Trump’ın misyonu

Kulağından küçük bir sıyrıkla suikast girişiminden kurtulan Donald Trump’ın seçimi kazanması artık kesin gibi. Bu gerçek Demokratik Parti içinde de kabul ediliyor. Ama Bidenaralarında Kongre üyelerinin, Nancy Pelosi’nin, hatta Obama’nın da bulunduğu Demokrat Parti liderlerinin ayrılma telkinlerine hala direniyor. Biden yarıştan ayrılırsa onun yerine geçecek yeni adayın nasıl kazanacağı da meçhul.  

Fanatik Trump yandaşları onu tanrının koruma altına aldığı kutsal bir misyoner mertebesine   yükselttiler. Sosyal medya, Trump’ı koruyan Hz. İsa’nın resimleriyle dolu. Bu hikaye 15 Temmuz sonrası bize de hiç yabancı sayılmaz. Komplo teorilerine teşne Demokratik Parti fanatikleri ise, olayı Trump’ın bir oyunu olarak görme eğilimindeler. Trump kafasını son anda biraz oynatmasa, kurşunun beynine gireceği, bunları hiç mi hiç ilgilendirmiyor.

Ama gerçek çok farklı: ABD’de siyasileri korumakla görevli Gizli Servis’in ve yerel polisin laçkalığından yararlanan kızgın bir genç adam, piyasada 400 dolara satın alınabilen AR-15 tipi yarı otomatik saldırı silahıyla bir çatının üzerine çıkıp, ABD’yi olduğu kadar dünyayı da kaosa sürükleyebilecek bir suikast girişiminde bulundu!

Suikastçı tek başına mı hareket ediyordu, yoksa arkasında başkaları da var mıydı? Saldırı amacı neydi? Olayda Gizli Servis’in hata payı ne kadardı? Bunlar önemli sorular. Ama esas soru 20 yaşındaki suikastçının nasıl kolayca bir saldırı silahına sahip olduğudur. Söz konusu AR-15 silahı neredeyse her yirmi Amerikalıdan birinin elinde mevcut. ABD’de neredeyse her isteyen kolayca bu tür silahlara sahip olabiliyor. ABD’de her yıl okullarda, AVM’lerde, kitlesel etkinliklerde, ibadet yerlerinde vs. yüzlerce masum sivil bu tür silahlarla öldürülüyor. Ve ne acıdır ki, akan onca kana ve acıya rağmen silah lobisini durdurmaya aklı başında Amerikalıların gücü yetmiyor.

Bu kadar yaygın bir şiddet ortamında Donald Trump’a karşı gerçekleşen saldırı sürpriz sayılamamalı. İşin acı tarafı, Trump’ın kendisinin silah lobisinin çıkarlarını en güçlü şekilde savunan siyasilerden biri olması. Biz Türkiye’de sık sık sık ABD’deki Musevi, Ermeni, Rum  lobilerinin gücünden bahsederiz, oysa ABD’de en güçlü lobi, silah lobisidir. Silah lobisi en çok Cumhuriyetçi Parti içinde etkilidir. ABD basınından izleyebildiğimiz kadarıyla, her kitlesel saldırıda hedef tahtasına konulan silah lobisi şu ana kadar bu olayda ciddi olarak suçlanmadı bile.

