Paris-Ankara hattında ikinci bahar

Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Türkiye’nin ABD ve bazı Avrupalı müttefikleriyle ilişkilerini yeniden canlandırmak için önemli bir fırsat sundu.

Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında, 6 yıllık bir aradan sonra ABD Başkanı Donald Trump’la hem bölgesel meseleleri hem de F-35 ile F-16 Blok 70 uçaklarının alımı konusunda olumlu ve verimli bir görüşme yaptığı duyurdu. Ancak kuşkusuz en verimli görüşme Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile gerçekleşti.

Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkiler uzun süre gerilimlerle doluydu. Zira Fransa, uzun süre bölücü terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD/YPG’ye destek verirken, Libya’da da Türkiye’ye karşı gayrimeşru güçleri destekliyordu. Ankara ise Birleşmiş Milletler tarafından meşru yönetim olarak tanınan Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac’ı desteklerken, Fransa Halife Hafter’i savunuyordu.

Yakınlaştıran konular

Londra’da düzenlenen NATO zirvesi öncesinde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İttifak’ı “beyin ölümü gerçekleşmiş bir kurum” olarak tanımlaması veya Doğu Akdeniz’de Fransız Le Courbet firkateyninin Oruç Reis fırkateyni tarafından radar kilidine alındığına yönelik iddialar, Paris ile Ankara arasında gerilimin tırmanmasına neden olmuştu. Buna rağmen, Erdoğan ile Macron telefon diplomasisine hiçbir zaman son vermedi; görüş ayrılıklarına rağmen diyalog ve uzlaşı arayışı içinde kaldı.

Sonunda dünya gündemine damga vuran iki dış politika gelişmesi, Fransa ile Türkiye arasındaki doğal yakınlık ilişkisini ivmelendirdi. Nitekim İsrail’in Gazze’de uyguladığı ve insani felakete neden olan politikası, sadece Türkiye’nin değil, Fransa’nın da sert tepkisine yol açtı. Filistin’in bağımsızlığını tanıma sürecine hazırlanan Fransa, bu açıdan Türkiye ile aynı çizgiyi izliyor. Keza İsrail’in İran’a gerçekleştirdiği askeri harekât konusunda da Paris ile Ankara arasında önemli bir görüş birliği bulunuyor.

İki ülke de İran’da rejimin silah zoruyla değişmemesi gerektiğini vurgularken, İran’ın nükleer zenginleştirme programına son vermesinin tek yolunun diplomasi ve müzakere olduğunu hatırlattı.

Sıcak bir görüşme

Bu çerçevede Lahey’deki NATO zirvesinde ikili görüşme gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Macron, öngörülenin aksine, son derece sıcak ve uzun bir görüşme yaptı.

Milliyet’e bilgi veren Fransız diplomatik kaynaklar, Macron’un Türkiye’nin İran konusundaki tutumu, terörle mücadele söylemi ve müttefikler arasında savunma sanayi satışlarındaki engellerin kaldırılması yönündeki görüşleriyle tamamen örtüştüğünü ifade etti. Aynı kaynaklar, Erdoğan ile Macron’un oldukça samimi bir atmosferde görüştüklerini ve savunma sanayiinde iş birliğini güçlendirme konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.

Ayrıca Macron’un, zirve sırasında müttefiklerin savunma harcamalarını GSYİH’lerinin yüzde 5’ine çıkarmaları gerektiğini savunurken, silah alımlarının yalnızca ABD’den değil, Avrupa’dan da yapılmasını vurguladığına dikkat çektiler. Bu bağlamda Gazze’de yaşanan insanlık dramı ile İsrail-İran geriliminin, Paris ile Ankara’yı yakınlaştırdığı belirtiliyor. Diplomatik gözlemcilere göre, iki ülke Fransız-İtalyan yapımı Eurosam tipi hava savunma sistemlerinin geliştirilmesi ve ortak üretimi konusunda önemli bir ivme yakalayabilir.

Almanya’dan istek var, adım yok!

NATO zirvesi kapsamında Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile de görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin iki ülke arasındaki savunma iş birliğini ivmelendirmek istediğini yineledi. Nitekim Eurofighter savaş uçaklarının alımı için Almanya’nın da onayını bekleyen Türkiye, İngiltere’nin “yeşil ışık” yakmasına rağmen Berlin’den henüz yanıt alamadı. Almanya’nın eski başbakanı Olaf Scholz’un görevinden ayrılmadan kısa süre önce Eurofighter satışını “son dakika” iptal etmesi, Ankara’da hayal kırıklığı yaratmıştı.

Ancak göreve gelir gelmez bu satışa olumlu baktığını açıklayan Başbakan Merz, NATO Genel Sekreteri ile yaptığı ortak basın toplantısına rağmen henüz somut bir adım atmadı. Eurofighter satışına siyasi irade gösterdiğini söyleyen Merz’in, buna rağmen süreci yavaşlatmasının nedeni merak konusu. Merz hükümetine yakın kaynaklar, koalisyon ortağı Sosyal Demokratların bu satışa sıcak bakmadığını, dolayısıyla Merz’in hassas dengeler içindeki koalisyonu bozmadan bu kararı alma yollarını aradığını ifade ediyor.

“Kötü komşu ev sahibi yapar” misali, Almanya Eurofighter’lar konusunda karar alana kadar Ankara muhtemelen F-16 Blok 70’leri envantere katmış, hatta Milli Muharip Uçak (MMU) projesinde test sürecini tamamlayıp üretime geçmiş olacak. Her zaman olduğu gibi, Almanya’nın Türkiye konusundaki “kompleksi” henüz aşılamadı.