Çifte standart denilince, Türk okuyucusunun belleğinde genel olarak Avrupa Birliği (AB)- Türkiye ilişkilerinin niteliği ve tanımı canlanıyor. Oysa konumuz doğrudan AB-Türkiye ilişkileri değil.
Müttefikler, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in görev süresini 3 kez uzattıktan sonra, artık 1 Ekim’de kesin olarak kendisine veda edecek. Eşine vermiş olduğu söz gereği Norveç’e dönecek olan Stoltenberg, başbakanlık ve NATO Genel Sekreterliği görevlerinde edindiği tecrübelerden, düşünce kuruluşları ve savunma sanayiinin yararlanmasını sağlayacak. Ayrılacağının bilinciyle Stoltenberg de, müttefiklere yönelik olarak daha saydam, serbest ve açık sözlü olmaya başladı. Kimilerine göre daha “harbi” konuşuyor bir süredir.
Nitekim ABD, Fransa ve Almanya resmen ilan etmeden önce, müttefiklerin Ukrayna’ya verdikleri silahlara kullanım sınırlaması getirmemeleri gerektiği konusunda açıklamada bulunan Stoltenberg, Bulgaristan’da düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi’nde de AB-NATO ilişkilerine dikkat çekti. Stoltenberg, iki kurum arasında Ukrayna’ya verilecek destek konusunda bir yarış yaşanmadığı mesajını diplomatik düzeyde veriyordu. Ancak AB ile NATO arasında olası çıkar çatışmasına ilişkin uyarılarını daha sesli şekilde dile getirmeye başlayan Stoltenberg, Finlandiya’ya yaptığı resmi ziyaret esnasında AB’yi ve AB üyesi Avrupalı müttefikleri uyardı.
Çifte standart uyarısı
Transatlantik toplulukta üretilecek mühimmatların standartlarının NATO’da belirlendiğini hatırlatan Stoltenberg, AB’nin savunma sanayisini canlandırma gerekçesiyle mühimmat alanında NATO’dan bağımsız şekilde standart belirleme çabasına girmemesi gerektiğini ifade etti. Bir başka deyişle, mühimmat alanında iki standardın, yani çifte standardın tehlikeli olduğunu söyledi. Aynı şekilde bu yılki Münih Güvenlik Konferansı’nda AB’nin savunma sanayii alanında kendi tedarik ajansını kurma çabasını diplomatik bir şekilde eleştirerek, NATO’nun tedarik ajansının sadece müttefiklere değil aynı zamanda NATO’ya üye olmayan ama partneri olan Avrupalı ve diğer ülkelere de hizmet verdiğini hatırlattı.
Eski adıyla NAMSA, yeni adıyla NSPA, müttefiklere savunma sanayi ve mühimmat alanında ikmal, bakım, tedarik, taahhüt, mühendislik ve teknik destek sağlıyor. Tedarik ülkeleri sadece NATO üyeleriyle sınırlı değil. Toplam 92 ülke bulunuyor. Bu sayede hem en kaliteli hem de en hesaplı savunma ürünleri tedarik ediliyor. AB’nin savunma sanayii alanında kendi ikmal ajansını kurması ve sadece AB’ye üye ülkeler arasında tedarik sağlayacak olması, gereksiz bir duplikasyona, Türkçe ifadesiyle bir ikileşmeye neden olacak.
Oysa bazı AB ülkeleri, pandemi sırasında yaşadıkları tedarik sorununu giderme ve bunu savunma sanayine genişletme çabaları karşısında NATO ile ABD’nin tepkilerini, kaygılarını gidermek amacıyla girişimlerinin NATO’ya zarar verecek nitelikte olmadığını dile getirmişti. Hatta 22 Ekim 2021’de düzenlenen NATO Savunma Bakanları toplantısında Fransız Bakan Florence Parly basına verdiği demeçte ABD ve NATO’nun Avrupa’nın savunma sanayii tedarik girişimlerinden kaygılanmaması gerektiği konusunda telkinde bulunmuş, ABD Savunma Bakanı’nın bu husustaki eleştirileri karşısında alttan almaya çalışmış, AB’nin girişimlerinin NATO’yu tamamlayıcı nitelikte olacağına dikkat çekmişti.
