31 Mart seçimleri sonrası demokrasi, ‘demos-kratos’ ayrışması ışığında okunmalı.
Anayasal olarak “iktidar ve anamuhalefet partisi” yerine, “en fazla üyeye sahip iki parti” nitelemesi (2017 Değ.) de “toplum-yasama-anayasa” ilişkilerini yeniden tasarımda kullanılmalı.
DEMOS MEŞRULUĞU
AKP ve CHP, TBMM’de “en fazla üyeye sahip iki parti”. 31 Mart seçimleri, halk ve temsili organ (demos/kratos) arasında şöyle bir farklılaşma yarattı:
CHP’yi birinci parti yapan halk, AKP’yi ikinciliğe düşürdü.
Demos (halk) değişikliği, kratos (iktidar)’a yansımadı; çünkü hükümet ve siyasal sorumluluk, 2017’de kaldırıldı.
Bu ayrışma, iktidar-muhalefet ilişkisini yeniden kurgulama fırsatı da yarattı. CHP, demos adına 1. Parti sıfatını TBMM etkinliklerinin her aşamasında kullanmalı. Temsili organda Cumhur İttifakı’nın sayısal üstünlüğü karşısında, güçlü bir demokratik meşruluk dayanağı var CHP’nin.
Sayı üstünlüğünü haklılık ölçütü olarak kullanan ve “Yaptığımızı doğru bulduğu için seçmen bize oy veriyor, yasama tercihlerinde ölçümüz seçmen tercihi” vb AKP söylemleri, demokratik meşruluk temelinde artık kullanılamaz. Yasama sürecinde, sürekli “Anayasa’ya saygı” testinden geçirilmesi gereken Cumhur İttifakı’nın 2017 kurgusunun amacı ile bağdaşmadığı gibi TBMM için ters kelepçe işlevi gördüğü, artık daha sık ve yüksek sesle dillendirilmeli.
YASAMA KUŞATMASI
Bu çerçevede, yasa önerileri üzerinde komisyon öncesi, komisyon aşaması, genel kurul, Anayasa Mahkemesi süreci olmak üzere, yapılması gerekenler üzerine “TBMM İçtüzüğü” nü yeniden okuma gereği açık.
Komisyonlar: tam kadro ve sürekli katılmak, Anayasallık ön incelemesi, torba ve hızlı yasa uygulamasına karşı çıkmak, ikili ve/ya üçlü etki analizi istemek, kuşatıcı muhalefet şerhi yazmak…
Genel Kurul: İlgili Komisyon üyeleri olarak sürekli ve eksiksiz katılmak, torba yasaları temel kanun gibi görüşme dayatmasına karşı çıkmak, yasa önerisi üzerinde eksiksiz konuşmak, geri çekilen maddelerin son dakika değişiklikleri ile eklenmesine karşı uyanık olmak; bir de komisyonlar arası torbalara sokuşturularak ‘gizlenen’ torba yasa maddelerini teşhir için özel bir izleme komitesi kurmak.
Anayasa’ya saygı ve demokratik anayasa değişiklik hedefi ile de tutarlılık adına, nitelikli yasama için etkili yasama süreci, muhalefet olarak adlandırılmamalı; tam tersine, tabanda birinci olan Parti’nin önermesi, ön alması, seçenek üretmesi, halka yönelik güçlü ve sistematik bir söylem oluşturması, TBMM’de DEM P., İyiP, Saadet P., TİP demokratik yelpazesi ile kucaklayıcı bir ortak bir direnme zemini oluşturma çalışmalarını da kapsamına alması, nitelikli yasama yol haritası için belirleyici olmalı.
ÖNERİCİ VE ÖNALICI
27. dönemde deneyimlediğimiz opposition (muhalefet) yerine proposition (önerme) yaklaşımını Sn. Özgür Özel, şimdi 1. Parti Genel Başkanı olarak sistematik ve sürekli bir uygulamaya dönüştürebilir.
AYM’nin fazla gecikmeli olarak ve kısmen de olsa iptal ettiği CBK-1 ve KHK-703 üzerine, 1. Parti’nin söylem ve eylemlerinin haklılığını pekiştirici yasama yol haritası da belirlenmeli.
‘Toplum-yasama-anayasa’ ilişkisindeki yeni kurgu, Cumhur İttifakının “İnsan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet” ikiyüzlülüğünü de teşhir etme vesilesi olmalı.
DEZENFORMASYON VE TUZAK
Nitelikli yasa ereğinde yasama işbirliğini Anayasa’ya ve kamu yararına uygunluk açısından bilgi temelinde geliştirmek, öncelikle, tematik toplantılar olarak toplumla inşa edilmekte olan demokratik siyasetin inandırıcılığı bakımından çok önemli.
Sonra, Anayasa’ya saygı ve demokratik Anayasa değişikliği hedefi için gerekli. Bu çerçevede, TBMM’nin Anayasal dezenformasyona alet edilmesine de karşı çıkılmalı.
Nihayet, ‘hukuka çağrı’ yolunda yürütülmeye çalışılan müzakereler için de nitelikli yasama ciddiyeti önemli.
Bu yolda, 2017 kurgusunu aşmaya odaklanmak ve CB adayı tuzağına asla düşmemek de, izlenmesi gereken yol ve yöntemin ne denli duyarlı bir konu olduğunu doğruluyor.