“Yerli otomobil” TOGG, 2023 genel seçimlerinde AK Partinin en önemli propaganda malzemelerinden biriydi. Şehir meydanlarında, belediyelerin önünde, büyük alışveriş merkezlerinde sergilediler. Dönemin bakanları, her gün bir bakan, mesela Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Tarım Bakanı Vahit Kirişçi, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu (bu kadar örnek yeter) sosyal medya hesaplarından “Türkiye Yüzyılı’na TOGG” yakışır hashtaglarıyla, makam aracı olarak TOGG kullanmaya başladıklarını duyurarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a büyük bir hayali gerçekleştirdiği için şükranlarını sunmuşlardı.

İktidar yoğun bir propaganda bombardımanı yapmıştı. En unutulmaz olanlardan biri de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in TOGG ile ilk yerli ve otomobilimiz Devrim’in imal edildiği Eskişehir’e doğru yola çıkmasının bütün televizyonlar tarafından son dakika haberi olarak verilmesiydi.

TOGG’un tanıtım töreni de unutulmaz sahnelerden biriydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurdelasını kestiği TOGG’un duasını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, en görkemli cübbesiyle yapmıştı. Erbaş’ın TOGG töreninde dua etmesi de elbette ki AK Partinin seçim propagandasıydı.

Benim bu yazıyı yazma sebebim de tam olarak bu, Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş. İlginç bir Diyanet İşleri Başkanımız var, en basit Arapça konuşmayı anlamıyor, çok çok basit bir soruya tercümandan yardım istiyor ama biyografisinde Arapçayı da en iyi şekilde bildiği yazıyor. Neyse bu ayrıca bir yazı konusu.

Dün KARAR’ın manşetindeydi Ali Erbaş. Meğerse Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş da seçim döneminde TOGG’lu fotoğraflar veren, makam aracı olarak TOGG kullanacağını açıklayan iktidarın bakanları gibi TOGG’u garaja çekmiş, üstünü kapatmış. Makam aracı olarak tercihi duasını yaptığı yerli ve milli arabamız 1,5 milyonluk TOGG olmamış. Kendisine 15 milyon TL’lik Audi A8 istemiş.

Elbette kendisi için istemiyordur değil mi Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş?! Kesinlikle temsil ettiği makamın itibarını korumak için binmek istiyordur 15 milyon TL’lik aracı! Koskoca Diyanet’i temsil ediyor, itibardan tasarruf edecek hali yok ya!

Devletimize yok yoksul, fakir, ezik mi dedirtsin?!

Hay Allah!

Cümleler tanıdık geldi değil mi, gelir, kamu kaynaklarını hoyratça harcayan, milyonlarca liralık makam araçları aldıran, devlet imkanlarıyla kendilerine konfor düzeni kuran iktidar yetkilerinin kendilerini savunma cümleleri o yüzden tanıdık geliyor!

***

Mevzu şu: Hazine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı “kamuda tasarruf” uyarılarına rağmen Diyanet İşleri Başkanının 15 milyon liralık makam arabası istemesi bir hayli enteresan.

Anadolu Ajansı 17 Temmuz 2023 tarihinde Maliye Bakanı Şimşek kamu kurumlarına kendi imzasıyla, deprem kaynaklı maliyetler haricindeki tüm harcamalarda tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin “tasarruf tedbirleri” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesinin de yayımlandığını hatırlatan bir genelge gönderdiğini duyurmuştu.

Bakan Şimşek 16 Ocak 2024 tarihinde İçişleri Bakanlığının düzenlediği Valiler Toplantısında, 81 ilin valisine devletin içinde bulunduğu hali anlatmış, kamuda tasarruf uyarısında bulunmuştu:

“Tasarruf tedbirleri bütün bakanlıklar için önemli ama valilerimiz için daha önemli. Hepiniz tasarruf tedbirlerine uymakla mükellefsiniz. 2024 yılında biz bütçeye tam uyarsak bile 2,7 trilyon lira açık vereceğiz. O açığı nasıl finanse edeceğiz. Borçla. Borçla finanse etmek demek yüksek faiz sürecinde memleketin imkanlarının hizmet yerine faize gitmesi demektir. Harcadığımız para babamızın parası değil, milletin parası. Makam araçlarınızı satıp TOGG alabilirsiniz.”

Bakan Şimşek haklı, kamu yetkileri babalarının parasını harcamıyor, harcadıkları bizlerin parası.

Bakan Şimşek’in bu konuşmasını Diyanet İşleri Başkanı bilmiyor olabilir mi? Ya da tasarruf genelgesi Diyanet İşlerine gönderilmemiş olabilir mi?

Cumhurbaşkanlığının tasarruf genelgesi Diyanet İşleri Başkanlığını kapsamıyor olabilir mi?

Elbette ki bütün bu soruların cevabı hayır.

Ne düşündü acaba Sayın Ali Erbaş?

Bakanlar TOGG’u garaja koydularsa, onlar binmiyorsa ben niye bineyim diye mi düşündü?

Benim bakanlardan neyim eksik, onlar milyonluk makam arabasına biniyorsa benim niye Audi A8’im olmasın mı dedi?

