Audi A8 ve Ali Erbaş

ALİ Erbaş’la ilgili son günlerde şu üç haber dolaşımda:

HABER BİR: CV’sinde iyi derecede Arapça bildiği yazıldığı halde bir Arapça röportajda tercüman kullanması haberi.

*

HABER İKİ: Dua ederken dua metnini avucunun içine yazması ve duayı avucunun içine yazılanlara bakarak okuması haberi.

*

- HABER ÜÇ: Kendisine makam otomobili olarak 15 milyon lira değerinde Audi A8 otomobili istediğine dair iddia.

*

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, şu ana kadar bu üç konuyla ilgili de herhangi bir açıklama yapmış değil.

*

“Arapça bilip bilmemek” ve “dua ederken avuca yazılanlara bakmak”konuları da tabii ki önemli.

Ama şu Audi A8 iddiası, asla yenilip yutulacak cinsten değil.

*

Devlet, bir tasarruf fırtınası estirmeye hazırlanırken tasarrufun ruhunu en iyi kavraması gereken makamdaki isim, gerçekten de piyasanın en pahalı otomobillerinden birine tamah etmiş midir?

*

Ali Erbaş’ın özellikle Audi A8 konusunu suskunlukla geçiştirmeye hakkı yok.

Çünkü bu konu...

- Ekonomide izlenen politikaları.

- Şatafat ve israf tartışmalarını. 

- Tasarruf hamlelerini. 

- AK Parti’nin aşınması meselesini.

- Seçimlerde alınan sonuçları.

- Dindarların inandırıcılığını. 

- Dinin yıpranması konusunu.

Çok yakından ilgilendirmekte.

*

Eğer konu sadece Ali Erbaş konusu olsaydı, “Bu Ali Erbaş’ın kişisel krizidir ve herkesin kişisel krizi kendinedir” der geçerdim.

Ama söz konusu “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş” olunca işin rengi değişiyor.

*

Ali Erbaş bu haberlerle ilgili suskunluğunu bozmalı.

Çünkü o sustukça aşınan, hırpalanan, yıpranan şeylerin boyutu, Ali Erbaş’ın boyutunu çok ama çok aşıyor.

DİYANET, ALERJİ VE GEREKSİZ BİR HATIRLATMA

TÜRKİYE’de içinde “Diyanet” geçen her şeye karşı alerji duyan tipler var.

Bu tipler...

Olumsuz bir Diyanet haberine gözü kapalı inanıyorlar. Olumlu bir Diyanet haberine ise imkânı yok inanmıyorlar.

*

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da ‘Diyanet’e alerji duyan tiplerin hedefindeki bir isim.

Bu zamana kadar Ali Erbaş, sayısız uydurma haberin hedefi haline geldi.

*

Benim Ali Erbaş’la ilgili herhangi bir alerjiye sahip olmadığımı bilmem hatırlatmama gerek var mı?

ERDOĞAN / BAHÇELİ

BUGÜNKÜ Bahçeli / Erdoğan görüşmesinden yola çıkarak şu saptamayı yapmak mümkündür sanırım:

Bu iki ismin siyasi ilişkisi üzerine...

Büyük laflar etmeden, büyük komplolar kurmadan, büyük iddialar ortaya atmadan önce bin kere düşünmek gerekir.

Çünkü çok kısa bir sürede tüm iddialar, tüm komplolar, tüm büyük konuşmalar küt diye çöp olup gidiyor.

DEMİRKUBUZ HAKLI GALİBA

NURİ Bilge Ceylan’ın eşi Ebru Ceylan, Cannes Film Festivali’nin jürisinde yer alacakmış.

*

Zeki Demirkubuz’un Nuri Bilge ile Cannes arasındaki ilişki biçimine yönelik ortaya attığı tüm tezler doğru galiba.

*

Cannes / Nuri Bilge ilişkisi, resmen ailevi bir ilişkiye dönüşmüş durumda.

DÖRT KOMEDYEN

CEM YILMAZ: Sosyal medyanın aşındırıcı gücü, kendisini resmen pençesine almış durumda. Buradan da komedi yerine bir trajedi çıkacak gibi.

*

ATA DEMİRER: Polemiğe girmiyor, efendiliğini koruyor, dikkat çekme çabasında değil, orta yaş krizi yaşamıyor. Kısacası iddiası iddiasızlığında.

*

ŞAHAN GÖKBAKAR: Esprisini en iyi bildiği alanlardan kurduğunda maşallah gayet iyi. Ancak esprisini politika gibi bilmediği alana kaydırdığında yıpranıyor.

*

HASAN CAN KAYA: Başkalarını konuşturarak komik olmak da zorlu bir iştir. Kolay olsa herkes yapardı. Bu yüzden küçümsenmeye kalkışılması çok saçma.

SERTAB / RAFET

MERAK BİR: Sertab Erener ile Rafet El Roman’ın estetik operasyon sonrası birbirine benzemesi bir tek benim mi ilgimi çekiyor?

*

MERAK İKİ: Bu iki ismin aynı estetik cerrahın operasyonuna maruz kalıp kalmadığını bir tek ben mi merak ediyorum?

HAVALAR NEDEN GÜZEL

- Soba yakmana gerek yok. Çünkü o kadar da üşümüyorsun.

- Klima çalıştırmana gerek yok. Çünkü klimatize bir ortamda gibisin.

- Mont giyemeden yaz geldi demene gerek yok. Çünkü giyebiliyorsun.

- “Esmiyor, esmiyor” diye inlemene gerek yok. Çünkü terlemiyorsun.

KAYBEDE KAYBEDE KAZANMAYI ÖĞRENMEK 

CHP Lideri Özgür Özel şöyle demiş:

*

“Kaybede kaybede kazanmayı öğrendik.”

*

AK Parti’nin de şöyle demesi gerekiyor:

*

“Kaybede kaybede kazanmayı öğrenenlerin neleri öğrendiklerini öğrenmek zorundayız.”