Hamas lideri İsmail Heniyye’nin şehadeti sonrası Türkiye’de 1 günlük yas ilan edildi, bütün camilerde gıyabi cenaze namazı kılındı, çağrısına icabet eden milyonlar meydanlarda toplandı. Bazı kesimlerdeki Hamas’a yönelik hazımsızlık da doruk noktasına çıktı. Mazlum bir halk adına bağımsızlık savaşı veren bir örgütten kim neden rahatsız olur? İşte sıralı tam liste:
1. İslam Karşıtları: Türkiye’de İslam’a, Müslümanlara ve toplumun dini değerlerine alerji duyan bir kesim var. Renginde İslam olan her şeye ve herkese ne yaptığına ve ne maksatla yaptığına bakmaksızın peşinen karşılar. Karşıtlıkları dine değil İslam’a, dolayısıyla başka inançlara hoşgörülüler, Müslümanlara hasımlar. Hamas’ın “iman dolu göğsünden” rahatsız oluyor ve mücadelesine karşı çıkıyorlar; İslam’la savaştığı için de İsrail’e hayranlar.
2. Irkçılar: Bunların da ırkçılıkları ikiyüzlü. Araplara, Kürtlere karşı ırkçılık yaparken, “Araplar bizi sırtımızdan vurdu” ve benzeri iftiraların arkasına saklanırken, 100 yıl önce Anadolu’yu işgal eden ülkelere gönüllü servis hizmeti veriyorlar. Hamas’a, Filistinli ve Arap olmasını bahane göstererek karşılar. Bu ikiyüzlü tavırlarıyla bazen cehaletle, bazen de bilinçli olarak Siyonizm’e hizmet ediyorlar.
3. Kemalistler: Doğaları itibariyle zaten ırkçılar. Ayrıca Kemalizm’in sorgusuz sualsiz Batılılaşma fikri gereğince Doğu’ya ait her şeyden nefret ediyorlar. Araplara düşman ama örneğin Yunanistan’a, İngiltere’ye, Fransa’ya, İtalya’ya bayılıyorlar. Mustafa Kemal, Filistin cephesine 2 kez atanmış, ilkinde ordu kumandanlığından istifa etmiş ve tatile çıkmış, ardından Kudüs düşmüş, ikincisinde ise Nablus’tan başlayarak Afrin’e kadar orduya da ağır kayıplar verdirerek çekilmişti. Bu kötü hatıralar da Kemalistlerin Hamas’a husumetini besliyor. Kuvayı Milliye ile Hamas’ın birebir benzeşmesine de sırtlarını dönüyor, görmezden geliyorlar.
4. Fetullahçılar: FETÖ, ABD-İsrail ortak yapımı bir örgüt olarak her zaman İsrail’in yanında durdu. Ayrıca Hamas’ın mücadelesinin tüm İslam dünyasında direniş ruhunu diri tutması FETÖ’yü misyonu gereği aşırı derecede rahatsız ediyor.
5. PKK ve Kürt Irkçıları: ABD’nin açıktan, İsrail’in gizliden PKK’ya verdiği destek de PKK ve Kürt ırkçılarını Hamas’ın karşısına konumlandırıyor.
6. İktidar Beklentisi Olanlar: İktidara gelmek için ABD’nin, Avrupa’nın ve İsrail’in desteğini almak gerektiğini düşünüyor, Hamas’a “terör örgütü” diyerek onların nezdinde sempati kazanmaya çalışıyorlar.
7. Etki Ajanları: Gönüllü olarak ya da belki para karşılığı Hamas’a düşmanlık ediyor, İsrail’in gözüne girmeye çalışıyorlar. Medya ve sosyal medyada dile getirdikleri Hamas karşıtı ve İsrail yanlısı fikirleri karşılığında sırtlarının sıvazlan-masından, başlarının okşanmasından, “göze girmekten” çok mutlu oluyorlar.
8. Arap Diktatörlerin Etki Ajanları: Bazı Arap ülkelerindeki diktatörler Hamas’ın direnişinin kendi halklarına da ilham olacağı korkusuyla İsrail’den daha fazla Hamas’tan nefret ediyorlar. Sayıları üçü beşi geçmese de Türkiye’deki etki ajanları da Hamas karşıtı tutum izliyorlar.
9. Propaganda Etkisi Altında Olanlar: Siyonizm’in on yıllardır her mecrada yaptığı propaganda özellikle gençlerin bir kısmını Hamas karşıtı tutuma yönlendiriyor. Medya ve sosyal medyada, özellikle film ve dizilerde sıkça verilen “terörist Müslüman-mazlum Siyonist” algısı zihinlerde yer bulabiliyor. 7 Ekim’den bu yana yoğun şekilde pompalanan “Hamas bir terör örgütü ve savunmasız sivillere saldırdı” yalanı karşılık bulabiliyor.
Haklı, meşru ve kahramanca bir direniş sergileyen Hamas’a husumet besleyen bu kesimlerin sesi çok çıksa da toplu halde bile bir yekûn tutmuyorlar. Türkiye’nin ezici çoğunluğu Filistinlileri ve onlar için direnen Hamas’ı inanç, tarih, coğrafya, kader birliği ve Siyonizm’in Türkiye üzerindeki hesapları bağlamında milliyetçi kaygılar çerçevesinde gönülden destekliyor. Ayrıca Hamas’ın direnişinin bire bir Kuvayı Milliye’ye benzemesi ve İstiklal Savaşı sırasında İslam dünyasının Türkiye’ye yardımları da toplumun geniş kesiminin Filistin ve Hamas’a yakın durmasını sağlıyor.
10. İçerden Eleştirenler: Bu kesimlerden tamamen farklı olarak, hasım olmamakla hatta Hamas’a sempati duymakla birlikte yöntemlerini, özellikle de 7 Ekim operasyonunu eleştirenler var. Stratejiler, teoriler ve komplolar üzerinden meseleyi okuyorlar. Analizlerindeki en büyük eksiklik, Filistin’deki şartları hissedemiyor, konuya bir Filistinlinin gözüyle bakamıyor olmaları. Onlara da cevabı Hamas’ın yeni lideri Yahya Sinvar’ın bir röportajındaki şu ifadeleri veriyor: “Uzun süre barışçıl yollarla direniş göstermeyi denedik. Ama bizden, katledilirken uslu duran kurbanlar olmamız bekleniyor. Hayır. Biz elimizden nasıl geliyorsa o şekilde halkımızı savunacağız.”