CHP 4-9 Eylül tarihleri arasında ‘Tüzük Kurultayı’nı toplayacak. Bu yüzden partide değişik grupların yoğun bir mesaisi var. Elbette tüzük ile ilgili konularda bir çalışma, beyin fırtınası yapılıyor ama parti içine dair pek çok konu da tartışılıyor-konuşuluyor. ‘Bir CHP dört portre’ dizisinde partide ve kamuoyunda en çok konuşulan dört isimle ilgili, gerek bu isimlere yakın kişilerle yaptığım konuşmalardan gerek farklı kaynaklardan aldığım bilgilerden önümüzdeki döneme dair potansiyel hareketleri yazmaya-anlatmaya çalışacağım. Bu isimler yazı sırasıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak. 

İmamoğlu ile başlayayım. Sözü uzatmadan da konuya gireyim. Bir süredir İmamoğlu yakın çalışma ekibi ile CHP genel başkanı olma daha doğrusu adaylığını koyma konusunda adım atmayı tartışıyor. Bunun hem partiye hem kendisine nasıl bir siyasi gelecek oluşturacağına dair değişik çalışmalar yapılıyor. Hatta konuşulan konulardan birinin de İmamoğlu’na dair siyasi yasak getirecek yargı kararının ana muhalefet partisinin lideri olduğu takdirde kolayca alınamayabileceği olduğunu söyleyebilirim. Ya da böyle bir karar alınsa bile ‘bu kararı aldıranlarla mücadele’ yönteminin daha farklı olabileceği de belirtiliyor. Bu arada Eski Danıştay 3. Daire üyesi Prof. Dr. Ali Ulusoy'un, İmamoğlu hakkında mevcut davaya ek bir dava hazırlığı yapıldığı yolundaki yazısını da hatırlatmakta fayda var.

Tabii burada ortaya çıkan soru şu: Genel başkan olmasında büyük destek olduğu Özgür Özel’in daha bir yılı dolmadı. (Seçilme tarihi: 38. Olağan kurultay 5 Kasım 2023.) Adaylık konusunda acele etmeyecek dense de bu ne zaman olacak? Ya da bunun parti içinde konuşulmaya başlaması nasıl bir etki yaratacak? Kendisinin adaylığını nasıl açıklayacak, nasıl gerekçelendirecek? Ya da Özel ile anlaşarak mı yoksa yarışarak mı bu yola çıkacak? Parti içinde kimlerle yan yana gelecek? Yeni ittifaklar kurulacak mı? Eskiden tartışmalı olduğu isimlerle bir arada olacak mı?

Sağlam bir kulis bilgisinin de altını çizeyim. İmamoğlu’nun partinin şu andaki liderliğinin attığı kimi siyasi adımlarla ilgili hoşnutsuz olduğunu kimi yerlerde telaffuz ettiği söyleniyor.

Ekrem İmamoğlu İstanbul’da seçimleri kazandığı 2019’dan beri popülaritesi yüksek bir siyasetçi. Tayyip Erdoğan’ı en önemsediği yerde, İstanbul’da üç kere yenilgiye uğrattı. Yaptığı siyaset hiçbir zaman İstanbul ile ve belediyecilik sınırları içinde kalmadı. Toplumun çok geniş kesimlerine dokunabilme kabiliyeti var. Akademiden ve sivil toplumdan geniş bir kitle ile değişik konularda fikir alışverişinde bulunuyor. Önümüzdeki seçimlerde ‘eğer yargı eliyle durdurulmazsa’ CHP’nin pek muhtemel cumhurbaşkanı adayı olabilir.

Bu adaylığa belediye başkanıyken gitmesi le CHP genel başkanıyken gitmesi arasında elbette farklar var. Bunlar da elbette hesaplanacaktır.

Bitirirken…

Siyasette 24 saat bile çok uzun derler. İmamoğlu’nun şu anki talebi-beklentisi süreç içinde değişebilir. Ancak CHP içinde önemli bir tartışma konusu olacağını düşünüyorum. Bu arada Kemal Can’ın Medyascope’ta CHP üzerine yazdığı bir yazı hayli önemliydi. Genel anlamda Türkiye’de siyaseti ‘bütün neden sonuç ilişkilerini ve muhtemel başarı reçetelerini kişilere bağlama kestirmeciliği’nden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu. Kemal Can sonuna kadar haklı. Ancak ‘lider’ hala son derece kritik. Tabii yanına ‘memleketin yaşadığı kaostan nasıl çıkılacağının yol haritasının da konulması’ şartıyla…

CHP will convene its 'Byelaws Congress' between 4-9 September. That's why different groups in the party work hard. Of course, there is work and brainstorming on issues related to the statute, but many issues related to the party are also discussed. In the series 'One CHP, four portraits', I will try to write and explain the potential movements for the coming period about the four most talked about names in the party and the public, both from the conversations I had with people close to these names and from the information I received from different sources. These names will be Istanbul Metropolitan Municipality Mayor Ekrem İmamoğlu , CHP Chairman Özgür Özel , Ankara Metropolitan Municipality Mayor Mansur Yavaş and CHP's 7th Chairman Kemal Kılıçdaroğlu, respectively .  

Let me start with İmamoğlu. Let me get into the subject without further ado. For a while, İmamoğlu has been discussing with his close working team about taking steps to become CHP chairman, or rather to run for office. Various studies are being carried out on what kind of political future this will create for both the party and itself. In fact, I can say that one of the topics discussed is that the judicial decision to impose a political ban on İmamoğlu may not be easily taken if he is the leader of the main opposition party. Or it is also stated that even if such a decision is taken, the method of 'fighting against those who made this decision' may be different. Meanwhile, former Council of State 3rd Chamber member Prof. Dr. It is also worth reminding Ali Ulusoy's article stating that an additional lawsuit is being prepared against İmamoğlu to the current one .

Of course, the question that arises here is this: Özgür Özel, whom he greatly supported in becoming the chairman, has not had a year yet. (Date of election: 38th ordinary congress, November 5, 2023.) Even though it is said that there will be no rush for candidacy, when will this happen? Or what effect will it have if this is talked about within the party? How will he explain and justify his candidacy? Or will he set out on this path by making an agreement with Özel or by competing? Who will he side with in the party? Will new alliances be formed? Will he be together with the names he used to be controversial with?

Let me also underline a solid behind-the-scenes knowledge. It is said that İmamoğlu has expressed his dissatisfaction with some of the political steps taken by the current leadership of the party in some places.

Ekrem İmamoğlu has been a highly popular politician since 2019, when he won the elections in Istanbul. He defeated Tayyip Erdoğan three times in the place he cares about most, in Istanbul. His politics never remained within the boundaries of Istanbul and municipality. It has the ability to touch very wide segments of society. It exchanges ideas on various topics with a wide audience from academia and civil society. He may be the most likely presidential candidate of the CHP in the upcoming elections, 'if he is not stopped by the judiciary'.

Of course, there are differences between him running for this candidacy when he was a mayor and when he was a CHP leader. These will of course be calculated.

In closing…

They say even 24 hours is too long in politics. İmamoğlu's current demand-expectation may change in the process. However, I think it will be an important topic of discussion within the CHP. By the way, an article Kemal Can wrote on CHP in Medyascope was quite important. In general terms, he expressed his discomfort with the 'shorthand approach' of politics in Turkey, 'attributing all cause and effect relationships and possible success recipes to individuals'. Kemal Can is absolutely right. But the 'leader' is still extremely critical. Of course, on the condition that 'a road map of how to get out of the chaos that the country is experiencing' is included with it...