Biden suikasttan sonra saldırı için “hastalık” tanımını kullandı. Onun ifadesini ödünç alırsak, Amerika hastalıklı bir ülkedir. Amerika sadece serbestçe satılan silahlardan dolayı değil, silah sahibi olmayı özgürlüklerin parçası sayan şiddet kültüründen dolayı da, aynı silahlarla her yıl işlenen binlerce cinayetten dolayı da, metropolleri yaşanmaz hale getiren yaygın adi suç ve çete savaşlarından dolayı da, artık geniş toplum kesimlerini kemiren salgın bir hastalık haline gelmiş uyuşturucu sorunundan dolayı da, evsiz, işsiz, uyuşturucu müptelası insanların bizim uzaktan imrenerek baktığımız metropollerin merkezlerinde dilenmek zorunda kalmalarından dolayı da, binlerce kaçak göçmenin Meksika sınırını geçerek ülkeye sızmasından dolayı da, (aynı bizde olduğu gibi) kaçak göçmenleri ucuz işgücü sayarak ülke ekonomisinin bekası için onlara göz yuman resmi otoritelerin tutumundan dolayı da, her yıl binlerce gencin fuhuş ve uyuşturucu çetelerinin ağlarına düşürmesinden dolayı da, ülkede yoksul ve dar gelirlileri kapsayacak bir sosyal  güvenlik sisteminin bulunmamasından dolayı da, toplum içindeki derin gelir farklarından dolayı da, altta kalanın canı çıksın kültüründen dolayı da hastalıklı bir ülkedir.

“Make America Great Again” (MAGA)

Yukarıdakiler madalyonun karanlık yüzü. Bir de madalyonun parlak yüzü var. ABD hala dünyanın en büyük ekonomisi. Çin bir türlü Amerika’yı geçemiyor. İstatistiklere göre ABD bir refah ve zenginlik ülkesi. ABD hala çalışanın, hak edenin hayalini gerçekleştirme olanağına sahip olduğu bir fırsatlar ve özgürlükler ülkesi (American Dream). Her yıl bu nedenle binlerce yetişmiş insan ABD’ye göç ediyor. Mektebi Mülkiye’de solcu MümtazHocamız bize ABD’nin alttan yukarıya doğru, halk iradesiyle inşa edilmiş müstesna bir devlet olduğunu anayasa derslerinde öğretirdi. Halkın polisini, savcısını, eğitim müdürünü, belediye başkanını, eyalet valisini serbestçe seçtiği, yönetim erklerinin katı çizgilerle birbirinden ayrıldığı, federal makamlarla eyalet makamları arasındaki yetki sınırlarının sarih şekilde belirlenmiş olduğu,  halkın iradesine aykırı merkezden atanan makam sahiplerinin bulunmadığı, kamu görevlilerinin halkın hizmetkarı olarak tanımlandığı (civil servant), devletin aldığı her kuruş verginin hesabının rahatça sorulabildiği, demokratik ve sivil teamüllerin çok güçlü olduğu istisnai bir demokratik ülkedir ABD. Buna rağmen, büyük sermaye ve baskı gruplarının çıkarlarının toplum çıkarlarının önüne geçmesi, sosyal adalet anlayışının geleneksel olarak son derece zayıf olması, derin sınıfsal farklar gibi nedenler bu ülkeyi hastalıklı hale getirmiştir. Washington’da müesses nizam halkın sesine değil, büyük sermayenin ve lobilerin sesine duyarlıdır. Sorunların iyice zirve yaptığı bir dönemde (2016 seçimleri) TV’lerde program yapan milyoner demagog Donald Trump o yüzden Washington’daki kurulu düzene karşı halkı temsil etme iddiasıyla ortaya çıkıp, Amerika’yı yeniden büyük yapacağı (Make Amerika Great Again) sloganıyla kurulu düzenin temsilcisi Hillary Clinton’ı alt edebilmiştir. Trump o seçimde parti içi demokrasinin nimetlerinden faydalanarak, parti ağır toplarının muhalefetine rağmen dışarıdan Cumhuriyetçi Parti adayı olmayı başarmıştı. 

