"Abdullah Gül yeniden siyasi hayata dönüyor…’’
Yılda birkaç kez tekrarlanan bir haber bu ve haberi uyduranlar, sadece birkaç küçük ayrıntıda değişiklik yaparak, bıkmadan usanmadan aynı haberi ısıtıyorlar.
Şimdiki küçük ayrıntı, bazı partilerin birleştirilmesiyle oluşacak yeni partinin başına geçeceğiyle ilgili…
Deva, Gelecek ve Saadet Partisi tek çatı altında birleşecek ve Gül o partinin başına geçecekmiş…
Güldüm.
Sanıyorum, yaşı ilerlese bile vaktiyle işgal ettikleri koltukların özlemiyle yanıp tutuşan ve ilk fırsatta yeniden eski yerlerine geçmek için çabalayan başka politikacılara bakarak, ‘‘Neden Gül de öyle olmasın?’’ diye düşünülmüştür.
Bana üç ayrı dostum tarafından gönderildi son girişimin örnekleri; anlaşılan, değişik yerlerde çıkan ve sanki gerçekmiş gibi yorumlanan bu tür haberlere inanmaya hazır olanlar var.
‘‘Gül parti kuruyor’’ türü bir yazı bugün bile bir yerlerde gözünüze çarpabilir…
Biliyorum, içinizden ‘‘Öyleyse neden yalanlamıyor’’ diyenler çıkabilir.
Oysa, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ofisi, son beş yıl içerisinde birkaç kez, bu yoldaki haberleri yalanladı.
Yalanlandığı halde yeniden devreye sokulduğuna göre yalanlamanın bir yararı bulunmuyor…
Gül’ün, hakkında çıkan, çoğu sözünü ettiğim türden yalan-yanlış haberlere, tepki vermeye ayıracak vakti de yok.
Cumhurbaşkanlığı süresinin sona ermesinden bu yana geçen on yıl içerisinde, Abdullah Gül, siyaset öncesinde akademisyen olarak, uluslararası finans kuruluşu İslam Kalkınma Bankası’nda çeşitli ülkelerin ekonomileriyle yakından ilgilenerek, 1991 yılından sonra da milletvekili, ekonomiden sorumlu devlet bakanı, dışişleri bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak edindiği deneyimleri, değişik kişi ve kesimlerle paylaşmakta.
En başta, kısa sürede en tercih edilen eğitim kurumları arasına girmeyi başarmış kendi adını taşıyan üniversiteyle yakından ilgileniyor. Abdullah Gül Üniversitesi’nin, bir devlet kurumu olduğu halde, iyi hocaları ve başarılı öğrencileri kendine çekebilmesi, biraz da onun bu ilgisinin sonucu.
Gül, siyasi hayat içerisindeyken tanıştığı yerli-yabancı önemli kişilerle temaslarını diri tuttuğu gibi, çeşitli kurumların davetlerine olumlu cevap vererek değişik etkinliklere konuşmacı olarak da katılmakta.
Yurdumuza uğrayan gazeteciler, araştırmacılar, akademisyenler, devlet adamları ziyaretine geliyor, kendisi de davet edildiği çeşitli ülkelere gidiyor.
Son iki ay içerisinde Mısır’a ve Özbekistan’a gittiğini, bu iki ülkede en üst düzeyde karşılandığı gibi, her düzeyde temaslarda da bulunduğunu biliyorum.
Zaman zaman uluslararası medyada da görünüyor Gül.
Dünyanın dört bir tarafındaki gazetelerde yazılarına yer verilen ‘Project Syndicate’ adlı uluslararası bir ajansın talebi üzerine yazdığı yazıların sonuncusu, geçtiğimiz hafta yayımlandı.
‘Müslüman Dünyada İyimserlik İçin Sebepler’ başlıklı İngilizce yazıda, genel olarak dünyada, özel olarak da Türkiye ve çevresinde karşılaşılan sorunları irdeliyor Gül. Sonunda da şu tespitlerde bulunuyor:
‘‘Çeşitliliğine rağmen, Müslüman dünya, kötüleşen demokratik standartlar, hukukun üstünlüğünde gerileme, ifade özgürlüğü kısıtlamaları, ekonomik eşitsizlikler, yolsuzluklar, potansiyel etnik veya mezhepsel çatışmalar ve terör faaliyetlerinin risklerini artıran güvenlik boşlukları gibi ortak zorluklarla karşı karşıyadır.
