Hazine ve Maliye Bakanı’mız X’ten bir mesaj paylaştı: “Vergi kayıp ve kaçağıyla etkin mücadelemiz devam ediyor. Vatandaşlarımızın daha kolay ve hızlı bir şekilde ihbarda bulunabilmeleri için Gelir İdaresi Başkanlığımız yeni kanalları devreye aldı. İhbarlara yönelik yapılacak vergi incelemesi sonucu ihbarda verilen bilgiye istinaden tespit edilen vergi ve vergi kaybı cezasının yüzde 10’u tutarında ihbar ikramiyesi ödenebilecektir.”
Anadolu Ajansı (AA) ekonomi finans servisi de bir iki dakika sonra şöyle bir haber geçti: “Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi kaçağıyla mücadelede yeni sistemi duyurdu. Vatandaşların ihbarda bulunabileceği kanallar güncellendi.
WhatsApp, X ve Instagram gibi sosyal medya platformlarından da ihbar yapılabilecek. Söz konusu ihbarlara belli kurallar dahilinde ikramiye de verilecek.”
Konunun tabii ki iki yanı var… Birinci boyutu, kayıp ve kaçağın, haksız rekabetin, sahtekârlığın engellenmesi. İkinci boyut ise her an ‘fitne’ tehlikesini taşıyabilecek, halk arasında ‘gammazlama’, ‘muhbirlik yapma’, ‘müzevirlik’ gibi aşağılayıcı kavramlarla özdeşleştirilebilecek bir ahlaki soysuzluğu tetikleyebilmesi.
İkinci ihtimal, yüzde 1 oranında bile olsa çok vahimdir. Flightradar24’e göre, herhangi bir anda gökyüzünde, 8 bin ila 20 bin arasında uçak bulunduğu söylenir. Bunların günde yüzde 1’i düşse 80 ila 200 arasında uçak düşecek demektir… Yani, yüzde 1 çok büyük rakamdır…
Bunu engellemenin bir tek yolu vardır. O da ‘asılsız ihbar’a niyetlenenleri caydırmak için ağır cezalar konmasıdır. İhbarın gerçek olmaması durumunda uygulanacak cezanın, Sayın Bakan’ın açıkladığı alınacak yüzde 10’luk ödülün en az 10 katı olması lazım… Sayın Şimşek’in açıklaması ve AA’nın haberinde bu hususa yer verilmemesinin basit bir eksiklik olduğuna inanmak istiyoruz. Yoksa çok majör bir hata olurdu.
Günün sözü
“O iftirayı atanlar içinizden bir gruptur. Bunun sizin için kötü olduğunu sanmayın, aksine bu hakkınızda hayırlıdır. Onların her biri işlediği günahı yüklenecektir. İçlerinden günahın büyüğünü üstlenen için ise büyük bir azap vardır.”
Nur Suresi, 11. Ayet, Diyanet İşleri meali
İletişim Aklı (4):
İletişim Aklı şunu söyler: “Fazla olan yanlıştır…” Bu, bir hafta içinde servis edilen basın bülteni sayısından etkinliklerde yer alan sözcü sayısına ve krize verilecek tepkinin boyutlarına kadar her alan için geçerlidir.
İletişim Aklı, görselliği yalnızca tasarım işlerinde yönetmez; ofis ortamının, markayı temsil eden her çalışanın giyim kuşamının, hatta yüz ifadesinin algılanma üzerinde etkili olduğunu bilir.
İletişim Aklı, olgular kadar algıları da yönetmesi gerektiğini bilir. Çünkü somut durum ne olursa olsun insanlar için gerçek, algıladıklarından ibarettir.
Gözümüze takılanlar…
Aslında her iş ve iletişim kuruluşunun başına gelebilecek bir olay… Ancak, etkinlik yönetimi için söylenen bir deyiş vardır; burada da çalışmış: “Etkinlikte, 100 üzerinden 99 alarak sınıfta kalırsınız.” Google, bir yemek düzenliyor ve basının üst düzey yöneticilerini davet ediyor. Bir ekonomi yayının Yönetim Kurulu Başkanı kendi yerine yine üst düzey gazeteci bir arkadaşını görevlendiriyor. Fakat bu kişiyi “Davet isme özeldir” diye içeri almıyorlar. Konu, Ekonomi Gazetecileri Derneği’ne (EGD) yansıyor. Dernek de özgürlüklerden giriyor, hadsizlikten çıkıyor ve zehir zıkkım bir açıklamayla hem Google’ı hem de etkinliği düzenleyen PR ajansını eleştiriyor. PR ajansı da bir açıklama yaparak “Bu davette, ‘gazetecinin içeriye alınmaması’ şeklinde bir durum gerçekleşmediği gibi basın özgürlüğüne tehdit tanımını kabul etmemiz de kesinlikle mümkün değildir” diyor ve EGD açıklama yapmadan önce keşke bizim de konuyla ilgili görüşümüzü alsaydı diye serzenişte bulunarak kendini savunuyor... Vaka gibi vaka! 1. Ekonomi yayının reaksiyonu ve EGD’nin açıklamasındaki hassasiyeti anlamamak mümkün değildir. 2. Bu eleştirinin bir numaralı muhatabı PR ajansı değil, Google’dır. Cevabı onun vermesi yerinde olurdu. 3. Bu tür olaylarda esneklik her zaman zülfüyârı da etkinliği de itibarı da kurtarır. 4. Anglosaksonların deyişiyle “My words against yours” (Benim sözüme karşı seninki) durumu, ilk kim konuştuysa ona yarar. 5. Verilen cevabın şiddeti (Bkz. İletişim Aklı), olayın verdiği hasardan fazla olursa krizi büyütürsünüz.
Anavarza Bal ve Migros, arıcılara “İyi Tarım Uygulamaları” ve “Doğru Arıcılık Eğitimleri” veriyormuş. Eğitimleri tamamlayan 100 arı yetiştiricisine arıcılık başlangıç seti hediye edilecekmiş (Fatih Kalkan, Lobby). Dünyadaki yaşamın büyük kısmı arılara bağlı olduğu söyleniyor… O nedenle arıcılığın, korunması, geliştirilmesi için yapılan her hamle çok önemli.
Türkiye Zekâ Vakfı, her yıl “Türkiye Okullar Arası Zekâ Oyunları Şampiyonası” düzenliyormuş. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), TÜBİTAK ve ODTÜ projeyi destekliyormuş. Şampiyonanın 5.’si için ödül töreni MEB Şura Salonu’nda yapılmış. Birinci sınıftan 12. sınıfa kadar her seviyede ilk üçe giren öğrenciler ve onları yetiştiren okullar madalyalarını almışlar. Bilimde, teknolojide, sanatta ve hayatın her alanında gösterecekleri üstün başarıları heyecanla beklediğimiz öğrencileri, onları yetiştiren aileleri, öğretmenleri ve Türkiye Zekâ Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı’yı kutluyoruz.