Trump’ın seçim vaatleri basit ama halkın anlayıp benimseyeceği şeylerdi. Amerikalıların işlerini ellerinden alan kaçak göçmenlerin yasa dışı geçişini önlemek üzere Meksika sınırına duvar inşa edecek, duvarın parasını da Meksika’ya ödetecekti (bunu yapamadı ama duvara karşı çıkan Biden duvarı tamamlamak zorunda kaldı). Ülkeye gümrüksüz mal girişini önlemek için serbest ticaret anlaşmalarını feshedecekti. Amerikan işçilerini işlerinden eden, fabrika kapatmalarına neden olan ucuz Çin mallarının ülkeye girişine engel olmak için gümrük vergilerini yükseltecekti. ABD global jandarma görevini yaparken, kendi rahatları için askeri harcamalarını iyice kısan tüm müttefiklerle askeri ilişkilerini gözden geçirecek, onların da ortak savunmada sorumluluk almalarını sağlayacaktı. ABD sanayisini baltalayan iklim değişikliği “safsatasına” inanmıyor, fosil yakıt üretimini ve tüketimini teşvik ediyordu. Dört yıllık dönemi kaos içinde geçmesine rağmen, Trump bunların tümünde söz verdiği şekilde inisiyatif aldı. Trump iki kez Kongre’de görevden alınmak tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Ama kendi yakın çevresinin ihanetlerine ve kendi şahsi skandallarına rağmen, Cumhuriyetçi seçmenin kalbinde sözünü tutan bir lider olarak yer etti. 2020 seçimlerini kaybettiğinde, binlerce taraftarı Trump’ın seçim galibiyetinin sahtekarlıkla elinden alındığı yalanına inanarak, onun çağrısı üzerine 6 Ocak 2021’de Kongre’yi bastı. Dünyanın en ileri demokrasilerinden birinin kalbinde binlerce fanatik insanın sosyal medyada yayılan safsatalara inanarak demokrasiyi yıkmaya teşebbüs etmesi, ABD’nin ne kadar hastalıklı bir toplum olduğunu dünyaya iyice gösterdi. Benzer bir histeri ancak 1930’larda Almanya’da yaşanmıştı. 

Trump geri geliyor

Trump hakkında başta Kongre baskını olmak üzere sayısız dava açıldı. Bu davalar Trump tarafından atanan hakimlerin verdikleri kararlar sayesinde bir bir reddediliyor. Dört yıllık Biden yönetimi boyunca Trump’ın Cumhuriyetçi kamptaki gücü azalmadı, arttı. Bir zamanlar Cumhuriyetçi Parti içinde Trump’a karşı yükselen sesler artık çıkmıyor. Geçen hafta Milwaukee’de yapılan Cumhuriyetçi Parti kongresi 170 yıllık bu örgütün artık Trump’ın arka bahçesi  haline dönüştüğünü en çarpıcı şekilde ortaya koydu.

Trump kongrede seçime beraber gireceği Başkan Yardımcısı adayı olarak  Ohio Senatörü JD Vance’in adını açıkladı. Bir zamanlar ağır ifadelerle açık açık Trump karşıtlığı yapan 39 yaşındaki Vance’in Trump tarafından bu göreve aday gösterilmesini Amerikalılar yadırgamış olabilirler. Ama yalnız ve güzel ülkemiz bakımından ortada yadırganacak bir durum yok. Geçmişte parti dengeleri nedeniyle Evangelist lobinin temsilcisi Pence’i başkan yardımcısı yapmak zorunda kalan Trump’ın bugün artık böyle bir zorunluluğu bulunmuyor. Zaman içinde sıkı bir Trump taraftarına dönüşen Vance, çok zor koşullardan çıkarak kaderini kendi yazmış bir başarı öyküsünün temsilcisi. Onun hayat hikayesini anlatan Hillbilly Elegy filmini Netflix’te yeniden seyrettim. Etkilenmemek mümkün değil. Trump’ın neyi düzeltmeyi vaat ettiğini öğrenmek isterseniz seyretmenizi tavsiye ederim. Vance Trump’ın MAGA düşüncesini gelecek yıllara taşıyabilecek gelecek siyasi nesli temsil ediyor. O yüzden Trump’tan sonra Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olma şansı çok yüksek.  Trump Vance sayesinde Cumhuriyetçi parti içinde hem siyasi rakiplerinin önünü kesmiş olacak (zaten bunlar da bir bir sahneye çıkarak Trump’a olan bağlılıklarını açıkladılar), hem de ileri yaşından kaynaklanan gafları nedeniyle hayli puan kaybeden Biden’a karşı kendi kampanyasına gençlik dopingi yapmış olacak. 