Gelinen noktada AB, NATO’da var olan ikmal ajansı, Stanag gibi standart belirleyen kurumların aynısını kurmaya ve yeni standartlar belirlemeye çalışıyor. Avrupa’nın bu adımı sadece Avrupa’ya zarar verecek gibi görünüyor. Zira AB’nin ikmal ajansını kullanmak mecburiyetinde kalacak NATO’nun AB üyeleri, ölçek ekonomisinden yararlanamayacak, NATO standartlarında ürün alamayacak. İttifak’ın savunma doktrininden uzaklaşacak ve zamanla AB’ye üye olmayan NATO müttefikleriyle ne mühimmat değiş tokuşu yapabilecek ne de ortak harekatlara katılabilecek. İşte bu nedenle Stoltenberg çifte standart uyarısında bulundu.
When double standards are mentioned, the nature and definition of European Union (EU)-Turkey relations in general come to mind for Turkish readers. However, our topic is not directly EU-Türkiye relations.
After extending NATO Secretary General Jens Stoltenberg's term of office three times, the Allies will now bid farewell to him on October 1. Stoltenberg, who will return to Norway in accordance with the promise he made to his wife, will ensure that think tanks and the defense industry benefit from the experiences he gained as prime minister and NATO Secretary General. Aware of his departure, Stoltenberg began to be more transparent, free and outspoken towards the allies. He has been speaking more "literally" than some for a while now.
As a matter of fact, Stoltenberg, who made a statement that the allies should not impose usage restrictions on the weapons they gave to Ukraine before the USA, France and Germany officially declared them, also drew attention to EU-NATO relations at the NATO Parliamentary Assembly held in Bulgaria. Stoltenberg was giving the message at the diplomatic level that there was no competition between the two institutions regarding the support to be given to Ukraine. However, Stoltenberg, who started to voice his warnings more loudly about a possible conflict of interest between the EU and NATO, warned the EU and its European allies who are members of the EU during his official visit to Finland.
Double standards warning
Reminding that the standards for the ammunition to be produced in the transatlantic community are determined by NATO, Stoltenberg stated that the EU should not attempt to set standards in the field of ammunition independently of NATO, on the grounds of revitalizing the defense industry. In other words, he said, two standards, or double standards, in the field of ammunition are dangerous. Likewise, at this year's Munich Security Conference, he diplomatically criticized the EU's effort to establish its own procurement agency in the field of defense industry, stating that NATO's procurement agency serves not only allies but also European and other countries that are partners but not members of NATO. reminded.
Formerly known as NAMSA, now known as NSPA, it provides supply, maintenance, procurement, contracting, engineering and technical support to the Allies in the field of defense industry and ammunition. Supply countries are not limited to NATO members. There are 92 countries in total. In this way, both the highest quality and the most affordable defense products are supplied. The EU's establishment of its own supply agency in the field of defense industry and the fact that it will supply only between EU member states will cause unnecessary duplication, or in Turkish terms, duplication.
However, some EU countries stated that their attempts to resolve the reactions and concerns of NATO and the USA against their efforts to resolve the supply problem they experienced during the pandemic and expand it to the defense industry were not of a nature that would harm NATO. In fact, at the NATO Defense Ministers meeting held on October 22, 2021, French Minister Florence Parly told the press that the USA and NATO should not be worried about Europe's defense industry procurement initiatives, and tried to undercut the US Minister of Defense's criticisms on this matter, and the EU He pointed out that 's initiatives would be complementary to NATO.
At this point, the EU is trying to establish the same standard-setting institutions as NATO's supply agency and Stanag, and to set new standards. This step by Europe seems to only harm Europe. Because NATO's EU members will have to use the EU's supply agency, they will not be able to benefit from economies of scale and will not be able to purchase products at NATO standards. It will move away from the Alliance's defense doctrine and, over time, it will neither be able to exchange ammunition nor participate in joint operations with NATO allies that are not members of the EU. That's why Stoltenberg warned of double standards.