‘‘Bu sorunların üstesinden gelmek için hükümetlerin güven ve kamu refahı iklimi inşa etmeleri gerekmektedir. Başlamak için iyi bir zemin, yeni nesillerin insan haklarını önceliklendirmesini sağlayacak bir eğitim sistemini güçlendirmektir. Daha iyi fırsatlar arayan milyonlarca insanın göç etmesi, ancak kök nedenler ele alınarak durdurulabilir. Nitekim, demokrasi ve kalkınma için gerekli değerleri ve kurumları benimsemek, şimdi Batı ülkelerinin iç siyasetini belirleyen düzensiz göç sorununa en umut verici çözümdür.’’
Bu yazısına yansıyan görüşlerini yalnız yabancılara aktarmakla kalmıyor, kendisiyle görüşen bizden siyasilerle de paylaşıyor Gül; onun görüşlerine vakıf olanlar, bazı siyasilerin ağzından daha önce çıktığı hiç duyulmamış farklı ifadelerle karşılaştıklarında, onların kimden esinlendiklerini anlamakta fazla zorlanmıyorlar.
Partilerle ilgilenmek için vakit kalıyor mudur 11. Cumhurbaşkanı Gül’e, ne dersiniz?
"Abdullah Gül is returning to political life again..."
This is a news that is repeated several times a year, and those who make up the news tirelessly warm up the same news by changing only a few small details.
The little detail now is about the fact that he will be the head of the new party that will be formed by merging some parties...
Deva, Future and Saadet Parties will be united under one roof and Gül will be the head of that party...
I laughed.
I think, looking at other politicians who, even though they are getting older, are longing for the seats they once occupied and are trying to get back to their old seats at the first opportunity, they thought , "Why shouldn't Gül be like that?"
Examples of my latest attempt were sent to me by three different friends; Apparently, there are those who are ready to believe such news, which appears in various places and is interpreted as if it were real.
Even today, an article like "Gul is establishing a party" may catch your eye somewhere...
I know, some of you may say, "Then why doesn't she deny it?"
However, the office of the 11th President Abdullah Gül has denied such news several times in the last five years.
There is no use in denying it, since it was reintroduced even though it was denied...
Gul does not have time to react to the fake news about him, most of which I mentioned.
In the ten years since the end of his term as president, Abdullah Gül , before politics, as an academic, closely involved in the economies of various countries at the international financial institution Islamic Development Bank , and after 1991, as a member of parliament, minister of state responsible for the economy, minister of foreign affairs, prime minister and president. He shares his experiences with different people and groups.
First of all, he is closely interested in the university bearing his name, which has managed to become one of the most preferred educational institutions in a short time. Even though Abdullah Gül University is a state institution, it is partly a result of his interest that it attracts good professors and successful students.
Gül not only keeps his contacts with important local and foreign people he met during his political life, but also responds positively to the invitations of various institutions and participates in various events as a speaker.
Journalists, researchers, academicians and statesmen come to visit our country, and he also goes to various countries where he is invited.
I know that he went to Egypt and Uzbekistan in the last two months, and that he was welcomed at the highest level in these two countries and had contacts at all levels.
Gül also appears in international media from time to time .
The last of the articles he wrote upon the request of an international agency called 'Project Syndicate' , whose articles are published in newspapers around the world , was published last week.
In the English article titled 'Reasons for Optimism in the Muslim World' , Gül examines the problems encountered in the world in general and in Turkey and its surroundings in particular . Finally, he finds the following:
"Despite its diversity, the Muslim world faces common challenges, such as deteriorating democratic standards, a decline in the rule of law, restrictions on freedom of expression, economic inequalities, corruption, potential ethnic or sectarian conflicts, and security gaps that increase the risks of terrorist activities.
''To overcome these problems, governments need to build a climate of trust and public welfare. A good place to start is by strengthening an education system that will enable new generations to prioritize human rights. The migration of millions of people seeking better opportunities can only be stopped by addressing the root causes. Indeed, adopting the values and institutions necessary for democracy and development is the most promising solution to the problem of irregular migration, which now determines the domestic politics of Western countries.''
Gül not only conveys his views reflected in this article to foreigners, but also shares them with our politicians who meet with him ; Those who are familiar with his views do not have much difficulty in understanding who they are inspired by when they encounter different expressions that have never been heard before from the mouth of some politicians.
Is there time left to deal with the parties? What do you say to the 11th President Gül ?