Terör örgütü DEAŞ Horasan, Moskova’da konser salonuna yaptığı ilk saldırının ardından ikinci bir saldırı daha planlamıştı. Kalabalık bir alışveriş merkezine yapacaklardı. Türk istihbaratı bu ikinci büyük saldırıyı Moskova ile temasa geçerek önledi.
DÜNYA, DEAŞ Horasan’ı son dönemde peş peşe yaptıkları saldırılarla tanıdı. Aslında Afganistan içinde ve dışında camilere yönelik çok sayıda saldırıları bulunuyor.
DEAŞ-Horasan, 2014’ün sonlarında Afganistan’ın doğusunda ortaya çıktı ve aşırı vahşetiyle gündeme geldi. ‘Horasan’ adı İran, Türkmenistan ve Afganistan’ın bir kısmını kapsayan bir bölgeye verilen eski bir kelimeden türetilmiş.
Son dönemde ise;
- Afganistan’da Çinlilerin kaldığı otele saldırdılar.
- İran’ın Kirman kentinde, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ölüm yıldönümünde saldırı düzenlediler.
- Türkiye’yi hedef aldılar. 28 Ocak 2024’te iki DEAŞ’lı terörist Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’nde bir saldırı gerçekleştirdi.
- Rusya’nın başkenti Moskova’daki konser salonuna saldırdılar.
Daha sonra üzerinde durmak kaydıyla bir soru ile hatırlatmayı bitirelim. Ne garip değil mi? Saldırdıkları coğrafya hep aynı... Nedense Batı’dan iz yok...
NEREDEN ÇIKTI BU DEAŞ HORASAN VE AFRİKA KOLU
DEAŞ Horasan iki kol halinde örgütlendi.
- Birinci kolu yukarıdaki saldırıları saydığımız coğrafyada yani doğuda, ağırlık olarak da Afganistan’da.
- İkinci kolu ise Afrika’ya yerleşti.
DEAŞ’ın en tepedeki lideri Somalili. Aslında terör örgütünün Afrika’daki niyeti açısından önemli bir ipucu. Afrika’daki kol ise kendi içlerinde gruplara ayrılmış durumda. Afrika’ya kimi ülkelerin sadece çıkar kimi ülkelerin ise stratejik ortaklık amaçlı yaklaşımları biliniyor. Peki terör örgütü neden Afrika’yı özel olarak seçti?
1- Afrika’daki hükümetler zayıf.
2- Sınır güvenliği zayıf.
3- Ekonomileri zayıf.
4- Aşiretleri ve kabileleri kullanabiliyorlar.
MOSKOVA’DA İKİNCİ SALDIRIYI TÜRKİYE ÖNLEDİ
Ankara uzun bir süredir DEAŞ Horasan’ın faaliyetleri ile ilgili teyakkuzdaydı. Yani Ankara’ya göre DEAŞ tehdidi ortadan kalkmadı. Diyeceksiniz ki Amerikalılar da aynı görüşte. İki ülkenin bakış açısı tamamen farklı. ABD, DEAŞ tehdidini Suriye’de PYD/YPG terör örgütüne destek vermek için öne çıkarıyor. Bölgeyi tehdit eden DEAŞ Horasan ise farklı.
- Suriye ve Irak’ta yenilince örgütün ana kolu Afganistan ve Tacikistan’a kaydı.
- Terör örgütü özellikle Tacikleri kullanıyor. Elemanları onlardan devşiriyor.
- DEAŞ Horasan’ın lideri de Afgan Tacik. Zaten son dönemdeki saldırıların arkasında da devşirdikleri Tacikler var.
MOSKOVA’DAKİ İKİNCİ SALDIRI ALIŞVERİŞ MERKEZİNE YAPILACAKTI
- Ankara, Santa Maria Kilisesi saldırısı sonrasında çeşitli isimlere ulaştı, sorguladı.
- Rusya ile temas kuruldu.
- Hatırlayacaksınız Moskova’daki terör saldırısını gerçekleştiren saldırganlardan ikisinin uzun süredir Moskova’da ikamet ettiği, biten ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye’ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaptıkları tespit edildi. Yani Tacik saldırganlardan ikisinin uzun süredir Moskova’da ikamet ettiği ve orada radikalleştikleri ortaya çıktı. Bu durum Moskova’ya iletildi.
- Sadece bu değil Türkiye, yakaladığı örgüt elemanlarını konuşturarak Moskova’da yapılacak ikinci saldırıyı da önledi.
- Terör örgütü konser salonuna yaptığı ilk saldırının ardından ikinci bir saldırı daha planlamıştı. Kalabalık bir alışveriş merkezine yapacaklardı. Türk istihbaratı bu ikinci büyük saldırıyı Moskova ile temasa geçerek önledi.
TARTIŞILAN TEZ
Türkiye ve bu coğrafya açısından ortaya çıkan yeni DEAŞ yapısı göz ardı edilemez. Bu nedenle de güvenlik güçleri sürekli teyakkuz halinde. Gelelim tartışılan teze:
- DEAŞ Horasan’ın Afganistan’daki mücadelesi Taliban’la ancak burada Çin oteline saldırdı.
- İran, Türkiye ve Moskova ise diğer adresler.
Bu ülkelerin genel özelliği ise az ya da çok Batı ve İsrail ile sorunu olan ülkeler. Batı’ya hiç saldırmayan terör örgütü acaba desteği Batı ve İsrail’den mi alıyor?
SURİYE’DEKİ DEAŞLILAR
Gelelim ABD’nin kendi eliyle yarattığı bir terör örgütünü tutmak için diğer terör örgütü ile işbirliği yapmasına... Yani Suriye’deki DEAŞ’lılara...
- Suriye’nin kuzeyindeki hapishanelerde yaklaşık 12 bin DEAŞ’lı var.
- Bunların yarısı Avrupa kökenli. Avrupa radikalleşmiş bu vatandaşlarını geri almıyor.
- Aileleriyle birlikte rakam ise yaklaşık 50 bini buluyor.
Avrupa öleceklerse orada ölsünler yaklaşımında. Bu iş kime yarıyor derseniz, tabii ki diğer terör örgütüne yani PYD/YPG’ye. Batı’ya “Bak ben bunları hapishanede tutuyorum” diyor. Oysa bu sorunla Türkiye de mücadele edebileceğini söylemişti. Ancak ABD ne yazık ki NATO müttefiki yerine terör örgütü ile işbirliği yapmayı yeğliyor. Sonuçta eğittiği, donattığı örgütü bölgedeki diğer ülkeler için de elinde bir koz olarak tutuyor.