TBMM’de en heyecanlı günler genel seçimler sonrasında yaşanırdı. Seçimi muhalefet kazanmışsa Bakanlar Kurulu sıfırdan oluşacağı için, seçilmeyi başarmış her milletvekili kendini bakanlık konusunda şanslı görürdü.

Evet her milletvekili; okuma-yazması olduğu kuşkulu bakanlarımız bile vardı geçmişte.

İktidar sandıkta güven tazelediğinde, ‘Beyefendi’nin gözdeleri bile yerlerini koruyacaklarından emin olamazdı.

O günlerde Meclis koyu renk giysili milletvekili meşherine dönerdi.

Kıdemli Meclis muhabirleri, koyu renk giysililer çoğaldığında, kendi aralarında “Lâciler çekilmiş” diye konuşurlardı.

O günler çok geride kaldı.

Bakanlar yine var ama artık ‘Bakanlar Kurulu’ yok, onun yerini ‘Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ aldı.

Cumhurbaşkanı eski dönemlerin başbakanları gibi her gün Meclis’e uğramıyor ki, bakanlık bekleyenler lâcilerini çekip ortalıkta görünsünler…

Zaten günümüzde milletvekili olmak bakanlık şansını azaltıyor; bakanların milletvekili sıfatı olmaması şart, atananın o sıfatı varsa istifa etmesi gerekiyor…

Bakanlığı gönlünden geçiren şimdi ne yapsın?

TBMM’nin yeni yasama yılına başladığı 1 Ekim günü, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un verdiği resepsiyon bunun için fırsattı. Nitekim milletvekilinden çok, AK Parti’nin değişik kademelerinden kişiler doldurmuştu geniş salonu.

Hepsi de koyu renk giysiliydiler.

Beklenen gelmedi ama. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yabancı bir konuğu varmış…

‘Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ 14-28 Mayıs 2023 tarihinde yapılan genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında atanan -veya yeniden atanmış- bakanlardan oluşuyor. Koltuklarını ısıtmış bile sayılmazlar. Ancak bazıları için o koltukları terk etme zamanı galiba yaklaştı.

Atama makamı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkanlar gezisinde, uçakta, hem partide hem de kabinede değişiklikler yapmayı düşündüğünü açıkladı.

Eskiden bakanların isimleri atanmalarından kısa süre sonra ezberlenilir, bizler de gazeteciler olarak onlarla seviyeli bir ilişki kurabilirdik.

Biraz önce Cumhurbaşkanlığı sitesinin ilgili sayfasını açtım, bir-ikisi dışında karşıma çıksa tanıyabileceğim pek az bakan olduğu fark ettim.

Çoğunun ismini bile bilmiyorum.

Şart mıdır?

Demek ki, şart değilmiş…

Acaba bu 17 bakandan hangileri yerlerinden olacak?

Evet, eğer değişiklik gerçekten yapılacaksa, tasfiye bir-iki bakanla sınırlı kalmayabilir.

Bir veya iki bakanla sınırlı değişiklikler, zamanı geldiğinde, bakanın ‘affını istemesi’ yoluyla gerçekleşiyor.

En son sağlık bakanı ile çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanı Kabine’den öyle ayrılmışlardı.

Cumhurbaşkanlığı sitesindeki fotoğraflarında bütün bakanların yüzleri gülüyor. Bunu doğal karşılıyorum. Bakan olmakla, kocaman bir makam odası, son model makam aracı, çok görevliden oluşan bir sekretarya ile ölünceye kadar “Sayın Bakanım” unvanı sahibi olunuyor…

Koltuğundan edilmek ise ölümden beter bir darbe etkisi yapar.

Hazmedilmesi çok zordur.

Şimdilerde eski bakanlar ile eski milletvekilleri için başka kapılar açık tutuluyor. Varlık Fonu içerisinde yer alan şirketler, büyükelçilikler, rektörlükler ve hiçbiri olmazsa bakan yardımcılıkları gibi…

Mutlu edilmenin yolları fazla.

Tabii, makamından edildiğinde rahatsızlığını fazla belli etmemek şartıyla…

Sanıyorum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kabinede değişiklik olacak” açıklaması, şimdiki bakanları, bu sebeple, eski dönemlerin bakanları kadar etkilememiştir.

Eskiden, hükümette değişikliğe gidileceği rivayetleri çıktığında, bakanlar, kendilerinin gidici olup olmadığını, görev bekleyen siyasiler de bakanlık sırasının kendilerine gelip gelmeyeceğini öğrenmek için, bilebilecek kişi ararlardı.

Şimdikiler kime sorsun? Akıbetlerini bilebilecek tek bir kişi var.

Kabine değişikliği ufukta göründüğüne göre acaba talih kuşu bu defa kimlerin başına konabilir?

