Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin bile “Benim karışma yetkim yok” dediği Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararını hiçe sayıp seçim sistemini temellerinden sarsacak bir süreçte ısrar etti.
Mahkeme, CHP’nin 38. olağan kurultayının yok sayılmasından sakatlanmasına kadar uzanan bir dizi istemi içeren davaya dün de “baktı”, “baktı”, “8 Eylül’e erteliyorum” dedi.
Böylece iktidarın “en kullanışlı” durum olarak gördüğü “belirsizlik” kartı açık kalmaya devam etti!
Beklenti o ki CHP’nin içi iki ay daha karışık olmaya devam edecek. CHP’liler ikiye, üçe, mümkünse daha küçük parçalara bölünüp kendi aralarında kutuplaşmalar oluşacak.
8 Eylül, CHP’nin kuruluş yıldönümünden bir gün önceye denk geliyor! CHP’liler kuruluş heyecanı yaşamak yerine mahkeme gerilimi içinde olacak. Mı acaba?
***
İktidar, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan süreçten bu yana 5-0 mağlup ilerliyor. Bunu tersine çevirmek için operasyon çırpınışları içine girdikçe daha da batıyor.
5-0 şöyle:
19 Mart sonrası dipten gelen dalgayı göremediler. İlk günlerde yükselen dalganın geçici olduğu sanıldı, öyle olmadığı görüldü. 1-0
Ekonomiden gelen dalgayı göremediler. Doların 40 liranın üstüne çıkmaması için 40 takla attılar. Bu uğurda 86 milyonun sırtından, dişinden, tırnağından toplanan 50 milyar doları sattılar. Bu süreçte yaşanan güvensizlik devam ediyor. Mehmet Şimşek kapalı kapılar ardında, halkı ve ekonomiyi anlamaya kapalı kafalara, “Bir 19 Mart daha kaldıramayız” deyip duruyor. 2-0
İmamoğlu’nun önce üç günde, sonra en çok bir haftada, taş çatlasa bir ayda unutulacağını düşündüler. Özgür Özel’e güya uyarı yapıp “İmamoğlu’nu unut, bizim yolumuzu tut” dediler. Bugün Saraçhane’de 100. gün mitingi var. 3-0
CHP’nin İmamoğlu’na karşı ikircikli tutum içine girmesini, kurultay davasıyla birlikte iç kavgalara tutuşmasını planladılar. Tutmadı. CHP’nin tepeden tırnağa ağırlıklı gövdesi, “İktidara yürüyoruz, hedef şaşmamalı” duygusunu satın aldı. Belki de temmuzla birlikte CHP’nin 39. olağan kurultayının takvimi başlatılacak. 4-0
Bütün bu hesapların sonunda CHP’nin ve İmamoğlu’nun itibarının sarsılacağını, aşağı çekileceğini düşündüler. Millet davalara büyük ölçüde inanacaktı, CHP 1. parti olmaktan çıkacaktı. Meydanlar, anketler bunu da yalanlıyor. 5-0
***
Bütün bunların devamında şunu söyleyebiliriz:
CHP’de kavga var. Büyük bir kavga var. CHP, bütün adaletsizlikleri ortadan kaldırmak üzere iktidara yürüme kavgası veriyor.
CHP bir yandan belediye başkanlarına, kurultaylarına yönelik saldırıları göğüsleme bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini koruma, Türkiye’yi çağdaş dünyanın bir parçası olarak tutma kavgası veriyor.
Bugün Saraçhane’de büyük buluşma var.
CHP İmamoğlu’nun şahsında bütün hukuksuzluklara meydan okuyup mücadeleyi kalıcı, sonuç alıcı hale getirme kavgası veriyor.
Biz de İmamoğlu’nun Türkiye yolculuğunu “Asla Vazgeçme” haykırışını kitaplaştırdık, kavgaya kendimizce bir bayrak sunduk.
Bugün Nâzım Hikmet’in “Hürriyet Kavgası” şiirini birlikte söyleme günü:
“Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
dalga dalga aydınlık oldular,
yürüdüler karanlığın üstüne.
Meydanları zaptettiler yine.
...
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.”