31 Mart yerel seçimlerinde 2023 seçimlerine göre 6 milyondan fazla oy alan CHP'nin başarısı kalıcı olabilecek mi?
CHP belediye seçimlerinde gösterdiği performansı ülkeyi yönetme konusunda yaratıcı bir siyasete dönüştürebilecek mi?
Buğday, çay, emekli ve asgari ücret konusunda yaptığı itiraz mitinglerini, sadece reaksiyon siyasetinden çözüm üreten siyasete tahvil edebilecek mi?
Asıl önemlisi olan CHP, Türkiye seçmenini ülkeyi yönetmeye ikna edebilecek mi? Reform Enstitüsü'nün "3 Ay Sonra; 31 Mart Tablosu Kalıcı mı?" araştırması bu sorulara yanıt arıyor.
Aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteciyle paylaşılan araştırma sonuçlarının en çarpıcı sonucu şöyle…
CHP her partinin seçmeninden oy alırken, AKP seçmeni kadınların yüzde 55'i CHP'ye, 60 yaş üstü AKP seçmeni erkeklerin yüzde 45'i ise Yeniden Refah'a oy vermiş 31 Mart seçimlerinde.
İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın kurucusu olduğu KADEM'in de karşı çıktığını düşünürsek bu tablo çok da şaşırtıcı olmasa gerek.
Zira 30 yaş altı muhafazakâr, dindar kadınlar anne ve ablalarının yaşadığı başörtüsü sorununu ve kamusal alandan, üniversitelerden dışlanma travmasını o kadar güçlü yaşamıyorlar. CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu ile başlayan "helalleşme" siyasetinin belediyelerde sergilenen yönetim anlayışıyla uyuştuğunu görüyorlar. Başörtüsünden dolayı kimsenin işten atılmadığını deneyimliyorlar.
Buna karşın AKP'den koparak Yeniden Refah'a yönelen erkek seçmenin tahayyül ettiği dünyayı kabul etmiyorlar. Çünkü Yeniden Refah, kadını koca, baba, ağabey şiddetine karşı koruyan 6284 yasalı kanununa bile muhalif…
AKP, bir dilemma olarak ne kadın seçmenini ne de 60 yaş üstü muhafazakar erkek seçmenini mutlu edebiliyor. Bunun yanı sıra araştırma ortaya koyuyor ki MHP'li seçmenin yüzde 40'ı Cumhur İttifakı dışındaki adaylara oy vermiş. Cumhur İttifakı'nın güçlü aktörü MHP'den de fire olduğu anlaşılıyor.
Diğer yandan 50+1'in zorunlu sonucu olan Cumhur İttifakı, yereldeki siyasi dinamikleri AKP aleyhine etkilemiş görünüyor.
Köşeme taşıyacağım Van ve Hakkari'deki izlenimlerim de şu yönde zaten: Özellikle atanmış bürokratların kayyım olarak da görev yapması AKP kadın kollarının kendi seçmenine ulaşmasının damarlarını kesmiş gibi… Her ne kadar muhalefet "bürokratlar AKP'nin memuru gibi çalışıyor" dese de sahadaki durumun, AKP'nin yerelde siyaset üretme kapasitesini daraltmış olduğuna işaret ediyor. Kayyımın çeyiz paketleri kadınları ikna etmeye yetmiyor.
Reform Enstitüsü'nün araştırmasını yorumlayan bir araştırmacı da KADEM'in bazı illerde valilik engeline takıldığını aktardı.
Tam da bu tablo nedeniyle, AKP'nin MHP ile evliliği boşanmayla sonuçlanır mı sorusuna Reform Enstitüsü'nden siyaset bilimci Mesut Yeğen'in yaptığı şu değerlendirme önemli:
"Biz şey bekliyoruz, Cumhur İttifakı tıkandı ve doğal olarak AKP, MHP'yi bırakıp yeni partner bulacak. Erdoğan ise 50+1'i nasıl 40+1'e indiririm diye bakıyor. Kendisi açısından en güvenli yol o. MHP'ye de, diğerlerine de muhtaç olmayacağı bir iktidar senaryosu… O nedenle bu senaryoya en yüksek itiraz MHP'den, Cumhurbaşkanlığı bürokrasisinden, Mehmet Uçum gibi isimlerden geliyor. "
Tabii iktidar açısından Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi için yapılacak anayasal değişiklik mevcut TBMM aritmetiği ile kolay değil. Anayasa değişikliği için AKP'nin Meclis'te en az 400 oy bulması gerekiyor. Değişikliği referanduma götürebilmesi için de en az 360 oy alması gerekiyor. AKP ve MHP'nin milletvekili sayısının toplamı 314. En az 46 milletvekilini daha ikna etmesi gerekiyor.
Mehmet Ali Çalışkan - Emine Uçak Erdoğan
Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan da şu yorumu yaptı.
"İktidar ne yaparsa buradan çıkar sorusu kadar, buradan onu çıkarabilecek şeyleri yapabilecek bir kuvveti ve meşruiyeti kaldı mı sorusu da var. Dolayısıyla AKP seçeneksiz değil ama seçenekleri hayata geçirmek için ihtiyaç duyduğu ittifakları kuracak bir zemine ve meşruiyete sahip mi ondan emin değilim."
CHP mevcut oy oranını koruyor
Gelelim CHP'nin 31 Mart başarısının kalıcı olup olmayacağına ilişkin emarelere, verilere…
31 Mart seçimlerinde yüzde 37 oy alan CHP, bu pazar seçim olsa kararsızlar dağıtılmadan aldığı oy oranı yüzde 30. Kararsızlar dağıtıldığında bu oran daha da artacaktır. 20-25 geleneksel bandını aşmış görünüyor CHP…
CHP'nin başarısı kalıcı olabilecek mi sorusuyla ilgili değerlendirmede bulunan Mehmet Ali Çalışkan çıkan sonuçlarla ilgili şunları aktardı:
"CHP daha eğitim, tarım, ekonomi, adalet, dış politika konusunda topluma bir şey önermiş değil. Eğer CHP topluma bir siyaset teklif etmez ve iktidarın başarısızlığı üzerinden bir iktidar umut ederse bu ona kaybettirir. Çünkü ülkeyi yönetme siyaseti kişilere indirgenecek bir konu değil. İktidar değişimi garanti değil. Rekabetin dinamik olduğu bir tablo var. Büyükşehir olmayan 51 ilin kırsalındaki 4,5 milyon oy, yurt dışı oylar kilit oylar. Diğer yandan CHP şehirleri kim daha iyi yönetir sorusuna yanıt verdi ama ülkeyi daha iyi kim yönetir sorusuna yanıt verebilmiş değil; özellikle ekonomi, güvenlik, adalet, eğitim, dış politika gibi karar kuvvetindeki konularda."
En fazla Kürt seçmen sandığa gitmemiş
Araştırma sonuçlarına göre DEM seçmeninin yüzde 23'ünü sandığa götürememiş ki bu, partiler arasında en yüksek oran. Araştırma aynı zamanda metropollerde yaşayan Kürt seçmenin CHP'ye yöneldiğini ortaya koyuyor. CHP her ne kadar DEM'in kalelerine giremese de Kürt seçmenler arasında ikinci parti konumuna yükselmiş durumda. AKP ise yerini CHP'ye kaptırmış görünüyor.
Siyaset bilimci Mesut Yeğen bu sonuçlara şu notu düşüyor:
"DEM Parti seçim atmosferinde yeni bir şey yaparsa partisine geri dönüş ihtimali en yüksek olan seçmen de DEM seçmeni."