Erdoğan’ın “O kılıçları kime çekiyorsunuz” diyerek teğmenleri hedef alması ve “kendini bilmezler temizlenecek” diyerek operasyon yapılacağı mesajını vermesi, hangi açıdan bakarsanız bakın, “22 yıla rağmen muktedir olamamanın öfkesi”dir öncelikle.

Erdoğan’ın sekiz gün beklemesi, Devlet Bahçeli’nin ne söyleyeceğini görmek istemesi, AKP içindeki tartışmaları izlemesi, hatta danışmanı ile parti sözcüsünü boşa düşürmesi elbette AKP ve Cumhur İttifakı açısından incelemeye değerdir ama ben “muktedir olamama öfkesi” üzerinde duracağım.

TEĞMENLERİN KILICI TÜRKİYE’NİN GÜVENCESİDİR

Öncelikle, teğmenlerin neden kılıç çektiği ortada. Bu bir subaylık yemini ritüelidir. Teğmenlerin kılıcı, Türkiye’nin güvenliğinin ve savunulmasının güvencesidir. Kılıç üzerinden tuhaflık arayan, görevi kılıç kuşanmak olan genç teğmenlere değil hutbeye kılıçla çıkan Diyanet İşleri başkanına bakmalıdır!

Rahatsızlık, yeminin içeriğine ve kaldırılmış olmasına rağmen okunmasınaysa, asıl tartışılması gereken iktidarın neden öğrencilerin “Andımız”ını ve mezun olan teğmenlerin yeminiyle uğraştığı olmalıdır.

Kaldı ki yemindeki “laik demokratik Cumhuriyet” sözünden rahatsız olan milletvekilleri, içlerine sinmese de “demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma” diyerek TBMM’de yemin etmektedir. Çünkü kavramların kaynağı anayasadır ve zaten dörtte üçünü değiştirmelerine rağmen yine “yeni anayasa” demeleri, bir yönüyle de bu nedenledir.

TEK ‘BAŞKOMUTAN’ VAR

Asıl rahatsızlık şudur: 22 yıldır iktidardadırlar ama hâlâ istedikleri gibi muktedir olamamışlardır.

1) 30 Ağustos haftası boyunca kendisinden “başkomutan” diye bahseden Erdoğan, teğmenlerin “Tayyip Erdoğan’ın askerleri” olmamasına öfkelidir. Hâlâ ve sadece Atatürk’ün “Başkomutan” sayılmasına öfkelidir.

2) 22 yıldır iktidardadırlar, yeni kuşakları “İkra”laştırabildiler ama İkraların “Mustafa Kemal’in askeri” olmasını bir türlü engelleyemediler. İşte öfkeleri bunadır.

Ne güzel: Üç kız öğrenci, üç harp okulunun; kara, deniz ve hava harp okulunun birincisi oldu. Ancak Erdoğan günlerdir bir tek Hava Harp Okulu birincisi İkra Teğmen’den ismen bahsetmektedir: “Bakıyorsun üç tane birinci olan kızımız var. Ve bu kızlarımızdan birisinin ismi İkra. Üç kardeş, adı İkra. Manisalı ve birinci oldu. Diğer ikisi onlar da yine birer Anadolu yavrusu. Fakat tabii bu oyuna nasıl geldiler, gelindi? Şimdi çalışmalarımızı yapıyoruz, üniversiteyle, Kara Kuvvetleri’yle, Milli Savunma’yla görüşmelerimizi yaptık ve bunların süratle temizlenmesi için adımlarımızı atıyoruz.”

TSK’Yİ BİÇİMLENDİRME ISRARI FELAKETTİR!

Anımsarsınız, birkaç yıl önce Erdoğan uzun yıllardır siyasal iktidar olmalarına rağmen bir türlü “sosyal ve kültürel iktidar olamamaktan” yakınmıştı. İşte teğmenler meselesi aslında budur.

Askeri liselerin kapatılmasına ve harp okullarının tümden değiştirilmesine rağmen, yeni mezun subayların hâlâ “Mustafa Kemal’in askeri” olmasından rahatsızdırlar.

