Erdoğan “Mutabakatımız tam” diyor ama…

Koalisyonlar döneminde görmeye alıştığımız türden bir buluşma tek partinin iktidarda olduğu dün yaşandı. Dikkatler, dün, iki parti genel başkanının daha önce programlarında bulunmayan ani buluşmaları üzerinde yoğunlaştı.

Eskiden, koalisyonlar döneminde, böyle buluşmalar koalisyon ortakları arasında ihtilafların zirveye çıktığı sırada yaşanırdı; şimdi tek parti iktidarı var ama bu defa da benzer bir beklenmeyen gelişmeyle karşılaşılır mı merakı herkesi sarmıştı.

Tek parti iktidarı da bir süredir iki ortaklı çünkü ve ortaklar arasında bu defa da ciddi bir ihtilaf var.

İki parti liderinin buluşması ihtilafın zirveye vardığı bir ortamda yapıldı.

Arka-plana göz gezdirmekte yarar bulunuyor.

Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak çıktığı Suudi Arabistan ve Azerbaycan gezileri sonrası, uçakta, AK Parti genel başkanı şapkasıyla günlük siyasetle ilgili açıklamalar yapmış…

Kulak verdim; en önemli cümlesi şu: “Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz.”

Neden bu cümleyi önemsediğimi herhalde anlamışsınızdır. Çünkü, onun yurtdışında bulunduğu sırada, iktidarın küçük ortağının lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantılarında dört haftadır söylediklerinin arkasında olduğunu bir kez daha tekrarladığı gibi, çığ gibi yayılan bir videoyla da, iktidarın büyük ortağının lideri Erdoğan’a, serzenişlerini sıralamıştı.

Hepimize “Ne oluyor” dedirten ve seçim tarihinin erkene alınacağı beklentisini güçlendiren bir tavırdı MHP’den çıkan tepki dolu mesajlar.

Videoda, “Dün söylediğimiz gibi bugün de” yazısını “Bazen çok şey söyleseniz de kalabalıkta kaybolur” ve “Yalnız kalırsınız bazen, en yakınınız bile anlamaz sizi” cümlesi izliyor…

Tabii, bütün video boyunca, MHP lideri Bahçeli, yazılara uygun düşünceli bir tavra bürünmüş bir halde görünüyor.

Sanki derdini bir türlü anlatamamış bir tavır onunki… videodaki görüntüsüne bakıp“Ne düşünüyor acaba?” merakına kapılmamak elde değil.

Partisinin Meclis grubu toplantılarında hep seslendirdiği, karşı taraf sessiz kalınca, yakın bir gazetenin yazarının -Hande Fırat’ın- anlayış kıtlığı olanların bile anlayabilecekleri bir dille kaleme alınmış bir yazısıyla da hatırlatılan niyet, bu kez mesajlı bir video ile gözlere sokuluyor…

Eh, artık bu da anlaşılmazsa…

Gezi dönüşü sorulan bir soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti genel başkanı olarak verdiği cevaba bakarak, niyetin yine anlaşılmadığını söyleyebilirim.

MHP genel başkanı özetle, “Abdullah Öcalan’a tecrit kaldırılsın, Meclis’e gelsin, DEM Parti kürsüsünden PKK’ya silahlarını bırakma çağrısında bulunsun, biz ülkede terörün bittiğini ilan edelim, o da umut hakkından yararlanabilsin” diyordu.

Hiç kimsenin “Anlamadım” diyemeyeceği bir açıklıkta… Israrla her hafta tekrarlayarak…

Sonunda bir videoya da yazılı-görüntülü olarak serzeniş aktarıldı.

Buna karşılık, iktidarın büyük ortağının lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demiş?

Cümlesinin tamamı şöyle: “Türkiye'nin geleceğinde teröre de, terör takviyeli siyasete de yer yok. Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz.”

Nasıl bir mutabakat bu…

MHP lideri, ‘terör ve terör takviyeli siyaset’ tanımına girecek şekilde Öcalan-DEM ekseninde bir açılım arzusunda. Yakın zamanlara kadar Meclis’ten kovulmalarını talep ettiği DEM milletvekilleriyle tokalaştı; terörü bitirecek çağrı için kapatılmasını istediği DEM Parti’nin kürsüsünü uygun gördüğünü bildirdi ve en ağır sıfatlarla anageldiği Öcalan’a umut hakkı tanınması için yasal düzenleme talebinde bulundu.

AK Parti, MHP’nin terörü bitireceğine inandığı bu zincirleme çözüm paketiyle mutabakat halinde mi?

Halindeyse, neden beş haftadır, AK Parti lideri de olan Cumhurbaşkanı Erdoğan kamuoyunun ve yazılı-görüntülü medyanın sektirmeden tartıştığı çözüm paketinin unsurları hakkında tek bir söz bile söylemedi?

Abdullah Öcalan’ın adını ağzına aldı mı?

İmralı’da 43 aydır uygulanan tecridi kaldırttı mı?

Umut hakkının yasalaşması için adım attırdı mı?

Bunların hiçbiri yapılmadığı gibi, çözüm için eski söylemini terk etmiş MHP lideri Bahçeli’ye nazire olsun diye yorumlanabilecek girişimlerde bulunuldu AK Parti tarafından…

Bahçeli’nin gayretiyle cezaevinden çıkabilmiş, son seçimde Mardin’e yeniden belediye başkanı seçilmiş Ahmet Türk görevden alındı, yerine kayyım atandı.

Öcalan’ın doğum yeri Halfeti’nin belediye başkanı da görevden alındı.

Sorunun çözümüyle ilgili teklifin ana hatlarını destekleyen CHP’ye de bir sürpriz yapıldı: İstanbul/Esenyurt’a CHP’den belediye başkanı seçilmiş Prof. Ahmet Özer görevden alındığı gibi üstelik cezaevine de gönderildi.

Hepsi bunların MHP lideri Bahçeli’nin çıkışına verilen dolaylı mesajlar…

Dün işte iki genel başkan -Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli- aradaki ihtilafı görüşmek amacıyla bir araya geldi.

İktidarın iki ortağı arasında görüş farklılığı olduğu saklanamaz hale gelmişti çünkü.

Can ile Canan arasında bir hadise olduğu belliydi.

Meclis kürsüsü… Bir köşeden hatırlatma… En son da video…

MHP ısrarcı, AK Parti’nin ise sessizliğini bozmasının zamanı gelmişti.

Bu yazıyı yazdığımda, bir saat sürdüğü duyurulan Külliye’deki buluşmada neler görüşüldüğü, ihtilaf konusunun ortadan kaldırılmasının mümkün olup olmadığı henüz belli değildi.

Düne kadar yaşanan gerilimin, daha önce iki kez -2002 ve 2018’de- seçim tarihini sürpriz bir şekilde erkene aldırmış MHP liderinin, bu kez de, ülkeye yeni bir sürpriz yaşatma ihtimali sebebiyle yaşandığını buraya not olarak düşmeliyim.