Erdoğan, Hamas ve CHP

“Cumhurbaşkanı” ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, köktendinci terör örgütü Hamas’ı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Kurtuluş Savaşı’nın lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve liderliğini yaptığı Kuvayı Milliye hareketiyle özdeşleştirdi!

Erdoğan daha önce de ABD emperyalizminin kurduğu şeriatçı ve köktendinci “Özgür Suriye Ordusu”nu Kuvayı Milliye ile özdeşleştirmişti.

Bu özdeşleştirmeler, tarihsel gerçeklere ve olgulara tamamıyla aykırı olduğu gibi, Kuvayı Milliye’ye ve Atatürk’e yönelik bir hakarettir ve Erdoğan’ın şeriatçı ve köktendinci kimliğini bir kere daha kanıtlamaktadır.

“Diyanet Akademisi”nde yaptığı konuşmada açıkça şeriatı savunan Erdoğan’ın Hamas hakkındaki açıklamalarına da şaşırmamak gerekir.

Nitekim Erdoğan’ın, Filistin Devlet Başkanı ve Filistin Kurtuluş Örgütü eski liderlerinden Mahmud Abbas yerine, Hamas’ın liderlerinden İsmail Haniye ile görüşmesi, ayrıca iktidara geldiğinden beri Hamas ile ilişkilerini geliştirmesi, Erdoğan’ın şeriatçı ve köktendinci siyasi çizgisini açıkça ortaya koymaktadır.

***

Birincisi, Kuvayı Milliye, farklı siyasi görüşlerden olan insanların emperyalizme karşı mücadele için kurduğu bir milli/ulusal direniş hareketidir. Hamas ise ümmetçi, şeriatçı, köktendinci bir örgüttür. Ümmetçi örgütler kategorik olarak milli ve ulusal olamazlar.

İkincisi, Kuvayı Milliye hareketinin kurucusu ve lideri Atatürk laiklik ilkesini benimsemişti ve ulusal kurtuluş hareketini bir şeriat ve din devleti kurmak için başlatmamıştı.

Üçüncüsü, Hamas, Mısır’daki şeriatçı, köktendinci, ümmetçi örgüt “Müslüman Kardeşler/İhvan” tarafından kurulmuştur. “Müslüman Kardeşler” kurulduğu 1928 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı da düşmanlık yapmıştır.

Kurtuluş Savaşı’na ve Kuvayı Milliye hareketine karşı mücadele veren, Britanya emperyalizmiyle işbirliği yapan, Teal-i İslam Cemiyeti kurucularından Mustafa Sabri adlı vatan haini de, Mısır’daki “Müslüman Kardeşler” örgütüne destek olmuştur.

“Müslüman Kardeşler” aynı zamanda, Süveyş Kanalı’nı millileştiren ve Britanya kontrolünden kurtaran, Mısır’daki antiemperyalist mücadeleye öncülük eden Cemal Abdülnasır yönetimine karşı da mücadele vermiştir, yöneticilere karşı birçok terör eylemi düzenlemiştir.

Dördüncüsü, ABD ve İsrail, Yaser Arafat’ın öncülüğündeki Filistin Kurtuluş Örgütü’nü bölmek ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını önlemek için, Hamas’ın kurulmasına destek vermişlerdir. Hamas yakın bir geçmişe kadar, ABD emperyalizminin Orta Doğu’daki uyduları olan Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler tarafından da desteklenmiştir.

Beşincisi, Kuvayı Milliye hareketi, Hamas gibi, sivil katliamlar ve sivillere yönelik sistematik terör eylemleri gerçekleştirmemiştir, askeri hedeflere yönelik askeri operasyonlar düzenlemiştir.

***

İsrail hükümetinin Gazze’de gerçekleştirdiği kitlesel katliamları bahane ederek Hamas’ın hamiliğine soyunan, Hamas’ı Kuvayı Milliye ile özdeşleştirecek kadar ayarlarını kaybeden ve 2007 yılından beri Türkiye’deki laik düzeni yıkmak için sistematik bir biçimde ilerleyen Erdoğan ile yeni anayasa konusunda hiçbir pazarlığın yapılamayacağı açıktır.

AKP ve MHP, “sivil anayasa” maskesi altında, laiklikle ilgili maddelerin içini boşaltacak teokratik bir anayasa hazırlığı yapmaktadırlar. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bu konuda bir tuzak kurma hazırlığı içindedir. Bu nedenle de Özel’in Erdoğan ile gerçekleştireceği görüşme önemlidir ve Özel’in bu konuda çok dikkatli olması gerekmektedir.

CHP’nin mevcut yönetimi, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun laiklikten ve CHP’nin ilkelerinden uzaklaşma yönteminden ne kadar uzak durursa ve CHP’nin ilkelerine ne kadar çok sahip çıkarsa, gelecekte de o kadar başarılı olacaktır, belediye seçimlerinde kendisine oy verenleri hayal kırıklığına uğratmayacaktır ve genç kuşaklar için umut olmaya devam edecektir.