Murat Kurum’un İstanbul’u kaybetmesi sonrasında, kıdemli bakan Mehmet Özhaseki’nin görevden alındığını ve makamına onun getirildiğini biliyoruz; Ankara’da başarılı olamamış Turgut Altınok da bakanlık beklentisine girmişse şaşırmam.

Neden olmasın?

Metin Feyzioğlu Barolar Birliği başkanıyken sergilediği tavrını daha sonra değiştirmiş ve sonunda büyükelçilik ile mükafatlandırılmıştı. Sanıyorum, onun durumunda olan başkaları da, şu sıralarda, Kabine değişikliği için gün saymaya başlamışlardır.

Daha başka kimler?

Bir çırpıda sayabileceğim başka değerli kişiler de var ama burada isimlerini veya koordinatlarını verirsem ikballerine engel olurum endişesi taşıdığım için bundan sarf-ı nazar ediyorum.

Onlar kendilerini görünür haline getirmeye başladılar zaten. 

The most exciting days in the Turkish Grand National Assembly were after the general elections. If the opposition won the election, the Council of Ministers would be formed from scratch, so every MP who was elected would consider himself lucky in terms of a ministry.

Yes, every member of parliament; we even had ministers whose illiteracy was questionable in the past.

When the government regained its confidence at the ballot box, even the favourites of the 'Gentleman' could not be sure of keeping their places.

In those days, the Parliament would become a monument of dark-suited deputies.

When there were more people in dark clothes, senior parliamentary reporters would say among themselves, “The dark-colored ones have been taken off.”

Those days are long gone.

There are still ministers, but there is no longer a 'Council of Ministers', it has been replaced by the 'Presidential Cabinet'.

The President does not visit the Parliament every day like the prime ministers of the past, so that those who are waiting for a ministerial position can pull on their caps and appear in public…

In fact, being a member of parliament nowadays reduces the chance of a ministerial position; ministers must not have the title of a member of parliament, and if the person appointed has that title, he must resign…

What should the one who dreams of being a minister do now?

The reception given by the Speaker of the Parliament, Numan Kurtulmuş, on October 1, when the Turkish Grand National Assembly started its new legislative year, was an opportunity for this. Indeed, the large hall was filled with people from various levels of the AKP, rather than members of parliament.

They were all wearing dark-colored clothes.

But the expected did not come. President Tayyip Erdoğan had a foreign guest…

The 'Presidential Cabinet' consists of ministers appointed - or reappointed - following the general and presidential elections held on May 14-28, 2023. They have not even warmed up their seats. However, it seems that the time is near for some to leave those seats.

President Erdoğan, who is the appointing authority, announced during his Balkan trip that he was considering making changes in the party and the cabinet.

In the past, the names of ministers were memorized shortly after their appointment, and we, as journalists, were able to establish a decent relationship with them.

I just opened the relevant page of the Presidency website and noticed that, apart from one or two ministers, there were very few that I would recognize if I came across them.

I don't even know the names of most of them.

Is it a condition?

So, it was not necessary…

I wonder which of these 17 ministers will be removed from their positions?

Yes, if change is really going to be made, the purge may not be limited to one or two ministers.

Changes limited to one or two ministers are made when the time comes, through the minister's 'request for forgiveness'.

The last minister of health and the minister of environment, urban planning and climate change left the cabinet in this way.

In the photos on the Presidency website, all the ministers are smiling. I find this natural. Being a minister means having a huge office, a state-of-the-art official car, a secretariat consisting of many staff, and the title of “Mr. Minister” until death…

Being removed from office is a blow worse than death.

It is very difficult to digest.

Nowadays, other doors are kept open for former ministers and former MPs. Companies in the Wealth Fund, embassies, rectors' offices and at least deputy ministers' offices...

There are many ways to be happy.

Of course, provided that he does not show his discomfort too much when he is dismissed from office…

I think that President Erdoğan's statement that "There will be a change in the cabinet" did not affect the current ministers as much as it did the ministers of the past.

In the past, when there were rumors of a change in the government, ministers would look for someone who might know whether they were leaving or not, and politicians waiting for office would look for someone who might know whether it would be their turn to be ministers.

Who should the people of today ask? There is only one person who can know their fate.

With a cabinet reshuffle on the horizon, who might get the lucky break this time?

We know that after Murat Kurum lost Istanbul, senior minister Mehmet Özhaseki was removed from office and he was brought into his position; I would not be surprised if Turgut Altınok, who was unsuccessful in Ankara, also had expectations of a ministerial position.

Why not?

Metin Feyzioğlu later changed his attitude when he was the president of the Bar Association and was eventually rewarded with an ambassadorship. I think others in his situation have also started counting the days for a change in the Cabinet.

Who else?

There are other valuable people I could list in an instant, but I am afraid that if I give their names or coordinates here, I might hinder their future, so I am not going to mention them.

They have already begun to make themselves visible.