Trump bir süredir kamuoyu yoklamalarında Biden’ın önündeydi. En son ikilinin CNN’deki münazarasından sonra fark açılmaya başlamıştı. Trump’ın suikast teşebbüsünden sonra yüzünden kanlar akmasına rağmen ayağa kalkıp yumruk sıkarak mücadeleci kişiliğini ortaya koyması, ikili arasındaki farkı iyice açtı. Bir yanda mücadeleci, yılmayan bir Trump var, diğer yanda sürekli pot kıran, zihni bulanık bir Biden var. Bundan sonra ibre daha da belirgin olarak Trump’ı gösterecek. Demokratlar Biden’ı yarıştan çekilmeye ikna edemezlerse işleri çok zor. Esasen bundan sonra Biden’ın yerini kim alırsa alsın, onun da işi zor olacak. Ufukta 2025’te yeni bir Trump iktidarı gözüküyor. Trump eski politikalarına bıraktığı yerden devam edecektir. Bu kez arkasında onu destekleyen yekvücut bir Cumhuriyetçi Parti ve daha tecrübeli bir hükümet olacak.

Dış politikada da Trump eski çizgisini devam ettirecek

Trump’ın dış politikada sürpriz yapması beklenmiyor. Trump’ın transatlantik ilişkilerdeki soğuk tutumu ve NATO karşıtlığı devam edecektir. NATO ve Avrupalı müttefikler Biden döneminden sonra hayli sorun yaşayacak gibi görünüyorlar. Trump cephesinden ilk salvo Vance’in ağzından İngiltere’deki İşçi Partisi iktidarına geldi bile. Sırada Almanya, Fransa ve kuzey ülkelerinin olduğundan kuşkunuz olmasın. Trump için en makbul NATO lideri Macar Başbakanı Orban. Trump’ın bu tavrı Avrupalı müttefikler için olduğu kadar, Ukrayna için de pek hayırlı bir durum değil. ABD’nin ilgisinin azalacağı bir NATO kendinen beklenen caydırıcılık görevinin hakkını veremez. Trump’ın desteklemediği bir Ukrayna’nın da Rusya karşısında işi zor. Mevcut statükoyla savaşın sona erdirilmesi belki de o yüzden ehvenişer bir çıkış yolu olabilir. Çin’in de taraf olduğu bir konferans sonucu Ukrayna’nın topraklarının üçte birini Rusya’ya terk ederek tarafsız bir statüye bürünmesine Putin’in itirazı olmaz.Zelensky’nin başında olmayacağı böyle bir Ukrayna için Trump dostu Putin’i ikna edebilir.

Buna karşılık Gazze Savaşı’nda ABD’nin Trump yönetimi altında tüm ağırlığını yeniden İsrail’den yana koyması çok daha güçlü bir ihtimal. Hamas’ın başlattığı krizden dolayı Filistin halkının ağır bir bedel ödemesine Arapların ciddi bir tepki göstermesi beklenmemeli. Esasen bundan böyle Filistin konusunda iki devletli bir çözüm için başarı bulunmuyor. Gazze’nin sıcaklığı geçtikten sonra Trump yönetimi zaman kaybetmeden Araplarla İsrail arasında başlattığı İbrahim Anlaşmaları sürecine yeniden dönebilir. 

Trump için İran en tehlikeli düşman ülke. Bu konuda Netanyahu’dan farklı düşünmüyor. Bu yüzden ABD’nin İran’ın bölgedeki etkisini azaltmak için daha sert politikalar izlemesi beklenmelidir. İran’ın İsrail ve ABD hedeflerine karşı vekil (proxy) örgütler aracılığı ile yürüttüğü yıpratma saldırılarına çok daha sert cevap alması muhtemel. Bunun en çarpıcı örneği, ilk Trump döneminin son günlerinde İran Devrimci Muhafızlarının lideri Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta uğradığı suikasttir. Bu kez Lübnan’da Hizbullah, Suriye ve Irak’ta Devrim Muhafızları ve İran’la irtibatlı Şii örgütler, Yemen’de Husiler gibi güçler ABD’nin daha sert yanıtlar alacaktır. 

