Erdoğan’ın seçim kampanyasını çok merak ediyordum. Mitinglerde seçmenin karşısına çıkıp ne diyecekti?
Çünkü…
Ne PKK tehdidinden söz edebilir ne CHP/DEM/PKK ortaklığından, ne Özgür Özel’in Pensilvanya’dan emir aldığını söyleyebilir ne de bu seçim beka seçimi diyebilir…
Bunların hepsini tüketti…
Dış politikada zaten satacak mal kalmadı. Katil, darbeci Sissi bile artık kardeş oldu!... İstanbul düşerse Kudüs düşer, Gazze düşer manzumesinin de artık alıcısı kalmadı… Gazze harap oldu ama İsrail’e gemiler vızır vızır gidip geliyor. Mal sevkiyatı aynen devam.
Yakında Netanyahu da Sisi gibi ‘kardeşler’ safına dahil edilirse şaşırmam…
Şimdilik katil…
Ekonomi desen iflas etti, edecek. Devletin kasası da perişan vatandaşın cüzdanı da… Erdoğan artık ‘ben ekonomistim.’ diyemiyor. ‘Doğru yolda gidiyoruz en kötü geride kaldı’ söylemine de son verdi. ‘Faiz sebep’ lafını en koyu AKP’liler bile duymak istemiyor…
Erzincan maden kazası ülkenin kurallarla değil keyfi kararlarla yönetildiğini bir kez daha kanıtladı. Saray’a yakın olan işini görüyor. Dilediği gibi at koşturuyor. Milyonlarca liralık vergi borcunu bile sildiriyor…
Türkiye bu ortamda seçime gidiyor. Mayıs seçiminde kandırılan seçmenin ne tepki vereceği, Erdoğan’ın onlara ne söyleyeceği bu sebeple merak konusu…
Kandırılan seçmenin ne tepki vereceği hala soru işareti ama Erdoğan’ın meydanlarda nasıl propaganda yapacağı, ne diyeceği dün Samsun’da belli oldu…
CHP’yi ülkeyi düşünmemekle, koltuk kavgası yapmakla, birbirlerini hançerlemekle suçlayacak…
Erdoğan’ın eline bu kozu CHP yönetimi verdi.
Adaylık süreci o kadar kötü yönetildi ki, o kadar uzun sürdü ki, adaylar üzerine o kadar çok tartışma yapıldı ki, koltuk pazarlığı yapıyorlar algısı oluştu… CHP’nin rahat alacağı yerlerde yapılmadı değil, yapıldı…
İstifalar, aday gösterilmeyenlerin partilerini özünden kopmakla suçlamaları, torpilli adaylar listesi CHP’yi yıprattı. Parti ikiye bölündü, darmadağın oldu kanısını güçlendirdi.
Erdoğan için bu kaçırılmaz fırsattı, kaçırmadı da…
Bakın Samsun’da kendisini dinleyenlere nasıl seslendi: ‘Kendi aralarında öyle çıkar çatışmasına tutuşmuşlar ki ülkenin geleceğine dair ne programları ne hayalleri ne de projeleri var. Hepsinin tek gayesi seçim sonrası CHP yönetimini ele geçirmek.’
CHP 31 Mart’ta istediği sonucu alamazsa en önemli neden bu olacak; partinin parçalanmış, birbirine düşmüş görüntüsü…
Erdoğan bu durumu son güne kadar gittiği her yerde tepe tepe kullanacak…
İlk mitinginde başladı son mitingine kadar sürdürecek.
CHP Mayıs seçiminden gerekli dersi çıkarmamış. Neden kaybettiklerini analiz etmemişler…
Mayıs’ta Millet İttifakı’nın dağınık görüntüsü, birbirlerine düşmeleri, masanın dağılması seçimi kaybettirdi.
Mayıs’ta Erdoğan seçim kazanmadı, muhalefet kaybetti…
Mart’ta CHP’nin dağınık görüntüsü, birbirlerine düşmeleri benzer sonucu doğurabilir…
Bakalım CHP 45 günde bu havayı kırabilecek mi?
Seçmenin büyük çoğunluğu 14 Mayıs seçiminde muhalefetten çok şey bekliyordu. Umutluydu, hayal kırıklığıyla bitti.
31 Mart’ta da çok şey bekliyor. Dilerim ikinci kez hayal kırıklığı yaşanmaz!..
Üzüntüm şu; iki seçiminde önemini muhalefet kavramadı. Siyasetçiler anlamadı. Normal sıradan bir seçimmiş gibi davrandılar. Hala öyle davranıyorlar…