CHP nasıl bir siyasi parti? İçinde bulunduğumuz çağda hangi istikamete doğru gidiyor? Neyi, hangi siyaseti temsil ediyor, ana muhalefet partisi olması dışında?
Bu, hemen her zaman ortada kalmış bir sorulardır.
Yanıtları bu partinin kimi geleneksel özellikleriyle vermeye çalışmak mümkündür.
Kurucu özellikleri olan, modernist dokuyu, niyetleri, arzuyu taşıyan bir siyasi partidir CHP. Bir kültürel kimlik ve bir resmi ideoloji boyutu vardır. Kemalizmden demokrasiye, sosyal demokrasiden milliyetçiliğe kadar giden bu geniş skala, çelişkiler, sürtüşen unsurlar barındır.
Siyaset bu mantıkta, ait olunan grup, parti, topluluk içinde, kişinin özel alanını genişletmesi, grubun hiyerarşi merdiveninde yukarılara doğru çıkmasına faaliyetine verilen isimdir. Gelenekte fayda, itibar, güç kapıları böyle açılır.
Sadece CHP’nin değil, ülkenin diğer siyasi partilerinde de görülen bu durum, yine de en çok CHP’yi tanımlar.
Son günlerde CHP’de belediye başkan adaylarının belirlenmesi şekli ve etrafındaki gerginlikler bu geleneğe yeni bir örnek oluşturuyor.
Kurultayı kazanan yönetim, Özel-İmamoğlu ikilisi, yenilenme-gençleşme gerekçesiyle, kilit belediyelere kendilerine yakın isimleri yerleştirerek, bu yolla bazı fiili ve muhtemel bertaraf ederek bir iktidar alanı oluşturmaya çalışıyorlar. Amaç, adeta, seçim kazanmaktan, güçlü ve hakkeden isimleri aday yapmaktan çok, belediye seçimlerini, partide güç ve iktidar inşası vesilesi kılmak görünümü taşıyor.
Bu çabalara siyaset adı verilmesini, umut bağlamasını anlamak gerçekten zor.
Baştaki sorulara dönelim…
CHP nasıl bir siyasi parti? İçinde bulunduğumuz çağda yılında hangi siyasi istikamete doğru gidiyor, Türkiye ve sorunları için neyi öneriyor?
Siyaseti esasen bu sorular, bu sorulara verilecek yanıtlar, yanıtlar etrafındaki eylem planları, eylemler tanımlar. Siyasete akan toplumsal enerji, melodi bunlardan doğar.
Bu sorular bakımından CHP’de şu an ortada kocaman bir ‘hiç’ var…
Böyle olacağına dair işaretler aslında seçimlerden hemen sonra başladı.
Bugün neşet eden keyfi, tepeden, partizan yollarla belediye başkan adayı belirleme mantığının ipuçları, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedince ortaya çıktı.
Seçim neden, nasıl kaybedildi, hani siyasi eksikler vardı, topluma yeterli kurucu siyaset enerjisi neden verilemedi? Bu sorunlar sorulmadı, sorulamadı. Sorulmasına fırsat kalmadan, suçlu sanık sandalyesine oturtuldu. Kılıçdaroğlu’dan gitmesi istendi.
O günlerde de mesele, aslında, daha dolu, etkili siyaseti ve taşıyıcını önermek değildi, hedef iktidar değişikliğiydi. Seçim başarısızlığı kimileri için bir fırsattı, iktidar gelme fırsatı… Nitekim isimler ve kişiler üzerinden hazırlanan bir yönetim değişiklik önerisi, gerçek bir değişim gibi, büyük bir siyasi dil ve proje değişimi gibi lanse edildi.
Ve tartışmalı çeşitli araçlar da kullanıldı iddiasıyla iktidar değişti.
Sonuç “sıfıra sıfır elde var sıfır”. Hiç olmazsa Kılıçdaroğlu CHP’yi bir kimlik partisi olmaktan çıkarmaya çalışıyor, kültür savaşlarına son vermeye, siyasi faaliyetin normalleşmesine gayret ediyordu.
Yeniler bunu bile aratıyor.
CHP olduğu yerde sayıyor.
Onunla birlikte muhalif kesimler de…