Trump Asya-Pasifik Bölgesinde de, Güney Kore, Japonya ve Tayvan’da büyük hayal kırıklıkları yaratma pahasına eski politikalarına geri dönecektir. Trump en son Kuzey Kore lideri ile ikili bir süreç başlatmış, Kuzey Kore liderini memnun etmek üzere Güney Kore ile yıllık askeri tatbikatlara son vermişti. Yine hem Güney Kore’deki hem de Japonya’daki ABD askeri angajmanları asgari düzeye çekilmişti. NATO’dakine benzer bir durumun Güney Kore ve Japonya’da da yeniden yaşanması muhtemeldir. Tayvan konusunda ise, ABD’nin devlet reflekslerine rağmen, Trump, Biden gibi elini taşın altına sokmak istemeyecektir. Böyle bir durum Asya-Pasifik Bölgesi’nde Biden döneminde başlatılan Çin’i çevreleme politikalarını etkiyebilir. Buna karşılık Çin’le ticarette, Trump yönetimi Biden’dan daha agresif politikalar izleyebilir. Bundan ancak Elon Musk gibi Çin rekabetinden rahatsız olan yatırımcılar yarar sağlayacaktır. Malum Trump’ın seçim kampanyasının en büyük bağışçılarından biri Elon Musk.

Türkiye ile ilişkiler

Yeni Trump yönetiminin Erdoğan iktidarını telefon görüşmeleri ve belki de Washington’a davet yoluyla görüntüde rahatlatması söz konusu olabilir. Ancak Trump tarafından Erdoğan’a gönderilen skandal mektup (don’t be a fool - aptal olma) hala unutulmadı. Trump’ın tavrının özünü hep bu mektup temsil edecek. Trump’ın Erdoğan’ın Gazze krizinde Hamas’a verdiği açık desteği unutacağı da sanılmamalı. Erdoğan Hamas destekçiliğinde adeta İran’la yarışırken ikili ilişkilerde büyük bir açılım olması mümkün değildir. Temel ikili problemler devam edecektir. Türkiye’nin hem CAATSA yaptırımları kapsamına alınmasının, hem de F-35 programından çıkarılmasının geçen Trump döneminde gerçekleştiği unutulmamalı. ABD Erdoğan’nın Esad’la diyalog kurmasına karşıyken Suriye konusunda da fazla bir şey beklenmemeli. ABD’nin Suriye’de PYD/YPG desteği Trump döneminde başladı. Bu destek yeni yönetim altında da devam edecektir. Trump yönetiminin IŞİD belasına karşı ABD’nin yanında savaşan PYD/YPG’yi Türkiye için terk etmesini beklemek gerçekçi olmaz. Kaldı ki Türkiye’nin kuzey Suriye’deki sözde muhalif kimi güçlerle ilişkileri ABD’yi rahatsız ediyor. Suriye’de Esad sonrası dönemde ABD’nin PYD/YPG için otonom bir bölge konusunda Rusya ile uzlaşması kimseyi şaşırtmamalıdır.

Bu yazı Biden'ın adaylıktan ayrılma kararından önce kaleme alınmıştır

Trump's mission

It seems certain that Donald Trump , who survived the assassination attempt with a small scratch on his ear, will win the election. This fact is also accepted within the Democratic Party. But Biden still resists the secession suggestions of Democratic Party leaders, including members of Congress, Nancy Pelosi , and even Obama . If Biden leaves the race, it is unclear how the new candidate who will replace him will win.  

