Ramazan Bayramı’nı demokrasi bayramı ile birlikte kutladık. Bayram süresince 9, 10, 11 Nisan günlerinde bu köşede “İmamoğlu Erkem”, “Mansur Yavaş: Güvenadam!”, “Özgür Özel’in liderliği” başlıklı üç yazı kaleme aldık.
Sanılanın aksine insanların gerçek iyi gün dostu, kötü dostundan azdır! Biz de elde edilen toplam başarıda önemli payı olanların hakkını ve sorumluluğunu teslim etmek istedik.
Her üç toplumsal liderden de aldığımız mesajlar yazıdaki amacımızla tam örtüşüyordu. Bu açıdan ayrıca sevindik.
İmamoğlu aile ocağı Trabzon’a gittiğinde bir CHP’liyi arayıp izlenimini sorduk. “Biz partililer yanaşamadık, halk İmamoğlu’nun etrafını kuşattı”dedi. Ankara seçim sonuçlarına bakınca, Akyurt, Pursaklar gibi AKP ile MHP’nin oy oranının toplamının yüzde 90’ı bulduğu ilçelerde bile Mansur Yavaş’ın yüzde 40’a yaklaştığını gördük!
Özel’in dünkü grup konuşması “zafer sarhoşluğu” değil, “zafer sorumluluğu” kıvamındaydı.
Başlangıç güzel...
***
Siyasette 24 saat çok uzundur, dört yıl çok kısadır.
CHP’nin elde ettiği bu büyük başarıyı yarından tezi yok, genel seçim zaferine götürme stratejisi oluşturup yürümesi gerekiyor. Bunun için elinde büyük olanaklar var artık. Ankara, İstanbul belediye meclislerindeki tablo CHP’ye şunu söylüyor:
Bahanen kalmadı... Seçmen verebileceği bütün olanakları verdi! Bundan sonrası sende!
CHP’nin toplumda kabul gören belediye başkanları başta olmak üzere güçlü bir “iktidara yürüyüş kadrosu” oluşturma olanağı da genişledi. Özel, İmamoğlu ve Yavaş’ın her biri farklı siyaset yapma yöntemlerine sahip. Ancak seçmen onları fiilen bir araya getirdi. Bize göre yanlış soru şu:
-Hangisi öne çıkar?
Doğru soru da şu:
-Nasıl bir ortak güç olurlar?
Üçü de sorunun doğru sorulmasını ve güçlü yanıtlanmasını sağlamaya mecbur.
Mecbur!
31 Mart’ın köpüğünü alıp 2028’e bakarsak üç olasılık var:
1- CHP yerel seçim rüzgârını büyütüp genel seçimlerden de birinci parti çıkabilir.
2- AKP tümüyle çökerken yeni bir merkez-merkez sağ sentez çıkabilir.
3- AKP her yönteme başvurur, tümüyle yenilenip toparlayabilir!
CHP, ikinci ve üçüncü olasılığı küçümsememeli.
Bugünkü gerçek şu; AKP tam bir çöküşün eşiğinde. Dün Mehmet Şimşek’in önümüzdeki dönem Erdoğan’ın da tam destek vereceği yenilenmiş bir program uygulayacaklarını açıklaması şunu gösteriyor:
-Ekonomi yönetimi tamamen uluslararası finans yapısına teslim olacak.
Buradan toplumsal refah çıkmaz.
Ekonominin ve AKP’nin birlikte çöküşü çıkar!
***
Seçim sonuçlarında “E” kuşağının, yani emeklilerin büyük etken olduğu herkesin kabulü. Gözlemimiz o ki emekliler, AKP’ye ders verdi ama hâlâ öfke dinmedi.
Geçen gün 42 yıllık devlet memurluğundan sonra 10 bin lira emekli maaşı aldığı için temizlik işinde çalışan bir yurttaş önümü kesti. Soruyordu:
-Biraz daha fazla emekli maaşı alayım diye çalışma süremi uzatım, benim yarım kadar çalışanlarla aynı maaşı alıyorum. Bunun neresi adalet?
Yurttaş buna benzer saptamaları yaparken her iki üç cümlede bir şöyle bağırıyordu:
-Toprak bunları kabul etmesin!
Halk sandıkta patladı. Bu, sokakta patlamaktan iyidir.
CHP zorlu bir zafer elde etti. Bu öfkeli beklentiyi, umutlu enerjiye çevirmeli!