Bazı semboller vardır, toplumun hafızasında kötü yer etmiş.
Işıkları açıp kapama eylemi de onlardan biridir. 28 Şubat’a giden süreç ışıkları yakıp kapama eylemiyle başlamıştı.
Özgür Özel dün bir yanlışa imza attı. Asgari ücret artışı için gece 21’de ışıkları yakıp kapama eylemi için çağrı yaptı.
“Bütün Türkiye’ye sesleniyorum. Bu akşam saat 21.00’de ayağa kalk. Eğer zam istiyorsan, emekliye zam istiyorsan, asgari ücrete zam istiyorsan ışıkları yakın ve kapatın.”
Eyleme ilişkin muhalif kanalların yayınlarını izledim. Bana 28 Şubat günlerini hatırlattılar. Özgür Özel asgari ücrete zam isteyebilir. Bunun için eylem yapabilir. Ama toplumun hafızasında 28 Şubat’la eşleşen bir eylemi yaparsa doğru olmaz.
15 TEMMUZ’A KARŞI DİRENMİŞTİ
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Meclis’e ilk gelip darbeye karışı direnen milletvekillerinden biriydi. Onun darbe karşıtı tavrını biliyorum ve destekliyorum.
Ama 28 Şubat’ı anımsatan bu çağrısı doğru olmadı. 28 Şubat’ta zulüm gören başörtülüler başta olmak üzere tüm mazlumları rahatsız etti.
SÜREKLİ AYDINLIK İÇİN BİR DAKİKA KARANLIK EYLEMİ
28 Şubat’taki “sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi” de Susurluk’a karşı başlamıştı. Devletin içindeki çetelere karşı bir sivil itaatsizlik eylemiydi. Ancak bir el tarafından Refahyol hükümetine karşı bir eyleme dönüştürüldü. “Genelkurmay’ın ışıkları yandı, söndü” haberlerini, “Askeri lojmanlarınışıkları yanıp söndü” yayınları takip etti. Işıkların yakılıp kapatılmasını, tencere tava eylemleri takip etti. Ardından organize edilmiş gruplar sokağa çıkmaya başladı. İrtica karşıtı eylemler yapıldı.
HÜKÜMETİN İSTİFASI İLE SONUÇLANDI
Gezi olayları sırasındaki tencere tava çalma eylemi de ilk olarak 28 Şubat sürecinde kullanılmıştı. 28 Şubat’a giden taşlar böyle döşendi. ‘Sürekli aydınlık’ diye girilen yoldan 28 Şubat karanlığına ulaşıldı. 28 Şubat’tan Milli Güvenlik Kurulu toplantısını takip eden sürecin sonunda eylemler sona erdi. 28 Şubat postmodern darbe süreci başarıya ulaştı. Refahyol hükümeti istifa etmek zorunda kaldı.
PKK ULUDERE’DE YAPTI
Bunların aklına hep aynı eylem türleri mi geliyor orasını bilmiyorum ama FETÖ kumpası olan Uludere olayının birinci yıldönümünde PKK’nın siyasi uzantısı olan DTK da ışıkları yakıp söndürme eylemi yapmıştı. Peki PKK’nın ışıkları yakıp söndürme eylemi ne zaman başlamıştı? 28 Şubat 2012 tarihinde.
DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, 28 Şubat günü Uludere’ye giderek, saat 20.00-20.30 arasında ışıkları yakıp söndürme eylemi yapmışlardı.
28 ŞUBAT SİMGESİ
Tekrar ifade edeyim. Özgür Özel asgari ücret artışı için çağrı yapabilir. Hatta demokratik tepkisini gösteren bir eyleme imza atabilir. En doğal hakkıdır. Ama bu 28 Şubat sürecinin simgesi olan ışık yakıp kapatma eylemi olursa, doğru olmaz.
ÖZGÜR ÖZEL’İN ZİKZAKLARI
Özgür Özel’de bir de liderlik sorunu görüyorum. Bunu geçmişte Tansu Çillerve Meral Akşener’de de görmüştüm. Çok zikzak yapıyorlardı. Siyaseten başarısız oldular. Çünkü tutarsızlıklar yaptılar. Benzer durum Özgür Özel’de oluşmaya başladı. Genel başkanlık yürüyüşüne doğru yerden başlamıştı ama kısa sürede bir uçtan diğer uca savrulmaya başladı. Toplum kısa sürede zikzak çizen liderleri sevmez. Çünkü tutarlı bulmaz.
NORMALLEŞME ADIMI
Özgür Özel, normalleşme adına önemli bir adım attı. Bu toplumda karşılık buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzatılan eli havada bırakmadı. 18 yıl aradan sonra CHP Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Normalleşme süreci toplumdaki umudu artırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat’tan mahkûm olan emekli generalleri affetti. Cumartesi Anneleri’nin Taksim’de eylem yapmalarına izin verildi.
NORMALLEŞMEYİ SABOTE
Ancak normalleşme iklimi tam sağlanamadan Özgür Özel, Bahçeli’ye, “Kimse suç ortağını bize doğru itmesin” diye seslendi. MHP’nin normalleşme sürecinden duyduğu rahatsızlık ve Özgür Özel’in, AK Parti’yi suç ortağı ilan etmesiyle süreç akamete uğradı.
ERKEN SEÇİM YOK
Erken seçim konusunda birbirinden çelişkili açıklamalarının ise tarihini tutmakta zorlanıyorum. 31 Mart yerel seçimlerinden hemen sonra 2 Nisan tarihinde, “Erken seçim olacaksa buna yine halk karar verecek. Ben bir erken seçim çağrısı yapmıyorum” dedi.
23 Nisan tarihinde yaptığı açıklama ile çizgisini sürdürdü. “Ben, ana muhalefet lideri olarak seçimde verdiğim söze bağlıyım ve bir erken seçim çağrım yok” diye konuştu.
17 Mayıs’ta ise, “31 Mart seçim sonuçlarını erken seçim çağrısı için araçsallaştırmayacağım. Çünkü meydanlarda söz verdim” diyerek kendini bağladı.
ERKEN SEÇİM VAR
Ne olduysa 27 Haziran’da “1.5 yıl sonra erken seçimi olası görüyorum. Ben Özgür Özel olarak erken seçim istiyorum” dedi.
24 saat sonra erken seçim çağrısı yaptı. 28 Haziran tarihinde “1.5 yıl sonra ‘Gel seçimleri yenileyelim’ deriz. Erdoğan kendine güveniyorsa bir kere daha aday olur, yarışırız” diye konuştu.
3 Temmuz’a Özgür Özel’in, “Bize kalsa yarın karar alalım, iki ay sonra seçim olsun” çağrısı ile girdik. 5 Temmuz’a geldiğimizde ise “Gelin, kasım hatta Ekim 2025’te seçim yapalım” demişti.
180 DERECE DÖNÜŞ
Nisan, mayıs, haziran, temmuz... 4 ayda iki ayrı tavır. İlk iki ay ‘seçim yok’, son iki ay ‘erken seçim’ diye tutturmuş. 4 yıl değil tam 4 ay içinde 180 derecelik “Udönüşü” yapmış
Erken seçim ciddi bir iştir. Ana muhalefet lideri erken seçim çağrısı yaparsa, sandığı milletin önüne koyar. Hem erken seçim olamayacağını biliyor hem erken seçim çağrısı yapıyor. Birileri Özgür Bey’i ‘Bu kadar zikzak sizin güvenilirliğinizi zedeliyor’ diye uyarmalı.