***

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bu israf sistemin sadece bir parçası sadece!

Asıl mesele Diyanet İşleri Başkanının nezdinde bir kez daha ortaya çıkan, toplumla iktidarı siyah ve beyaz gibi ayıran acımasızlığın, adaletsizliğin fotoğrafı. 

Bir yanda evine ekmek almakta zorlanan halk. Bir yanda vatandaşın halini anlamakta zorlanacak kadar konforun içinde yaşayan iktidar ve cenahı.

Devletin itibarını şatafatta arayan… Aslında normal hayatlarında, kendi yetenek ve imkanlarıyla asla ulaşamayacakları konforu sağlamak için kullandıkları kamu kaynaklarını “devlet itibarı” argümanıyla maskeliyorlar, meşrulaştırıyorlar demek daha doğru.

Çünkü bir devlete itibar sağlayacak olan ne şatafatlı kamu binalarıdır, ne kamu makamında oturanların bindikleri milyonluk makam araçlarıdır ne de makam uçak filolarıdır.

Devlet yetkililerin milyon dolarlık arabayla gezdiği ama yönettiği vatandaşının evine ekmek götürmekte zorlandığı bir ülke itibarlı, büyük, güçlü bir ülke midir?

Dünya sefalet endeksinde Venezuela’yı bile geçen, sefalet sıralamasında 5. olan bir ülke itibarlı bir ülke midir?

***

Diyanet İşleri Başkanının 15 milyon liralık arabaya bindiği ama camiye giden vatandaşlarının ayağına ayakkabı almakta zorlandığı bir ülke nasıl bir ülkedir?

Dışarıdan o ülkeye bakanlar neye bakarak karar verirler?

Diyanet İşleri Başkanının arabasına mı, camiye giden vatandaşların üzerindeki elbiselerine, ayağındaki ayakkabılarına mı?

Dünyanın en büyük adalet saraylarını yapmak o ülkeyi adaletli bir ülke yapar mı? Hukuk devleti yapar mı?

Türkiye dünya hukuk sıralamasında kaçıncı sırada?

İktidar partisi siyasetçilerinin, bürokratlarının üç beş maaş aldığı ama yönettiği halktan her üç kişiden birinin işsiz olduğu bir ülke nasıl bir ülkedir?

Türkiye dünya refah endeksinde kaçıncı sırada?

Dünyada enflasyon oranı en yüksek ülke Türkiye… Yolsuzluk Algı Endeksinde ülkemiz bir yılda 14 sıra birden gerileyerek 115’inci oldu.

Bir ülkeye itibar sağlayacak bütün başlıklarda Türkiye gerilerde.

Türkiye İsrafı Önleme Vakfının açıkladığı yıllık israf raporuna göre en büyük israf devletteymiş. Devletimiz Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini israf ediyormuş.

Yeniden TOGG konusunda dönecek olursak. Bir ülkenin marka değerini yükseltmesi için yerli ve milli markalarına ihtiyaç var. Bir markaya prestij sağlayacak olan da en önce o markanın kendi ülkesinde kullanılmasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan TOGG tanıtım töreninde “TOGG, prestijli bir Türk markası olarak dünyanın birçok ülkesinde yolları süsleyecektir” demişti.

İktidarın bakanlarının, kamu kurum yöneticilerinin kullanmadığı bir markayı dünyanın birçok ülkesi neden kullansın ki?!

Diyanet İşleri Başkanı Diyanet’e verilen Togg’u garaja çekmiş, kullanmıyor… Makam aracı olarak Togg kullanan kaç bakan var? Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan makam aracı olarak Togg’u kullanıyor mu? 

“Domestic automobile” TOGG was one of the most important propaganda materials of the AK Party in the 2023 general elections. They exhibited it in city squares, in front of municipalities, and in large shopping malls. Ministers of the period, one minister every day, for example, Minister of Justice Bekir Bozdağ, Minister of Agriculture Vahit Kirişçi, Minister of Culture and Tourism Mehmet Nuri Ersoy, Minister of Internal Affairs Süleyman Soylu, Minister of National Education Mahmut Özer, Minister of Youth and Sports Mehmet Kasapoğlu (enough examples). They expressed their gratitude to President Erdoğan for making a big dream come true by announcing that they started using TOGG as a tool of authority, with the hashtags " TOGG for the Century of Turkey " on their social media accounts .

The government carried out an intense propaganda bombardment. One of the most memorable ones was the breaking news on all television channels that the Minister of Energy and Natural Resources, Fatih Dönmez, was heading to Eskişehir with TOGG, where our first domestic car, Devrim, was manufactured.

TOGG's launch ceremony was also one of the unforgettable scenes. The President of Religious Affairs, Ali Erbaş, made the prayer for TOGG, whose ribbon was cut by President Erdoğan, in his most magnificent robe. Erbaş's prayer at the TOGG ceremony was, of course, election propaganda of the AK Party.

This is exactly the reason why I wrote this article, our President of Religious Affairs, Ali Erbaş. We have an interesting President of Religious Affairs, he does not understand the simplest Arabic conversation, he asks the translator for help with a very simple question, but it is written in his biography that he knows Arabic best. Anyway, this is the subject of another article.