Mesele şu ki bu rahatsızlıkları ve bunu değiştirmeye çalışmaları, daha önce görüldüğü gibi TSK’ye ve Türkiye’ye zarar verdi. TSK’yi ille de kendilerine göre biçimlendirmeye çalışmaları, FETÖ’nün TSK’ye kumpas kurmasının ve TSK içinde “paralel ordu” inşa etmesinin önünü açtı ve en sonunda darbeye soyunmasına neden oldu.

Teğmenlere operasyona kalkmadan önce o süreçteki hatalarını ve sorumluluklarını bir kez daha anımsamalarında sayısız yarar var!

Erdoğan 's targeting of the lieutenants by saying "Who are you drawing your swords against?" and giving the message that an operation will be carried out by saying "those who don't know themselves will be purged" is , from whichever perspective you look at it, primarily "anger at not being able to be powerful despite 22 years" .

Erdoğan 's waiting for eight days, his wanting to see what Devlet Bahçeli would say, his following the discussions within the AKP, and even his disappointing his advisor and party spokesperson are certainly worth examining from the perspective of the AKP and the People's Alliance, but I will focus on "his anger at not being able to prevail . "

THE SWORD OF THE LIEUTENANTS IS THE SECURITY OF TURKEY

First of all, it is obvious why the lieutenants draw their swords. This is a ritual of the officer's oath. The lieutenant's sword is the guarantee of Turkey's security and defense. Those who look for oddities in swords should look not at the young lieutenants whose job it is to wear a sword, but at the head of the Directorate of Religious Affairs who goes to the sermon with a sword!

If the discomfort is with the content of the oath and the fact that it is being recited despite being abolished, then the real issue to be discussed should be why the government is bothering with the students' "Our Oath" and the oath of the graduating lieutenants .

Moreover, the MPs who are disturbed by the word “secular democratic Republic” in the oath, even though they do not feel comfortable with it, swear in the TBMM by saying “I will remain loyal to the democratic and secular Republic and Atatürk’s principles and reforms” . Because the source of the concepts is the constitution and the reason they still say “new constitution” despite changing three quarters of it is , in a sense, for this reason.

THERE IS ONLY ONE 'COMMANDER-IN-CHIEF'

The real problem is this: They have been in power for 22 years, but they still have not been able to be as powerful as they want.

1) Erdoğan, who referred to himself as “Commander-in-Chief” throughout the week of August 30, is angry that the lieutenants are not “Recep Tayyip Erdoğan’s soldiers.” He is still angry that only Atatürk is considered “Commander-in-Chief.”

2) They have been in power for 22 years, they have been able to turn the new generations into “Ikras” but they have not been able to prevent the Ikras from becoming “Mustafa Kemal’s soldiers”. This is what their anger is about.

How beautiful: Three female students became the top students of three military schools; land, naval and air war schools. However, for days Erdoğan has only mentioned the name of the Air War School top student, Lieutenant İkra : “You see, we have three first-place girls. And one of these girls is named İkra. Three siblings, her name is İkra. She is from Manisa and she became the first. The other two are also Anatolian children. But of course, how did they fall for this trick? We are currently working on it, we have held talks with the university, the Land Forces and the National Defense and we are taking steps to have these things quickly cleared out.”

THE INSISTENCE ON FORMING THE TAF IS A DISASTER!

You may recall that a few years ago, Erdoğan complained about not being able to “become a social and cultural power” despite being in political power for many years. This is actually the lieutenants’ issue.

Despite the closure of military high schools and the complete transformation of war schools, they are disturbed by the fact that newly graduated officers are still "Mustafa Kemal's soldiers".

The issue is that their discomfort and their attempts to change it, as seen before, harmed the TAF and Turkey. Their efforts to shape the TAF in their own way paved the way for FETÖ to plot against the TAF and build a “parallel army” within the TAF, and ultimately led to their attempt at a coup.

There are countless benefits for lieutenants to remember their mistakes and responsibilities during that process before they launch an operation!