Kur Korumalı ihanetin maliyeti kaç dolar?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz bir süre önce iktidara bir soru sordu.

Haklı bir soruydu.

AKP iktidarı tarafından icat edilen ve KÖİ dedikleri “Kamu Özel İşbirliği” projelerinden Devlet’in uğradığı şimdilik 37 milyar TL olan zararı gündeme getirdi Yavuzyılmaz.

KOİ projelerini ve bunların halka fahiş maliyetini hepimiz biliyoruz, hepimiz buna dikkat çekiyoruz.

Ancak buna dikkat çekerken, bir başka çok önemli rezaletten öte felaketi nedense kimse pek gündeme getirmiyor.

Bu rezaletin adı KKM.

Yani Kur Korumalı Mevduat.

Türk Milleti asıl buradan soyuldu, soyuluyor.

CHP’nin de gündeme getirdiği gibi KOİ projelerinden dolayı oluşan zarar 37 milyar dolar.

Ancak hiç olmazsa ortada köprüler, yollar, lüzumsuz bile olsa havalimanları var.

Elle tutabileceğiniz ve gerekirse, bir iktidar değişikliğinde “Bu kadar kazandınız yeter” diyerek Devlet olarak hesabını sorabileceğiniz somut birtakım mallar var.

Doğru düzgün bir iktidar bunlarla ilgili olarak müteahhitleriyle masaya oturur, gerekirse indirim alır, gerekirse vergi koyar, bu zararı azaltır.

Ama Kur Korumalı Mevduat böyle bir şey değil.

Kur Korumalı Mevduat’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine’sine, Merkez Bankası’na bugüne kadarki maliyetini biliyor musunuz!

Ben tahmin ediyordum ama ben de eksik tahmin ediyormuşum.

Önceki gün, ekonomi bürokrasisinden biri ile biraz sohbet etme fırsatı buldum.

“Siz ilk günden beri bunun bir felaket olduğunu söylediniz. Hepimiz haklı olduğunuzu biliyorduk. Karşı çıkan herkes haklıydı. Kur Korumalı Mevduat vatana ihanet ile eşdeğer” dedi ve KKM’nin bugüne kadar Türkiye’ye verdiği zararın miktarını söyledi.

Tam tamına 100 milyar dolar.  

Yani KOİ projelerinin verdiğini düşündüğümüz zararın tam 3 katı.

O da şimdilik.

Çünkü KKM zararı devam edecek.

Ekonomi yönetiminin bundan kurtulmaya çalışması o yüzden.

AKP’nin Türkiye’ye verdiği büyük zarar bu KKM.

Üstelik KOİ’den geride hiç olmaz ise yollar köprüler, havalimanları, bunların yarattığı istihdam ve altyapı kalacak.

Kur Korumalı Mevduat’tan kalan ne!

Hiçbir şey.

100 milyar doları alanlar, bir düğmeye basarak o parayı yurt dışına yolladılar bile.  

Geriye de hiçbir şey bırakmadılar.

Bana bunları aktaran ekonomi bürokratına “Peki bu para kimlere gitti biliyor musunuz?” diye sordum.

“Küçük bir bölümü mevduat sahibi, az biraz birikimi olan hakiki şahıslara gitti. Yani bankada mevduatı olup bunu KKM’ye çeviren gerçek vatandaşlarımıza. Onların çok önemi yok. Bir miktar da Türk şirketlerinin kazancı oldu. Ama diğer büyük bölümün kime gittiğini biliyoruz ama yapacak bir şeyimiz de yok. Ve onlar bu parayı tertemiz, yasallaşmış bir şekilde yurt dışına götürdüler bile. Ve bu para gittiği yerde Türkiye’de yasal, vergisi devlet tarafından sıfırlanmış bir para. Ve legalleşmiş bir para.” dedi.

Anlayacağınız Türkiye KMM adı altında 100 milyar dolar soyulmuş.

CHP biraz da bunu gündeme getirse çok iyi olacak.

Devlet bunun fikir babalarını da biliyor.

Biri hâlâ önemli bir görevde, biri hâlâ danışman koltuğu altında ihanete devam ediyor.

Diğerinde ise kabahat yok.

Kabahat onu Bakanlık koltuğuna oturtanda.

Ebrar’ın lavuğundan ÇYDD’ye zoraki bağış

İktidar trollerinden biri Kadın Voleybol Milli Takımı’na sallayınca milli voleybolcumuz Ebrar Karakurt “Kim bu lavuk?” diye sormuş.

Ebrar Karakurt’un sıfatı son derece yerli yerine oturmuş.

Çünkü lavuk “Gereksiz konuşan, değersiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kimse” demek.

Yani cuk oturtmuş Karakurt.

Adını anmaya bile değer bulmadığım kişiye bir süredir güzel bağışlar yaptırıyorum.

Ebrar Karakurt’un lavuk olarak tanımladığı bu bilmem ne başı bana da sıklıkla hakaret ediyor.

Ben de her hakaretinde kendisini dava ediyorum.

Hemen avukatımı arıyor.

Uzlaşmak istediğini söylüyor.

Ben de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ndeki Teke Tek Bilim Burs Fonu’na bağış yapması karşılığında uzlaşma talebini kabul ediyorum.

Bu fona şu ana kadar benim ve Med Yapım’ın dışında en fazla katkıyı sağlayan işte Ebrar’ın lavuğu.

Kazıklanmanız için gereken itinayla yapılır

Yurt dışından online alışveriş siteleri ile yapılan alışverişlerin hem miktarına sınırlama getirilmiş hem de düşürülen miktara bir de fazladan vergi koyulmuş.

AKP iktidarı, ülkede ucuzluğu sağlayamadığı için, vatandaşın başka yollarla ucuz ürüne erişimini de kısıtlayarak kendince çözüm buluyor.

Bizim ekipteki gençlerden biliyorum, Türkiye’de mağazada 5000 TL civarında olan bir ürünü yurt dışından eski vergi oranları ile getirdiğiniz zaman maliyeti yaklaşık 2000 TL civarında oluyordu.

Şimdi buna hem fiyat sınırı, hem vergi koyulduğu için artık 5000 TL’ye almak zorunda kalacaklar.

Bu da 5000 TL’lik ürünün fiyatının artmasına neden olacak.

Kendi halkına eziyet etmekten hoşlanan ve sonuçsuz kalacak önlemlerden medet uman bir iktidarın sürmesinin mümkün olmadığını zannederim farkında değiller.

Yönetilen rezalet

Sabiha Gökçen’in CEO’su havalimanında satılan yiyecek içeceklerin fiyatının euro bazında pahalı olmadığını söylemiş.

Çok ilgimi çekti.

Yok yok söyledikleri değil.

Bu havalimanının bir CEO’su olması.

Demek ki, bu rezaleti birinin yönetmesi gerekiyormuş.

Bir havalimanı kendi kendine bu kadar kötü olamıyormuş.

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ? 

Rezil olmadan bitirdiğimiz zaman.