Ali Erbaş was in the headline of DECISION yesterday. It turns out that our President of Religious Affairs, Ali Erbaş, took TOGG to the garage and covered it up, just like the ministers of the government who gave photos with TOGG during the election period and announced that they would use TOGG as their official vehicle. Our local and national car, which he prayed for as his official vehicle, was not TOGG, worth 1.5 million. He wanted an Audi A8 worth 15 million TL.

Of course he doesn't want it for himself, right? President of Religious Affairs Ali Erbaş?! He definitely wants to get into the 15 million TL vehicle to protect the reputation of the office he represents! He represents the entire Diyanet, he is in no mood to save his reputation!

Should he make our state say no, poor, poor, loser?!

Gosh!

The sentences sound familiar, don't they? That's why the sentences of self-defense of those in power who waste public resources recklessly, buy official vehicles worth millions of lira, and establish comfort for themselves with state resources seem familiar!

***

The issue is this: It is quite interesting that the President of Religious Affairs requests a 15 million lira official car, despite the "public savings" warnings made by Treasury and Finance Minister Mehmet Şimşek .

Anadolu Agency On July 17, 2023, Minister of Finance Şimşek announced that he sent a circular to public institutions with his signature, reminding that the Presidential Circular on "saving measures" regarding saving in all expenses except earthquake-related costs, reducing bureaucratic procedures, and effective, economical and efficient use of public resources was also published. .

At the Governors' Meeting organized by the Ministry of Internal Affairs on January 16, 2024, Minister Şimşek explained the state of the state to the governors of 81 provinces and warned about savings in the public sector:

“Saving measures are important for all ministries, but they are more important for our governors. You are all obliged to comply with the savings measures. Even if we fully comply with the budget in 2024, we will have a deficit of 2.7 trillion lira. How will we finance that deficit? With debt. Financing with debt means that in the process of high interest rates, the country's resources are spent on interest instead of services. The money we spend is not our father's money, it is the nation's money. "You can sell your official vehicles and buy TOGG."

Minister Şimşek is right, public authorities do not spend their father's money, what they spend is our money.

Could it be that the President of Religious Affairs does not know this speech of Minister Şimşek? Or could it be that the savings circular was not sent to the Religious Affairs Directorate?

Could it be that the Presidential savings circular does not include the Presidency of Religious Affairs?

Of course, the answer to all these questions is no.

I wonder what Mr. Ali Erbaş thought?

Did the ministers think that if they put TOGG in the garage, why should I ride it if they don't?

What do I lack from the ministers? If they can drive a million-dollar official car, why can't I have an Audi A8?

***

President of Religious Affairs Ali Erbaş is just a part of this wasteful system!

The real issue is the picture of cruelty and injustice that has emerged once again in the eyes of the President of Religious Affairs, separating the society and the government like black and white.

On the one hand, people who have difficulty buying bread for their homes. On the one hand, the government and its supporters live in such comfort that it is difficult to understand the state of the citizens.

Those who seek the state's reputation in ostentation... In fact, it is more accurate to say that they mask and legitimize the public resources they use to provide comfort that they can never achieve in their normal lives with their own abilities and means, with the argument of " state reputation ".

Because what gives prestige to a state is neither the ostentatious public buildings, nor the million-dollar official vehicles ridden by those in public office, nor the fleets of official aircraft.

Is a country where state officials drive around in million-dollar cars but have difficulty bringing bread to the homes of the citizens they govern, a reputable, big and powerful country?

Is a country that surpasses even Venezuela in the world misery index and ranks 5th in the misery ranking a reputable country?

***

What kind of a country is a country where the President of Religious Affairs drives a 15 million lira car, but its citizens who go to the mosque have difficulty buying shoes? 

What do those looking at that country from outside make their decisions?

The car of the President of Religious Affairs, the clothes and shoes of the citizens going to the mosque?

Does building the world's largest palaces of justice make that country a just country? Does the rule of law do it?

Where does Türkiye rank in the world law rankings?

What kind of a country is a country where the politicians and bureaucrats of the ruling party receive a modest salary, but one in every three of the people they govern is unemployed?

Where does Türkiye rank in the world welfare index?

Turkey has the highest inflation rate in the world... Our country fell 14 places in one year in the Corruption Perception Index and ranked 115th.

Türkiye is behind in all aspects that would give a country credibility.

According to the annual waste report announced by the Turkish Waste Prevention Foundation, the biggest waste is in the state. Our state was wasting approximately 15 percent of Türkiye's national income.

Going back to TOGG again. In order for a country to increase its brand value, local and national brands are needed. What will give prestige to a brand is the use of that brand in its own country.

President Erdoğan said at the TOGG launch ceremony, "TOGG, as a prestigious Turkish brand, will decorate the roads in many countries of the world . "

Why would many countries in the world use a brand that the government's ministers and public institution managers do not use?!

The President of Religious Affairs has taken the Togg given to Religious Affairs to the garage and does not use it... How many ministers use Togg as their official vehicle? For example, does President Erdoğan use Togg as his official vehicle?