Bir hadise var can (MHP) ile canan (AK Parti) arasında da Bahçeli şarkı sözleriyle bunun mesajını mı veriyor?…

Henüz bir seçimi geride bırakalı bir ay bile olmadı biliyorum, fakat yine de sandıktan çıkan sonuca vatandaşların nasıl tepki verdiklerini ve aradan geçen sürede seçmenlerin tercihlerinde değişiklik meydana gelip gelmediğini merak etmekten kendimi alamıyorum.

Karşıma 20-22 Nisan tarihlerinde yapılmış bir kamuoyu araştırması çıktı. Daha ilk sorusuyla merakımı giderecek kapsamlı bir araştırma…

İlk soru şu: “Bugün milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz?”

Önce cevap vermeyen veya kararsız olduğunu söyleyenlerin oranına baktım. [Sebebini biraz sonra açıklayacağım.]

Neredeyse en fazla oy verilecek partinin oyuna yakın bir oran -%22.7- kararsız olduğunu söylemiş veya “Hiçbirine” cevabını vermiş…

En fazla oy alabilecek parti %26.6 oranıyla CHP…

Onu AK Parti takip ediyor; oranı %25.1…

Artlarından sırasıyla DEM Parti (%7.7), MHP (%7), Yeniden Refah (%4.3), Zafer Partisi (3.1) ve İYİ Parti (2.3) geliyor… Diğer partilerin toplam oyu %1.2…

Reklam

Oylarını açıklamayanlar bir tarafa bırakıldığında, sıralama son yerel seçimdekine yakın görünüyor.

Genel hatlarıyla seçmenlerin bir ay önceki tercihleri yerli yerinde duruyor.

Kendilerine hitap edecek bir parti göremeyenler “Hiçbiri” demiş veya kararsız olduğunu söylemiş…

Bir yıl öncesine kadar İYİ Parti’nin doldurabileceği sanılan yerdi o tür seçmenin tercihi; şimdi oyu iyice gerileyen İYİ Parti’nin boşalttığı o yer hala boş, öyle anlaşılıyor…

Acaba MHP bir sonraki genel seçime Cumhur İttifakı ortağı olarak değil de, kendi adı ve adaylarıyla girecek olsa, kamuoyu yoklamasında çıkan %7 oyu alabilir mi?

Seçim yasasında yapılan değişiklikle baraj %7’ye indirilmişti; o oran barajı aşabilmek için önemli.

Neden diğer partiler arasından MHP’yi özel olarak seçmiş olabilirim?

Evet, tahmin ettiğiniz gibi, birbiri ardına meydana gelen gelişmeler can ile canan arasında bir hadisenin varlığını akla getiriyor da ondan…

Reklam

“Bir hadise var can ile canan arasında” Türk sanat müziğinin en güzel eserlerindendir. Sözler Hasan Âli Yücel’e, beste de Servet Yesari Bey’e aittir. 

Dün MHP genel başkanı Devlet Bahçeli de Ferdi Tayfur’a ait bir şarkı eşliğinde yürümüştü.

Ferdi Tayfur’un içerisinde “Sana söylediğim sözlere kızma / Sitem ediyorsam ettiren sensin // Senden çektiklerim yetti canıma / Zalimsin diyorsam söyleten sensin” sözleri geçen şarkısı Devlet Bahçeli’nin yürüyüş videosuna ne amaçla konulmuş olabilir?

Kime mesajdı o sözler?

Ankara’dayım ve siyasete ilgi duyan insanlar o sözlerin muhatabını tespit etmekte hiç zorlanmıyorlar.

MHP’den bir yetkili “Yok öyle şey” dese de…

Yetkilinin öylesine söyledikleri şu sözlere siz de bir bakın isterim: “Videodaki şeyler, Cumhur İttifakı’na değil, arkadaşlar yanlış yorumluyorlar. Öyle bir şey yok. Ferdi Tayfur’u sever başkanımız.” Pekiştirmek amacıyla “Şarkı sözlerini Cumhur İttifakı’na yorumlayacaklarına, bizden giden Meral Akşener’e ve o ekibe yorumlanması daha doğru olmaz mı?” diye de sormuş aynı MHPli…

Cevap veriyorum: Doğru olmaz…

Devlet Bahçeli İYİ Parti konusunda ne düşündüğünü bir hafta önce açıklamıştı; şu sözlerle:

“Sayın Meral Akşener Hanımefendi’nin ayrışmadan vazgeçerek partinin başında, onu destekleyen ve projelerine katkıda bulunan arkadaşlarının da etrafında olması gerektiğini düşünüyorum.”

Ferdi Tayfur’un şarkısıyla verilen mesaj İYİ Parti’ye dönük olabilemez.

Ankara’da insanlar, ortağı AK Parti’nin şu sıralarda giriştiği anayasa değişikliği arayışından MHP’nin rahatsız olduğu kanaatindeler. 

Seçilebilmek için anayasada var olan ‘yüzde 50+1’ şartının aşağıya çekilmesinin de o kapsamda gündeme geleceğini düşünüyor ve buna itirazlarının kaale alınmayacağından endişe duyuyorlar.

İYİ Parti’nin kendilerinin yedeği olabileceği de bir başka endişeleri…

Kızgınlık o videoya yol açmış olabilir…

Her köşede bunlar konuşuluyor Ankara’da…

Yalnız kalmak istemiyor MHP, yalnız gidilecek seçimin riskli olacağının onlar da farkındalar elbette…

Bakalım bu iş nereye varacak?