Milleti uyutmuşlar paraları götürmüşler

Avrupa Birliği’nin çeşitli fonları var… Sivil toplum kuruluşlarına o ülkede demokrasi ayakta kalsın diye demokrasi yeşersin diye veriliyor…

Çünkü artık bir toplumun demokrasisi siyasi partilerinin gücüyle değil sivil toplum kuruluşlarının çeşitliliğiyle ve etkinliğiyle ölçülüyor….

2017 yılında yaptığımız rejim değişikliğiyle sivil toplum kuruluşlarını sindirdik, yıldırdık. Artık protesto eylemi yapanın üzerine polis çullanıyor, sesi gür çıkan da hapsi boyluyor…

Tabii hepsini değil. İktidara destek olanlar bal tuttukları için parmak yalamışlar…

Kim bunlar diyeceksiniz?

İki örnek vereyim… Biri SETA, AKP’nin güya siyasi düşünce örgütü… Diğeri Diyanet İşleri Vakfı… O da cami cemaatini yönlendirmekle görevli!

İkisi de yerli…

İkisi de milli….

İkisi de Hristiyan Avrupa’ya karşı…

İkisi de Avrupa’nın kültürümüzü yozlaştırmaya çalıştığını iddia ediyor…

İkisi de milli ve manevi değerlerimize dönmemizi savunuyor…

Ama…. AB fonlarından gelen parayı da itirazsız ceplerine indiriyorlar…

Yani milleti uyutup parayı götürüyorlar!...

Diyanet Vakfı var… Geçen yıl 6 milyar lira bağış almış… Kendi işletmelerinden 50 milyon kazanmış… Takvim satmış, kitap basmış falan… Doymamış AB’den 46 bin euro hibe almış…

1 milyon 700 bin lira….

Gözünüze dizinize dursun emi!

Bu parayla ne yapıyorlar derseniz; Diyanet İşleri Başkanı’nın altına milyon dolarlık araç çekiyorlar…

Vakfı böylede Diyanet İşleri Başkanlığı farklı mı?

Diyanet’in bütçesi İçişleri bakanlığı bütçesinden fazla…

Dışişleri bütçesinden fazla…

Enerji Bakanlığını bütçesinden fazla…

Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesinden hayli hayli fazla….

Bu kadar bütçe neden onlara ayrılıyor diye sormayın… iktidarın yanlış politikası nedeniyle hayat pahalılığı dayanılmaz hale gelince… İnsanlar evine et götüremez, meyve, sebze alamaz duruma düşünce… Çocuklar yatağa aç yatınca…

‘Fiyatları tayin eden Allah’tır’ diye fetva verdiler…

Çok özür dilerim Allah’ı kendilerine siper etmeye kalktılar…

(Yeri gelmişken bir parantez açmak isterim… Her Cuma 90 bine yakın camiden makbuzsuz para toplanıyor. Bu paraları kim sayıyor, bu paralar kime gidiyor, belli değil. Hepsi kayıt dışı. İmam da cebine atabilir, müftü de Diyanet’te bu işlere bakan daire başkanı da… Kimseyi suçlamıyorum ama kaydı kuydu olmayan paranın devasa büyüklüğüne dikkatinizi çekmek istiyorum. Hani Maliye Bakanı kayıt dışı parayı kayıt içine sokmak için debeleniyor ya… Camilere de baksın derim. Parantezi kapattım)

Avrupa’dan fonlanan ikinci kuruluş SETA … Hani Avrupa ajanslarına ABD gazetelerine çalışan kişilerin isim listesini yayınlayarak dış güçlerden para alıyor diye hain damgası vurulmasını isteyen güya sivil toplum kuruluşu var ya…

İşte o; adı SETA….

En büyük parayı onlar götürmüş… Yaklaşık 11 milyon lira…

Başkaları alınca hain, kendileri alınca mesele yok!

SETA denen kuruluşun geçmişine bakalım mı?

Kurucularından İbrahim Kalın… Cumhurbaşkanı danışmanı oldu, Cumhurbaşkanlığı sözcülüğünü yaptı şimdi MİT müsteşarı….

Onun yerine SETA’ nın başına Fahrettin Altun geçti. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı…

Altun’dan boşalan koltuğa oturan SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Dışişleri Bakan Yardımcısı oldu…

Bir de bunların haber tartışma programlarına yolladıkları sözcüleri vardı; Hasan Basri Yalçın

Zaman mı hızlı aktı bilmedim ama göz acıyıp kapayana kadar profesör oldu. Herhalde uluslararası camiayı etkileyen önemli eserler yazmıştır. Şimdi AKP milletvekili…

Dönem bizim dönemimiz demişler mevkileri kapmışlar ama hiç olmazsa kendileri gibi düşünmeyenlere iftira atmasınlar…

Şu yaptıkları rezilliğe bakın…

Muhalefet yapan, gerçekleri söyleyen, halkı uyaranları fondaş diye yaftalıyorlar.

Yani Avrupa fonlarından, dış güçlerden para alanlar…

Ama en büyük fondaş kendileriymiş. Milyonların üzerine oturmuşlar.

Soruyorum…

SETA ve Diya