Trump’a ‘uzun savaş’ kurşunu

Çağımız ne yazık ki kavramların altüst edildiği, anlamlarının boşaltıldığı ve olgunun algıyla perdelenmeye çalışıldığı bir çağ. Bunun bir örneği ABD seçiminde yaşanıyor. Biden ile Trump’ın seçim yarışı, demokrasi ile faşizmin mücadelesi diye sunuluyor. Trump’ın adaylığı Amerikan demokrasisine tehdit olarak görülüyor. 

Amerikan demokrasisinin ne derece demokrasi olduğu zaten ayrı konu. Ancak Biden’ı demokrat, Trump’ı faşist yapan ne?

Amerikan mali sermayesinin, askeri endüstrisinin, enerji şirketlerinin çıkarları için Ukrayna’da son Ukraynalı kalana kadar “uzun savaş” isteyen Biden demokrat ama Ukrayna’da savaşa karşı olan Trump faşist, öyle mi? Uluslararası hukuku ve kurallı düzeni ayakları altına alarak Rusya’nın 300 milyar dolarına çöken Biden demokrat ama Rusya’ya yaptırıma karşı çıkan Trump faşist, öyle mi? (İkisi de emperyalist ABD’nin başkanıdır nihayetinde!)

BRÜKSEL’DEN BUDAPEŞTE’YE YAPTIRIM 

Benzer durum Macaristan Başbakanı Viktor Orban için de geçerli. Orbanda ülkesinin AB dönem başkanlığını alır almaz, Avrupa için büyük bir tehdit olan Ukrayna-Rusya savaşını durdurmaya soyundu. 10 günde Ukrayna, Rusya, Çin ve ABD’de barış turu yaptı; Zelenski, Putin, Şi Cinpingve Trump’la barışı konuştu.

Ama Atlantik medyasına göre Avrupa için barış arayan Orban faşist, ABD’nin arkasına vagon gibi dizilerek kıtayı ateşe atan Avrupa liderleri ise demokrat, öyle mi?

Avrupa’nın Atlantikçi liderleri Orban’a kazan kaldırmış durumdalar: 

- 63 Avrupa Parlamentosu milletvekili, Macaristan’ın AB’deki oy hakkının elinden alınmasını talep etti.

- AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Orban’ın Avrupa’nın kararlılığını baltaladığını savundu. 

- AB Konseyi Başkanı Charles Michel“AB dönem başkanlığının AB adına Rusya ile temas kurma yetkisi yoktur” dedi. 

- AB Dış ilişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell“Macaristan başbakanının hiçbir şekilde AB’yi temsil etmediğini” iddia etti. 

- AB Komisyonu, AB üyesi Macaristan’a yaptırım uyguladı.

- AB hükümetleri, Macaristan’daki bakanlık toplantısına bakan yerine devlet memuru gönderdi.

ORBAN’IN ÜÇ ÖNERİSİ

Oysa Ukrayna’daki savaşın bitmesi Ukrayna’nın da Avrupa’nın da çıkarına. Ama ABD mali sermayesinin, askeri endüstrisinin, enerji şirketlerinin çıkarlarına değil!

Washington, bu çıkarların gereği olarak adım adım, zorlaya zorlaya Berlin’i Paris’i, Brüksel’i kendi stratejisine eklemledi ve şimdi bu başkentler Avrupa’nın çıkarını savunan Orban’a karşı ABD’nin çıkarının tetikçiliğini yapıyorlar!

Orban’ın temaslarının ardından Avrupalı liderlere gönderdiği mektup gerçeği çırılçıplak ortaya koyuyor. Washington-Brüksel hattında olgu algıyla ne kadar eğilip bükülmeye çalışılsa da bükülemiyor. İşte barış misyonuna soyunan Orban’ın mektubundaki üç öneri:

1) “NATO adına Avrupa stratejimiz, ABD’nin savaş yanlısı politikasını kopyaladı. Bugüne kadar egemen ve bağımsız bir Avrupa stratejimiz ya da siyasi eylem planımız olmadı. Bu politikanın devamının, gelecek için mantıklı olup olmadığının tartışılmasını öneriyorum.”

2) “Kiev ile üst düzey temasları sürdürürken Moskova ile doğrudan diplomatik iletişim hatlarının yeniden açılmasını öneriyorum.”

3) Çin ile bir sonraki barış konferansının detayları üzerine görüşmeler yapılmasını öneriyorum.”

BARIŞ ARAYIŞINA KURŞUN

Ve asıl önemlisi de şu: Trump’la görüşmesinden edindiği izlenimi bir mektupla Avrupalı liderlere aktaran Orban açık açık belirtiyor: Trump, seçim zaferinin hemen ardından, resmen göreve başlamayı bile beklemeden Ukrayna’da barış için arabulucu olarak hareket etmeye hazır.”

İşte Trump’a 13 Temmuz 2024’te sıkılan kurşunun önemli bir nedeni de bu. O kurşun Amerikan egemen sınıfı içindeki 2008 kriziyle birlikte derinleşmeye başlayan çelişmenin, artık uzlaşmazlığa evrildiğinin işaretidir.

Trump seçildiğinde iddia ettiği gibi hızla Ukrayna’ya barış getirebilir mi getiremez mi göreceğiz. Zira uzlaşmaz çelişkiler nedeniyle, namluya yeni mermiler sürülebilir!

Ama mesele şudur: Son tahlilde Türkiye için de stratejik özerklik ve bağımsızlık arayan Avrupa için de Ukraynalılar için de dünya için de asıl önemli olan bu savaşın bir an önce bitmesidir. Üstelik Trump’ın bu bitişi “Asıl hedefimize yani Çin’e yönelelim” diye istemesine rağmen!