirel’in ve Başbakan Ecevit’in onlara verdiği yetkileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan Şimşek’e vermiyor.

Güveni artırmak ve özelikle de yatırım çekmek için bu konularda hükümet ciddi adımlar atmalı, “kurallar ve kurumlar” güçlendirilmeli… Ama çok da umutlu değilim.