Fanatical Trump supporters elevated him to the status of a holy missionary protected by God. Social media is the Prophet who protects Trump. It's full of pictures of Jesus . This story is no stranger to us after July 15. Democratic Party fanatics who are prone to conspiracy theories tend to see the incident as a game by Trump. It doesn't matter to them that if Trump didn't move his head a little at the last moment, the bullet would have entered his brain.

But the reality is very different: An angry young man, taking advantage of the incompetence of the Secret Service and local police in charge of protecting politicians in the USA, climbed onto a roof with an AR-15 type semi-automatic assault weapon, which can be purchased for $ 400, and destroyed the United States as well as the world. He made an assassination attempt that could lead to chaos!

Was the assassin acting alone, or were there others behind him? What was the purpose of the attack? What was the Secret Service's margin of error in the incident? These are important questions. But the real question is how easily the 20-year-old assassin got his hands on an assault weapon. The AR-15 gun in question is owned by almost one in every twenty Americans. In the USA, almost anyone who wants can easily acquire such weapons. Every year in the USA, it is seen in schools, shopping malls, mass events, places of worship, etc. Hundreds of innocent civilians are killed by such weapons. And it is a pity that, despite all the bloodshed and pain, sane Americans are powerless to stop the gun lobby.

In an environment of such widespread violence, the attack against Donald Trump should not be considered a surprise. The sad part is that Trump himself is one of the politicians who most strongly defends the interests of the gun lobby. In Turkey, we often talk about the power of the Jewish, Armenian and Greek lobbies in the USA, but the most powerful lobby in the USA is the arms lobby. The gun lobby is most influential within the Republican Party. As far as we can see from the US press, the gun lobby, which is targeted in every mass attack, has not even been seriously accused in this incident so far.

After the assassination, Biden used the definition of "disease" for the attack. To borrow his expression, America is a sick country. America is now an epidemic disease that is gnawing at large segments of society, not only because of the freely sold guns, but also because of the culture of violence that considers owning guns a part of freedom, because of the thousands of murders committed every year with the same guns, and because of the widespread petty crime and gang wars that make metropolises uninhabitable. Because of the drug problem that has become a problem, because homeless, unemployed, drug addicted people have to beg in the centers of the metropolises that we look at with envy from afar, and because thousands of illegal immigrants have infiltrated the country by crossing the Mexican border, (just like in our country) the country's economy is deprived of the country's economy by considering illegal immigrants as cheap labor. Because of the attitude of the official authorities that turn a blind eye to them for their survival, because thousands of young people fall into the networks of prostitution and drug gangs every year, because of the lack of a social security system in the country to cover the poor and low-income people, and because of the deep income differences within the society, those who are left behind will suffer. It is a sick country because of its culture.

“Make America Great Again” (MAGA)

The above is the dark side of the coin. There is also the bright side of the coin. The USA is still the world's largest economy. China just can't surpass America. According to statistics, the USA is a country of prosperity and wealth. The USA is still a land of opportunity and freedom (American Dream), where those who work and deserve it have the opportunity to realize their dreams. For this reason, thousands of educated people immigrate to the USA every year. At Mektebi Mulkiye, our leftist teacher Mümtaz used to teach us in his constitutional lessons that the USA was an exceptional state built from the bottom up, by the will of the people. The people freely elect the police, prosecutors, education directors, mayors and state governors, the administrative powers are separated by strict lines, the boundaries of authority between the federal authorities and the state authorities are clearly determined, there are no office holders appointed from the center against the will of the people, public officials are defined as the servants of the people. The USA is an exceptional democratic country where every penny of taxes collected by the state can be easily accounted for and where democratic and civil practices are very strong. Despite this, reasons such as the interests of big capital and pressure groups taking precedence over the interests of society, the traditionally extremely weak understanding of social justice, and deep class differences have made this country pathological. In Washington, the establishment is sensitive to the voice of big capital and lobbies, not to the voice of the people. At a time when the problems were at their peak (2016 elections), millionaire demagogue Donald Trump, who made a program on TV, emerged with the claim of representing the people against the established order in Washington, and became the representative of the established order with the slogan "Make America Great Again". He was able to defeat Hillary Clinton . In that election, Trump took advantage of the benefits of internal party democracy and managed to become the candidate of the Republican Party from outside, despite the opposition of the party heavyweights. 

