Siyasi hayatımızın vazgeçilmezlerinden Süleyman Demirel’in literatürümüze kazandırdığı “Dün dündür, bugün de bugün” sözü, kıymeti daha da artarak, varlığını günümüzde sürdürüyor.
MHP’nin bu alandaki kıvraklığını, uzun bir süre şiddetle karşı çıktıkları ‘başkanlık sistemi’ konusunda yaşayarak öğrenmiştik. Sistem değişikliği talebi yüzünden hiç hoşlanmadıkları ve bunu da liderlerinin ağzından en ağır sözcüklerle ifade ettikleri Tayyip Erdoğan’a, “Gelin sistemi birlikte değiştirelim” diyebilmişlerdi.
Aynı MHP yine benzer bir kıvraklıkla karşımızda.
Kısa süre öncesinde, kapatılmasını, milletvekillerinin maaşlarının kesilmesini talep ettikleri DEM ile beklenmedik bir yakınlaşma MHP’den gelebildi.
MHP’nin başlattığı değişim korosuna hiç vakit geçirmeden AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı.
DEM partililer şaşkın, ancak onlar da derhal toparlanıp kendilerine yeniden ‘müzakere’ yolu açılacağı beklentisine girdiler.
Yerel seçimin ardından CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel’in kullandığı ‘normalleşme’ sözcüğü, şimdilerde AK Parti sözcülerinin de ağızlarında.
Oysa, o sözcükle ifade edilene bir süre karşı çıkmıştı aynı sözcüler…
Süleyman Demirel bile şöhretli cümlesinin kendisinden sonra bu denli ete kemiğe bürünebileceğini düşünmemiş olabilir.
Geçmişte denenen ‘çözüm süreci’, pek çok başka sebeple birlikte, MHP’nin benzeri görülmemiş şiddette muhalefeti yüzünden sonuca ulaşamadan kesilmişti.
Aynı MHP yeni bir ‘çözüm süreci’ne ilk harcı koyuyor gibi…
‘Zaten konu çözüme kavuşturulacaksa, bu ancak MHP eliyle başarılabilir’ düşüncesi yaygın kabul görüyor.
Bana olmaz görünse de, DEM’den yükselen beklentiye bakarak, “Acaba?” demeden edemiyorum.
Haydi hayırlısı… Bakalım bu gelişmenin altından ne çıkacak?
Farkındaysanız, sonuca ulaşırsa bütün siyasi dengeleri değiştirebilecek günümüzün bu en önemli tartışma konusunda adı hiç geçmeyen bir siyasi aktör var: CHP…
CHP 31 Mart seçiminden birinci parti çıkmanın keyfini yaşamakla meşgul.
Yerel seçimde aldığı birinciliğin ilanihaye devam edeceğinden emin bir lideri var…
Ekonomik sıkıntıların AK Parti iktidarı öncesini bile aratacak boyutlara ulaştığını görüyor ve genel seçimi iple çekiyor Özgür Özel…
Had safhadaki sıkıntılara maruz geniş kitleler sandık başına gittiklerinde bu durumun müsebbibi AK Parti’ye oy verecek değiller ya?
CHP’nin geleneksel kitlesi -%20-25- nasıl olsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle paşa paşa sandığa gidip oylarını partilerine verecekler; AK Parti’den ekonomik sıkıntılar sebebiyle uzaklaşan kitleler de onlara katılacak…
Onların oylarıyla elde edilecek iktidarın rüyasını görüyor CHP.
Güzel bir rüya bu.
Yazımın girişinde, uzatma pahasına, kendilerinden hiç beklenmeyen bir kıvraklıkla, ülkenin en muhataralı dönemlerinde, MHP ile AK Parti’nin nasıl tavır değiştirebildiklerini sergilemiştim.
AK Parti’yi iktidarda, Tayyip Erdoğan’ı iki dönem daha cumhurbaşkanlığında tutmaya yarayan, buna karşılık MHP’yi de hiçbir sorumluluk taşımadığı bir ortaklıkta ‘gerçek iktidar’ görüntüsüne kavuşturan işbirliği, bu dönemde yeni bir mahiyet kazanıyor.
İkili iktidarın ömrünü bir kez daha uzatmaya yarayacak bir arayışın sonucu olarak…
Yoksa Devlet Bahçeli durduk yere DEMliler ile neden el sıkışsın?
Sebep bile açıklamadan ilk çözüm sürecini sona erdiren AK Parti neden benzer bir süreç peşinde olduğu izlenimi verecek bir tavır sergilesin?
İktidar cephesi şu sıralarda ne yapıyorsa hepsi önümüzdeki genel seçime yönelik girişimler…
Daha önceleri ancak seçimler öncesinde görülmüş gelişmeler yaşandığını CHP görmüyor mu?
Önceki gün, Tayyip Erdoğan, AK Parti genel başkanı sıfatıyla, başka partilerden seçilmiş çok sayıda belediye başkanına partisinin rozetini taktı.
Yeniden Refah ve İYİ Parti’den seçilmiş başkanlara…
Bir sonraki hamle, muhtemeldir ki, yine başka partilerden milletvekillerine rozet takma töreni olabilir.
‘Kazanacak parti’ hissini kitlelere yansıtabilmek için…
Peki ya ekonomi?
Mehmet Şimşek enflasyonu indirmekten vazgeçmiş, az maaşlılara ulufe gibi dağıtılabilecek paraların birikmesini sağlamak için çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta, kesin ifadelerle “Seçim, zamanında yapılacak” dedi demesine ama, benim burnuma, bayağı yakın bir tarihte sandık başına gidebileceğimizi duyumsatan kokular geliyor.
Galiba burunları da kapalı CHP’lilerin…