Türk milli takımı Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (Euro 24), F grubundaki ilk maçında, rakibi Gürcistan’ı 3-1 mağlup etti.
Futbol mu yazıyorum?
Evet siyaset yorumcusu futbol da yazar… İkisi arasında doğrudan olmasa da ilişki vardır da ondan yazar...
Maçı bir grup dostla birlikte izledim. Hepimizin yüreği o akşam milli takımımız için atıyordu.
Futbol çoktandır bir strateji oyunu; milli takımımız da, Gürcistan karşısına, sonuç almayı getiren bir oyun kurgusuyla çıktı. Kurgu ilk yarıda beklenen sonuca erişmede yetersiz kalınca, ikinci yarıda oyuncu yerine kurguyu değiştirdi İtalyan teknik direktör Vincenzo Montella.
Gürcistan takımının hocası Willy Sagnol da, bazılarına değişik Avrupa takımlarından aşina olduğum oyuncularını, bu karşılaşmaya iyi hazırlamış. Futbol şansı bizim değil de onların yanında olsaydı, maç 3-1 Gürcistan lehine de sonuçlanabilirdi.
Ancak onların Arda Güler’i de yok…
Ferdi Kadıoğlu’su da…
İlk gol Mert Müldür’den geldi, ama o şahane kafa golünü Ferdi’nin asisti sağladı. Yaptığı asistler arkadaşları tarafından gole çevrilemeyince, kaçıncı defa gerilerden gelip kale önünde beliren Ferdi’nin şahsen gol arayışına gireceğini de bir ara düşünmedim değil.
Samet Akaydın’ı da yoktu Gürcistan’ın…
Birlikte izlediğim grubun maç boyunca en fazla eleştirdiği oyuncuların başında geliyordu Samet; ben ise takımın kurtarıcısı olacağına güvenimi hiç kaybetmeden onu izledim. Maç 3-1 yerine 2-2 bitmediyse, direkten dönen topu Samet’in çelmesi sayesindedir.
Ve Arda…
Real Madrid’te geçirdiği bir yılın önemli bölümünde sahaya çıkmasa da, dünyanın en iyi takımında, hocaların en iyisinin nezaretinde ve özel ihtimama mazhar olarak kendisini bu günlere hazırlamış genç Arda’yı futbol dünyası Gürcistan maçında daha iyi gördü.
Hocası da görmüş olmalı.
İlk 11’de çıktığı altı Real Madrid maçını golle süslemişti Arda, yedinci gol Gürcistan’a nasip oldu.
Gol atmak Arda’nın nasibinde var.
Kerem Aktürkoğlu’nun futbol zekasına da şapka çıkarmamak olmaz. Gürcistan kalecisinin maçı 2-2 bitirmek için ceza sahamız içerisine demir attığı dakikalarda, kendisine gol fırsatı düşebileceğini hesap etmek zeka işidir. Kerem işte o zekayı gösterdi ve hem üçüncü golün sahibi oldu, hem de Türkiye’nin bu şampiyonada sözü olacağını rakiplerine duyurdu.
Cumartesi günü kolay bir karşılaşmaya hazırlanmak üzere kendilerini şartlandırmış Ronaldo’lu, Pepe’li yaşlılar takımı Portekiz ve hocası Roberto Martinez, hesaplarını yeniden gözden geçirmek zorunda.
İlk maçlarında, Çek takımı karşısında zorlanmışlardı, Türkiye Portekiz’i daha fazla zorlayacaktır.
Sevindirik olup işi futbol şansına bırakmamak şartıyla…
Türkiye-Gürcistan maçı ile ilgili bu yazı CHP ile AK Parti-MHP ittifakı arasındaki rekabet konusunda da ipuçlarını içinde barındırıyor.
Hep yenilmeye alışmış bir parti, stratejisini değiştiren yeni bir lider ve kadro eşliğinde girdiği ilk seçimde, -31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimde- rakibini ikinciliğe iten bir sandık başarısına imza attı.
O seçim de, yaklaşık on ay önce yapılan genel seçim gibi, AK Parti’nin başarısıyla da sonuçlanabilirdi.
Sandık sonucunda birinci ile ikinci parti arasında az bir oran farkı bulunuyor.
Gürcistan’ı yenmek, ilk maçtan galibiyetle çıkmak milli takım için olağanüstü önemli, ama grupta zorlu başka rakipler var.
Yerel seçimle elde ettiği belediyeleri ve doğal olarak CHP ile yeni liderini de ciddi sınavlar bekliyor.
Rakipleri CHP’nin, hiç de küçümsenmeyecek ustalıkta. CHP’nin, 22 yıl boyunca, girdiği 19 seçimin 18’ini kazanmış AK Parti ile seçmen kitlesi az olsa da siyasetin sınırlarını da aşabilen bir gücü iktidara sağlayan MHP’yi muhalefete itmesi için, doğru stratejiye, iş bilen ve iş bitiren kadrolara sahip olması gerekiyor.
Şimdilerde, kalesine gelen gollük şutları tutmak da, rakibin hücumlarını boşa çıkartmak, top ayağına gelince asist yapmayı düşünmek ve galiba karşı kaleye gollük şutu yollamak da, CHP’de, Özgür Özel’e düşüyor.
Milli takımıza Portekiz önünde de şans diliyorum.