Trump's election promises were simple but easy for the public to understand and embrace. He was going to build a wall on the Mexican border to prevent the illegal passage of illegal immigrants who were taking away Americans' jobs, and he was going to make Mexico pay for the wall (he couldn't do this, but Biden, who opposed the wall, had to complete the wall). He would terminate free trade agreements to prevent duty-free goods from entering the country. He would raise tariffs to prevent cheap Chinese goods from entering the country, which puts American workers out of work and causes factory closures. While performing its role as global gendarmerie, the USA would review its military relations with all allies, who had cut down their military expenditures for their own comfort, and ensure that they also took responsibility for common defense. He did not believe in the climate change “fallacy” that was undermining US industry and encouraged fossil fuel production and consumption. Although his four-year term was spent in chaos, Trump took the initiative in all of them as promised. Trump has twice faced impeachment threats in Congress. But despite the betrayals of his inner circle and his own personal scandals, he remained in the hearts of Republican voters as a leader who kept his word. When he lost the 2020 election, thousands of his supporters, believing Trump's lie that his election win was fraudulently robbed of him, stormed Congress on January 6, 2021, at his call. The fact that thousands of fanatic people, in the heart of one of the most advanced democracies in the world, attempted to destroy democracy by believing in the nonsense spread on social media, showed the world how sick a society the USA is. A similar hysteria only occurred in Germany in the 1930s. 

Trump is coming back

Numerous lawsuits have been filed against Trump, especially the Congress raid. These cases are being dismissed one by one, thanks to the decisions made by judges appointed by Trump. During the four-year Biden administration, Trump's power in the Republican camp has not diminished, but increased. The voices that once rose against Trump within the Republican Party no longer arise. The Republican Party congress held in Milwaukee last week revealed in the most striking way that this 170-year-old organization has now become Trump's backyard.

Trump announced the name of Ohio Senator JD Vance as his Vice Presidential candidate with whom he will run in the congress . Americans may have found it strange that 39-year-old Vance, who was once an outspoken anti-Trump critic, was nominated for this post by Trump. But there is nothing strange about our lonely and beautiful country. Trump, who in the past had to appoint Pence, the representative of the Evangelist lobby, as his vice president due to party balance, no longer has such an obligation today. Vance, who turned into a staunch Trump supporter over time, is the representative of a success story who wrote his own destiny by coming out of very difficult circumstances. I re-watched the movie Hillbilly Elegy , which tells his life story, on Netflix. It is impossible not to be impressed. If you want to know what Trump promises to fix, I recommend you watch it. Vance represents the next political generation that can carry Trump's MAGA ethos into the years to come. That's why he has a very high chance of becoming the candidate of the Republican Party after Trump. Thanks to Vance, Trump will both block the path of his political rivals within the Republican party (they have already appeared on the stage one by one and declare their loyalty to Trump), and will also provide youth doping for his own campaign against Biden, who lost a lot of points due to his blunders due to his advanced age. 

Trump has been ahead of Biden in opinion polls for a while. The difference started to widen after the last debate between the two on CNN. After the assassination attempt, Trump showed his combative personality by standing up and clenching his fist, despite blood flowing from his face, which widened the gap between the two. On the one hand, there is a combative, indomitable Trump, and on the other hand, there is a constantly disruptive, mentally confused Biden. From now on, the needle will point more clearly towards Trump. If Democrats cannot persuade Biden to drop out of the race, their job will be very difficult. Essentially, whoever replaces Biden from now on will have a difficult job. A new Trump administration is on the horizon in 2025. Trump will continue his old policies where he left off. This time, he will be backed by a united Republican Party and a more experienced government that supports him.

