Bayramlarda siyaset konuşulur mu?
Konuşuluyor… Geçmiş bayramlarda, daha çok, iktidardan beklentiler eşliğinde, AK Parti çekiştirilirdi. Çekiştirenlerin ilk seçimde yine AK Parti’ye oy vereceklerini bilirdim.
Galiba bu bayramda merak kayması yaşanıyor.
Merak edilen, seçimden birinci çıkan CHP’nin, kitleler tarafından henüz tam tanınmayan yeni genel başkanı Özgür Özel…
Klasik bir CHP’li görüntüsü vermiyor Özel.
Siyasetin içinde yetişmiş bir dostum, bayram tebriği için açtığı telefonda, bana, ‘‘Bazı CHP’liler Özel’i hafife alıyorlar’’ dedikten sonra ekledi: ‘‘Ayrılmaz ikili görüntüsündeki Cumhur İttifakı ortağı iki partiyi birbirine düşürenin onun ‘normalleşme’ manevrası olduğunu bile anlamakta zorlanıyorlar.’’
Hiç böyle düşünmemiştim. Gerçekten de, ziyaret ve iade-i ziyaret, MHP’de rahatsızlığa, AK Parti’de ise ortağıyla ilgili yarar-zarar hesabına yol açtı.
Zihnimde oluşan bu düşünceyle, Özgür Özel’in bayramın ilk günü mesaisi için Cumhuriyet gazetesine göz attım.
Haber şu:
‘‘CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kurban Bayramı’nın ilk gününde memleketi Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde Hatuniye Camii’nde kıldığı bayram namazının ardından kabristan ziyareti yaptı. / CHP lideri Özel, mezarlık ziyaretinde bayramlaştığı kişiye, ‘Var mı yapabileceğim bir şey’ diye sordu. Özel, ‘Yapabileceğini yaptın gari. Ne yaparsan sen yapacaksın. Başkasından ümit yok’ yanıtını aldı.’’
Yeni genel başkan bayram namazı kılmış; ardından kabir ziyareti yapmış…
Bayram namazı ve ardından kabir ziyareti, kendilerini ‘damardan CHP’li’ tanımlayan birilerini daha da rahatsız etmiş olabilir.
CHP’liler, hiç değilse bir bölümü, Özgür Özel’den bu yüzden de mutlu değil. Yakında yapılacak tüzük kurultayını seçimli hale getirip onu erken emekli etmek istiyorlar. Yerine yeniden Kemal Kılıçdaroğlu’nu getirme niyeti vardı; ancak, birinci çıkılan seçim sonrası o formül rafa kalkmış görünüyor.
Bunu, yine Cumhuriyet gazetesinden, bir yazarının aktardığı nottan öğrendim.
Yazarın ‘CHP’de halen önemli bir görevde’ olduğunu söylediği biri,Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmiş ve ona, ‘‘Seçimli kurultayda Ekrem İmamoğlu’nu destekleyin’’ demiş…
Garip değil mi?
İsmet İnönü ve biraz da Bülent Ecevit özlemiyle…
Yanlış bir özlem bu. İsmet İnönü de, Bülent Ecevit’in uyarısı üzerine, CHP’yi şimdilerde Özgür Özel’in oturtmaya çalıştığı geniş kitlelere sempatik gelecek bir zemine doğru yönlendirmeyi düşünmüştü.
Gazeteci Mehmet Çetingüleç’e Ecevit anlatmış:
‘Ecevit’in Anıları’ kitabından (s. 48) aktarıyorum:
‘‘Bülent Ecevit: Her seçim kampanyasında partinin bir kesimi din ve laiklik konusuna yoğunlaşırlardı. Ama bu bize çok pahalıya mal oluyordu. Rahmetli İsmet İnönü’nün de seçim çalışmalarında tarikatlar konusuna ağırlık vermesi bizim aleyhimize olurdu. Ben bunu doğru bulmazdım. Yine de partide bu konuda en duyarlı olan İnönü idi. Bir gün parti meclisi toplantısında o konuyu açtı. Ben de dedim ki, ‘Bütün seçim çalışmalarında, kongrelerde hep tarikatlara hücum ediyoruz ve bu yüzden halkla da ters düşüyoruz. Aslında halkta gerici eğilimler öyle çok fazla değil ama CHP’nin bu konuyu sürekli işlemesi toplumda bölünmeler ortaya çıkarıyor. Bir süre bir deneme yapsanız; önümüzdeki seçim kampanyasında bu konulara hiç girmeseniz, bakalım nasıl olacak?’
‘‘Benim bu sözlerim parti meclisinde çok yadırgandı ama çok; İsmet İnönü, böyle düşüncelere açık bir insandı. ‘Peki, deneyelim’ dedi. O bize büyük bir avantaj kazandırdı. Ondan sonra biz ‘inançlara saygılı laiklik’ kavramını oluşturmaya başladık. Din konusundaki yeni tavnmızla birlikte gücümüz gelişmeye, CHP’nin oy tabanı olumlu yönde değişmeye başladı ve bildiğiniz gibi ilk defa 1973 yılında iktidar olabildik.’’
CHP 1973’te seçimden birinci parti çıkmış, MSP ile koalisyon kurmuştu; 1977 genel seçiminde de oyunu %41.38’e çıkarabilmişti.
Demek ki neymiş?