AK Parti ders aldı mı?

Buna hemen bir soru daha eklemek lazım: AK Parti içinde bir özeleştiri, bir yanlışları hasar büyümeden düzeltme mekanizması var mı? Yok ve bu yüzden yanlışlar, zamanında eleştirilerle düzeltilemiyor. Ağır hasar meydana geldikten sonra da kamuoyunda “düzeltiyorlar” kanaati kolay oluşmuyor.

PanoramaTr Direktörü Hatem Ete, tahlillerine değer verdiğim bir akademisyendir. Elif Çakır ve Yıldıray’ın Oğur’un “Bi’ Karar Ver”programında Ete şöyle diyordu:

“Seçmende, ‘Ak Parti 31 Mart’tan gerekli dersleri çıkarmadı, algısı çok yüksek…” (17 Temmuz)

Diyebilirsiniz ki, iktidar dış politikada “katil Eset”ten “kardeşim Eset”e dündü… Ekonomide “faiz sebeptir”den “yüzde 50 faiz”e döndü. Liste uzun. Fakat…

‘UZUN ÖMÜRLÜ YANLIŞ’ SORUNU

Dış politika ve ekonomideki U-dönüşleri isabetlidir ama bu “yanlıştan dönme”den ziyade, “duvardan dönme” niteliğindeki dönüşlerdir.

Swap veya emanet şeklinde kaynak temin etmek için Körfez ülkelerine giderken “topunuz bir Türkiye etmezsiniz” diyerek zamanında yapılmış hakaretleri devam ettirmek mümkün müydü?

Suriye’de çıkmaza girildiği görüldükten sonra artık “Emevi camiinde namaz kılmak” diye etiketlenen politika sürdürülebilir miydi?

Yahut Mısır’la barışmak için hâlâ “yüzyıllık yapay sınırlar kalkıyor, yüzyıllık parantez kapanıyor” denilebilir miydi?

Duvara dayanıldığı için geri dönüldü.

Batı ile ilişkilerde de aynı durum söz konusudur.

Sorun şu: Niye duvara kadar gelindi? Neden bizde yanlış politikalar uzun ömürlü oluyor, yıllarca devam ediyor?..

ELEŞTİREL ZİHNİYET

Sağcı olalım, solcu olalım, eleştiriye kafalarımızın kapalı olması şeklindeki bu hayati zihniyet sorunumuz ekonomide de geçerli. Ali Babacan ve Mehmet Şimşek meydanlarda “faizci” diye yuhlatılırken, Merkez Bankası rezervleri harcanırken, CB sisteminde Merkez Bankası kanunundaki ‘bağımsızlık’ Kararname’yle kaldırılırken, emirle faiz indirilirken bunların yanlışlığı neden kısa sürede görülmedi de yıllarca devam etti?

Çünkü “faiz sebeptir” politikasının yanlış olduğunu söyleyenler “mandacı iktisatçılar”dı. Böyle olunca partide ve iktidar kurumlarında kim çıkıp “bu politika yanlış” diyebilirdi?!

Hem partinin sert hiyerarşik yapısı, hem politikalara İslami ve milliyetçi etiketler yapıştırılması eleştirileri engelliyor, erken düzeltmelere imkan vermiyordu.

Muhalefetin eleştirileri mi?.. Onları “dış güçler” konuşturuyordu!

Asırların içinden gelen temel zihniyet sorunumuz budur: Politikaları kutsallık, ululuk, yanılmazlık zırhı içine alarak eleştirileri önlemek, hatta “ihanet” gibi göstermek.

Her devirde böyle oldu. 21. yüzyılda bu kadar olmaması gerekirdi.

“Eleştirel zihniyet”in, “analitik düşünce”nin entelektüel bir fantezi değil, hayati bir ihtiyaç olduğunu anlatmak istiyorum.

DERS ALMAK?

Yanlışı yapanın bunu kabul etmesi zordur. “Hatalarımız devede kulak” sözü, bu gerçeğin tescilidir… (14 Mayıs 2022)

Ancak etkili eleştiriler bir gözden geçirmeye yol açabilir. Fakat eleştirileri “mandacı iktisatçılar, dış güçler, karşı devrimciler, hainler” diye etiketleyince eleştirinin etki gücü kalmıyor. Hatta susturmak kolaylaşıyor.

Bu yüzden bizde yanlışlar uzun ömürlü, hasarları da ağır oluyor. Yüzyıllık kalkınma tarihimiz neden “vasat”tır, bir de bu açıdan düşünmeliyiz.

Önceki gün Moody’s Türkiye’nin derecesini iki basamak artırarak B3’ten, B1’e yükseltti. Şimşek’in ortodoks (mandacı!!!) politikalarının “Türkiye’nin yüksek dış kırılganlığını önemli ölçüde azalttığını”belirtiyor.

Bakın, Moody’s Türkiye’nin yüksek dış kırılganlığının önemli ölçüde azalmasını alkışlıyor! Peki, dış kırılganlığımız nasıl tehlikeli surette artmıştı? “Milli ve yerli” etiketli yanlış politikalarla!

Etiketler nasıl da yanıltıcı oluyor ve rasyonel eleştiriler ne kadar değerlidir görüyorsunuz.

Hasar çok büyük olduğu için halk Ak Parti’nin ders aldığına inanmıyor.

Evet, yanlışlardan ciddi U-dönüşleri yapılıyor. Fakat vicdani ve zihnî anlamda “ders alma” sorunu başka konulardadır. Kibir, ego, şatafat, kayırmacılık, siyasi elitizm, hukuksuzluk gibi konulardır. Basit bir örnek, “mülakat” partizanlığından vazgeçebiliyorlar mı?!

Asıl ders alma göstergesi bu alanlardadır hiçbir adım hatta niyet göstergesi bile yok.