Trump will continue his old line in foreign policy

Trump is not expected to make any surprises in foreign policy. Trump's cold attitude towards transatlantic relations and his opposition to NATO will continue. It looks like NATO and European allies will have a lot of problems after the Biden era. The first salvo from the Trump camp has already come from Vance's mouth to the Labor Party in power in England. Have no doubt that Germany, France and the northern countries are next. The most popular NATO leader for Trump is Hungarian Prime Minister Orban . This attitude of Trump is not a good situation for Ukraine as well as for European allies. A NATO in which US interest decreases cannot do justice to its expected deterrence mission. A Ukraine that Trump does not support will also have a difficult time vis-à-vis Russia. That's why ending the war with the current status quo may be the lesser of two ways out. Putin would not object to Ukraine assuming a neutral status by ceding one-third of its territory to Russia as a result of a conference in which China was also a party. Trump can persuade his friend Putin for such a Ukraine where Zelensky will not be in charge .

On the other hand, there is a much stronger possibility that the USA will again put its full weight on Israel's side in the Gaza War under the Trump administration. Arabs should not be expected to react seriously to the Palestinian people paying a heavy price for the crisis initiated by Hamas. Essentially, there is no success for a two-state solution on Palestine from now on. After the heat of Gaza passes, the Trump administration may immediately return to the Abraham Accords process it initiated between the Arabs and Israel. 

For Trump, Iran is the most dangerous enemy country. He does not think differently from Netanyahu on this issue . Therefore, the USA should be expected to follow tougher policies to reduce Iran's influence in the region. It is likely that Iran will receive a much harsher response to its attrition attacks against Israeli and US targets through proxy organizations. The most striking example of this is the assassination of Qasem Soleimani, the leader of the Iranian Revolutionary Guard, in Baghdad in the last days of the first Trump term . This time, forces such as Hezbollah in Lebanon, the Revolutionary Guard and Iran-linked Shiite organizations in Syria and Iraq, and the Houthis in Yemen will receive harsher responses from the United States. 

Trump will return to his old policies in the Asia-Pacific Region, at the cost of creating great disappointments in South Korea, Japan and Taiwan. Trump most recently initiated a bilateral process with the North Korean leader and ended annual military exercises with South Korea to please the North Korean leader. Again, US military engagements in both South Korea and Japan were reduced to a minimum. A situation similar to that in NATO is likely to occur again in South Korea and Japan. Regarding Taiwan, despite the US state reflexes, Trump will not want to take responsibility like Biden. Such a situation may affect the policies to contain China initiated during the Biden era in the Asia-Pacific Region. On the other hand, in trade with China, the Trump administration may pursue more aggressive policies than Biden. Only investors who are uncomfortable with Chinese competition, such as Elon Musk, will benefit from this. As you know, one of the biggest donors of Trump's election campaign is Elon Musk.

Relations with Türkiye

It may be possible for the new Trump administration to seemingly reassure the Erdoğangovernment through phone calls and perhaps an invitation to Washington. However, the scandalous letter sent by Trump to Erdogan (don't be a fool) is still not forgotten. This letter will always represent the essence of Trump's attitude. It should not be thought that Trump will forget Erdogan's open support for Hamas during the Gaza crisis. While Erdogan is almost competing with Iran in supporting Hamas, it is not possible for there to be a major expansion in bilateral relations. Fundamental binary problems will persist. It should not be forgotten that both Turkey's inclusion under CAATSA sanctions and its exclusion from the F-35 program took place during the last Trump administration. While the USA is against Erdogan's dialogue with Assad , not much should be expected regarding Syria. US support for PYD/YPG in Syria began during the Trump era. This support will continue under the new management. It would not be realistic to expect the Trump administration to abandon PYD/YPG, which is fighting alongside the United States against the ISIS scourge, for Türkiye. Moreover, Turkey's relations with some of the so-called opposition forces in northern Syria disturb the United States. In the post-Assad period in Syria, it should not surprise anyone that the USA compromised with Russia on the issue of an autonomous zone for PYD/YPG.

This article was written before Biden's decision to withdraw from candidacy.