Birileri, CHPlilere, seçimin geride kaldığını, basit gündemlerin peşine takılmanın yanlışlığını hatırlatmalı…

CHP’yi anlamaya çalıştıkça seçimin ardından yaptıklarının anlamsızlığını fark ediyorum.

Mart ayının son günü yapılan yerel seçimden Özgür Özel’in genel başkan olduğu CHP birinci parti olarak çıktı. CHP bu seçimde yalnızca İstanbul ve Ankara’nın büyükşehir belediye başkanlıklarını elinde tutmayı başarmakla kalmadı, Türkiye genelinde kazandığı Büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlığı sayısını 208’den 351’e çıkardı.

Genel başkanlığa yeni gelmiş Özgür Özel için ciddi bir başarı bu.

Kafamı karıştıran, CHP’lilerin kazandıkları bu büyük başarıyı algıladıklarından kuşku duymamı getiren, seçim sonrası eğlenceleri…

Istakoz olayı…

AK Parti’den CHP’ye geçen belediyeler önüne asılan, önceki dönemin borçlarına dair kocaman pankartlar…

Kusura bakılmasın, bunlarla ülkenin çok değerli günlerini boşuna harcıyor CHPliler…

AK Partili bir kadın milletvekilinin, Monako’da arkadaşlarıyla gittiği bir kulüpte yediği ıstakoz, siyaseten yanlış bir davranış elbette. Ancak suç mu milletvekilinin yaptığı?

Hayır, sadece ayıp bir şey…

Bu konunun günlerden beri abartıla abartıla taze tutulmasının anlamı ne olabilir?

Ben işte bunu anlamakta zorlanıyorum. 

Hadi önümüzde seçim olsa neyse…

AK Parti’nin halkın fukaralığıyla mukayese edildiğinde etkili olacak müsrifliğinin örneği, bir milletvekilinin pahalı bir deniz ürününü yemesi olamaz herhalde.

Sonunda konuyu köpürtenler de yaptıklarının AK Parti kitlesi üzerinde fazla etki uyandırmadığını fark etmiş olmalı ki, olayı dini alana çekip ıstakozun haramlığını öne çıkarmaya başladılar.

Hem de çok bilmiş edayla, “Başka mezheplerde olmayabilir ama bizim mezhebimizde haram” diyerek…

İyi de, CHPli bilinen isimlerin konuya bu yönüyle yaklaşması sizce hayli tuhaf kaçmıyor mu?

Belediye binalarının önlerine asılan önceki dönemin borç rakamları daha da tuhaf.

O belediyelerin bulunduğu il ve ilçelerde yaşayanlar, o pankartlara baktıklarında, yeni başkanların beklenen icraatları yerine getirmeyecekleri için daha ilk günden kendilerine mazeret ürettiklerini düşünmezler mi?

Ben düşünüyorum.

AK Partili başkan yerine CHPli adaya oy vermiş olan seçmenler, eski başkanı cezalandırmak istedikleri için öyle davrandılar. Borçlarının yüklü olması seçim öncesi duyurulsaydı, bunun bir anlamı olabilirdi; binaların önünden geçenlerin kafalarını “Allah, Allah” diye salladıklarına eminim.

Seçmenler il veya ilçelerine daha fazla hizmet gelmesi için alıştıkları partiye ve adayına oy vermek yerine CHPli adaya oy verdiler. Geçmiş dönemin borçlarıyla ilgili kocaman pankartların yerine, yeni dönemde yapılacak icraatlar ilan edilemez miydi?

Anlamadığım bir diğer konu da, Antalya’da yaşanan teleferik kazasının sorumluları arasında, bir ilçenin CHP’den seçilmiş belediye başkanının da gözaltına alınmasına CHP’nin verdiği tepki.

Geçmişte tren ve maden kazalarının yargılanması sırasında, hiçbir makam sahibinin sorumlu tutulmamasına en büyük tepki kimlerden geliyordu?

CHPlilerden değil mi?

Tutuklanan belediye başkanının hukukunu savunabilir CHP. Sonrasını yargıya bırakması tutarlı olması bakımından daha doğru bir davranıştır.

Istakoz… Geçmiş dönemin borçları… 

CHPliler, önemli seçimin geride bırakıldığının ve partilerinin seçimden birinci çıktığının, sorumluluk alanlarının beldelerle birlikte 400 belediyeye yükseldiğinin ve CHP’li adaylara oy veren kitlelerin kendilerinden kampanyalar sırasında verdikleri sözleri bir an önce yerine getirmeye başlamalarını beklediklerinin galiba farkında değiller…

Sanki kısa süre sonra seçim olacakmış gibi davranıyorlar…

Oysa, bilindiği üzere, genel seçime dört, yerel seçime ise beş yıl var.

Yoksa erken seçim isteyecekler de onun provasını mı yapıyorlar?

Tek makul gerekçe ancak bu olabilir çünkü.