Komedi Club’a hoş geldiniz

Gerçekten deliler evi.

Bir tür sürreel bilgisayar oyunu, dışardan izleyenler için bir Komedi Club.

Daha birkaç hafta önce iktidarın küçük ama cabbar milliyetçi ortağı MHP “Barış süreci başlasın” diyor, terör örgütü lideri Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep ediyor, TBMM’de konuşma yapmaya davet ediyor.

İktidarın büyük ama siyaseten güç kaybetmiş ortağı bu fikre destek verdiğini söylüyor, Cumhurbaşkanı teklifin sahibi Bahçeli için “Neylerse güzel eyler” kabilinden bir şeyler mırıldanıyor.

Tüm bunların üzerinden birkaç gün geçmeden önce ana muhalefet partisinin İstanbul’daki bir ilçe belediye başkanı, Kürt siyasetinin AKP’lilerle de can ciğer kuzu sarması olan bir mensubu ile 10 yıl önce telefonda görüştüğü için tutuklanıyor ve belediyesine kayyım atanıyor.

Daha bunun sisi dağılmadan aynı iktidar bu kez de DEM’li üç belediye başkanını görevden alıp yerlerine yine kayyım atıyor.

İşin saçma tarafı ne!

Görevden alınanlardan biri olan Mardin Belediyle Başkanı Ahmet Türk kısa süre önce Cumhurbaşkanı yardımcısı ile birlikte bir aşiret barış törenine katılmış, samimi pozlar vermişti.

Boşuna Komedi Club demiyorum.

Ancak bir yandan da sanki iktidar küçük ortağına da “kılıç çekmiş” gibi görünüyor.

Çünkü görevden alınan Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk de Bahçeli’nin ilgi ve övgüsüne mazhar olmuş bir isimdi.

Bahçeli, Türk’ün cezaevinden tahliye olması gerektiğini söylemiş ve buna aracılık etmiş, seçim sürecinde de kendisinden övgüyle bahsetmiş, hatta Ahmet Türk Bahçeli’ye bir nezaket ziyareti yapmak istediğini dile getirmişti.

Tüm bunlar beyin yakan, sağlıklı zihinlere balata sıyırttıran gelişmeler.

Ve gösteriyor ki, iktidar tüm siyasi hasletlerini kaybetmiş.

Oradan oraya savruluyor.

Olan biten içerde yaşayan bizler için kaygı verici bir şuur kaybına işaret ederken, dışardan bakan gözlemciler için beceriksiz bir oyuncu tarafından oynanan bir strateji oyunu ya da absürd bir komedi gibi görünüyor.

Bu saçma komedinin nasıl sonuçlanacağını herkes gibi ben de çok merak ediyorum.

Umuyorum sahneyi çökertmeden, tiyatroyu başımıza yıkmadan perdeyi kapatırlar.

Tek umut tek tur

Epey bir zamandır AKP’nin mevcut siyasi statükoyu değiştirmek için her şeyi deneyeceğini söylüyorum.

Görünür durumda, mevcut şartlarda AKP ve lideri kaybediyor.

2027 veya 28’de yapılacak bir seçimden AKP’nin iktidar, liderinin ise Cumhurbaşkanı olarak çıkması imkansız gibi görünüyor.

Ekonomide bir toparlanma olasılığı da görünmediği ve aç ve açık kitlelerin oranında artışın devam ettiği de göz önüne alınırsa ileriye dönük olarak da pek bir umut ışığı yok.

Hal böyle olunca AKP’nin ve liderinin tek seçeneği var.

Statükoyu değiştirmek.

Ekrem İmamoğlu’nu cezaevine yollamak bir seçenek.

Ancak bu durumda Mansur Yavaş’ın daha da güçleneceği aşikar.

Hal böyle olunca iktidar partisi farklı bir durum oluşturmak amacında.

4 adaylı seçim.

Yani CHP’nin 1, AKP’nin  1, milliyetçi muhafazakar muhalefetin 1, Kürt siyasetinin 1 aday çıkarması.

CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, AKP’nin adayı mümkünse Erdoğan, muhafazakar muhalefetin adayı Yavaş ve Kürt siyasetinin adayı kendi karar verecekleri birisi.

Ancak bu durumda da iktidarı kurtarmaya yetmiyor.

İkinci tura ister İmamoğlu, isterse Yavaş kalsın, Erdoğan bu kez ikinci turda kaybediyor.

Hatta çok da azımsanamayacak bir olasılıkla ikinci tura Yavaş ve İmamoğlu’nun kalması bile olası.

AKP ve ortağı MHP bu yüzden her ne pahasına olursa olsun bir Anayasa değişikliği istiyor.

İki turlu olmasın tek turlu olsun.

Tek tur olursa muhalefeti bölersek kazanma ihtimalimiz var.

İki turlu da kazanma ihtimali her halükarda sıfır.

Bu yüzden mevcut sistemi değiştirmek istiyorlar.

Değiştiremezlerse ne olur!

Vallahi son günlerde yaptıklarına bakılırsa korkmuyor değilim.

Çünkü akıl, mantık ve izan giderek azalıyor.

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Ateşe verilmiş bir ülkede iktidar olmanın bir manası olmayacağını anladığımız zaman